Bölüm 33 | Hissikablelvuku - Part 1

103 9 0
                                    

Bölüm 33 | Hissikablelvuku - Part 1

"İnanmıyorum bileğini mi morarttı?" diye bağırdı halam kocaman olmuş gözleriyle.

"Yüzüne dergi fırlatıp, elmacık kemiğini mi kesmesine sebep oldu?" diye ardından halamı takip etti ablamda.

"Hala, abla aba-" diye söze başlamıştım ki halam haşin bakışlarıyla sözümü kesti.

"Sakın bana abartılacak bir şey değil deme! Gayette abartılacak bir şey, bize gelip seni sevdiğini söyledi, evlenmek istediğini söyledi, bizde seni ona emanet ettik! Emanet hıyanet mi edilir? Sinirlendiyse sinirlendi çıksın gitsin sakinleşsin öyle gelsin! Kendinden daha az gücü olan kadına, bir de sevdiğini iddia ettiği kadına nasıl öyle davranır? Adamlık öyle olsaydı bu dünya adamdan geçilmezdi!" diye bağırdı halam kızgınca.

"Şerefsiz mahluk! Ne hakla sana dergi fırlatabilir? Sende kafasında bir şey kırsaydın ya? Niye kırmadın, aklı başına gelseydi şerefsiz herifin ya da Akka'ya söyleseydin bilirdi o ne yapacağını!" dedi ablamda yerinde öfkeyle hareketlenerek.

"Ne bileyim ya o zamanlar huzurunu kaçırmak istemedim, mutlu mutlu tatilini yapsın istedim. Zaten böyle uzun soluklu izni arada alıyor bir de ben mi onu kendi derdim üzeyim. Hallettim işte, günlerce, hatta haftalarca yüzüne bakmadım. Resmen bir ayağıma kapanmadığı kaldı." dediğimde halam gözlerini kısarak bana baktı.

"Ne yaptı ki böyle zevk almış bir şekilde konuşuyorsun?" diye sordu.

"Neler yapmadı ki? Anası bile şok oldu onu böyle görünce." deyip kahkaha atığım da ablamın kaşları kalktı.

"Kız neye şaşırdı, şok oldu? Sanırsın oğlu gitti kaşıkçı elmasını çalıp sana getirdi." deyince göz devirip dil çıkardım ablama.

"Ya abla adam her boku yiyecek, bağıracak, çağıracak, kızacak, edecek bilmem ne sonra gidip iki küpe bir kolye alıp gelince affedilmeyi bekleyecek, kadın da kocası kendine iki küpe bir kolye aldı diye onu hemen affedecek ne eziklik be! Eğer iki küpe bir kolyeye tav alıyorsa erkek ondan şu mesajı alacak tamam ben bunu iki küpe bir kolye ile kandırırım, affederim der yine yapmaya devam eder. Ağzına edeceksin ki akılları başına gelsin, sürüm sürüm süründüreceksin ki bir daha hata yaparken iki kere düşünecek öyle bu beni affeder, beni bunu kandırırım diye düşünmeyecek, bu benim ağzıma eder, anamı da ağlatır ben en iyisi yapmayım deyip geri çekilmesini sağlamak önemli." dedim havalı havalı saçlarımla oynayarak, bir yandan da sırıtarak.

"Sen öyle yaptın anlaşılan Hazen Hanım?" diye sordu halam da bana sırıtarak.

"Evet, anasını resmen ağlattım mecazi değil he cidden ağladı kadın." deyip kahkaha attığımda yok artık dercesine baktı.

"Yok artık! Ne yapmış olabilirsin ki?" diye sordu ablam merakla.

"Anlatayım mı?" dedim sırıtarak.

"Anlat. anlat." diyen ablamken,

"Hadi çabuk." diyen de halamdı.

Ellerimi birbirine sürtüp sırıttım ve o günleri hatırlayıp anlatmaya başladım.

BOŞANMADAN ON DÖRT GÜN ÖNCE

Uğur ile aramızın bozulduktan sonra yine eskisi gibi birbirimize soğuk davranma daha doğrusu benim soğuk onun affettirmeye çalışma dönemine girmiştik, bana hediyeler alıyor sürekli iltifat ediyordu ama ben Westeros'taki Sur gibiydim ona karşı, buzdan tılsımlı duvarlar örmüş Sur'un ötesine geçmesine izin vermiyordum. Ne kadar uğraşsa da benim sert duvarlarıma çarpa çarpa yere düşüyordu, tabi pes etme gibi bir durum söz konusu değildi, her çarpışta daha da hırslanıyor daha da çok üzerime üzerime geliyordu.

HülleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin