Bölüm 38 | Bu Nikâh Kıyılamaz! - Part 2
"Orhan kızı Hazen, İlyas oğlu Enfal'i kocalığa kabul ettin mi?" diyen imamın sesiyle derin bir nefes alıp cevapladım.
"Ettim."
"Ettin mi?"
"Ettim."
"Ettin mi?"
"Ettim."
"İlyas oğlu Enfal, Orhan kızı Hazen'i karılığa kabul ettin mi?" diye bu defa Enfal'e sordu imam, Enfal'de benim gibi derin bir nefes alıp verdikten sonra cevapladı.
"Ettim."
"Ettin mi?"
"Ettim."
"Ettin mi?"
"Ettim."
"Şahitler siz şahitlik ediyor musunuz?" diye sordu şahidimiz olan Mesud ve ağabeyime bakarak.
"Ediyorum."
"Ediyorum."
Ağabeyim ve Mesud aynı anda şahitlik etmişti ve imamın konuşmaya başlayamadan zil çalmıştı.
Dün annemin sorusundan ve benden aldığı cevaptan sonra halam ve annem kendi aralarında konuşup anlaşmıştı, halam durumu dayıma anlatmıştı dayım duruma sıcak bakmasa da benim gözümde gördüğü çaresizlik yüzünden sesini çıkarmamıştı, babama da imamı Enfal'in ayarlayacağını söylendiğinde ilk başta kabul etmemişti ama dayımın araya girmesi ile kabul etmek zorunda kalmıştı. Halamlar gittikten sonra ağabeyimi arayıp durumu haber vermiştik tabi geleceğini tahmin etmemiştim ama geleceğini söylemiş ve sabahın yedisinde de gelmişti.
Gece annemle uğraşmamak ya da onunla konuşmamak için ablamla beraber yatmış onun acısını dindirmeye çalışmıştım her ne kadar dik durmaya çalışsa da atlatmış gibi görünse de ablamın içindeki acı dinmemiş ve atlatamamıştı, bunu da geceleri yalnız kaldığında ortaya çıktığını dün gece anlamıştım. İnsan yalnız ve karanlıkta kalınca tüm acılar nüfuz eder ya bedenine, kalbine ve zihnine işte öyle olmuştu, benim uyuduğumu sandığı sırada sesini çıkarmamak için kendini sıkarak ağlamıştı, onun ağlamasına dayanamayıp gözlerimi açmış ve ona sıkıca sarılmıştım.
Ablam ile tüm gece boyunca birbirimize sarılarak ağladık, sürekli ablamın sırtını okşayıp saçlarını öptüm sabah kalktığımızda ikimiz de zombiye dönmüştük ama bu ikimizin de umurunda değildi, ablamı sıcak suyla bir güzel yıkadıktan sonra kurulamış giydirmiştim ardından da kendim yıkanıp giyinmiştim, kahvaltıya inmeden önce Enfal'in attığı mesajdan saat on ikide imam ile geleceğini öğrenmiştim, aşağı indiğimde masada ağabeyimi görmeyi beklemiyordum hatta ve hatta babamın ya da annemin ağabeyime karşı böyle yumuşak davranmasını bile beklemiyordum çoktan ağabeyimi kovmuş olmalarını bekliyordum.
Kahvaltıdan sonra imam meselesini söyleyecekken, annemin halamla konuşup öğrendiğini öğrenince sessiz kaldım, annem misafirler için hazırlık yapmak üzere mutfağa girmiş babam ise benim yüzüme ve ablamın yüzüne bakmayarak evden çıkıp gitmişti, bu aradaki boşlukta ise ağabeyim ile konuşmuştuk her şeyi olduğu gibi anlatmamı istediğinde tek bir şeyi şart koşmuştum Uğur olacak herifi bulup dövmemesini, buna önce sinirlense de onu korumak için böyle bir şeyi istediğimi söyleyince kabul etmiş ve ona bazı kısımlar hariç olan biteni anlatmıştım.
Full Uğur'a söverken, Enfal ile evlenmemin iyi olduğunu hatta bu evliliğin hülle yerine gerçek bir evlilik olmasını ve Uğur ile yeniden evlenmememi diliyordu, aynı dileğin ablam tarafından da dilendiğini duyunca onlara kimseye söylememeleri şartıyla evliliğin hülle niyetiyle yapılmadığını ve kıyılan nikâhın gerçek evlilik olacağını söylediğimde ikisi de çok sevinmişti. Ablam ve ağabeyime söylediğimi Enfal'e mesajla anlattığımda o da Akka ağabeyime ve Mesud'a söylediğini söyledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hülle
Fiksi Umum|YETİŞKİN İÇERİK| "Her son bir başlangıçtır, her başlangıç bir sondur!" hayatımın özeti bu cümlede. Her insanın dönüm noktası vardır benim dönüm noktam ise sonumun başladığı gün oldu. 'Tamam işte, tüm hayatım bitti! Her şey mahvoldu; tıpkı hayatım...