Bölüm 41|Turne - Part 1
"Hazen, hadi geç kalacağız hazırlanmadın mı daha?" diye bağıran Enfal ile son kez üzerimi kontrol ettim ve çıktım odadan.
Kenan Hoca hepimizi tiyatroya çağırmıştı ve bizde olabildiğince çabuk bir şekilde gitmek istiyorduk lâkin sürekli beni bulan aksilikler yüzünden bir türlü evden çıkamadık. Çantamı attığım tekli koltuğun üzerinden alıp koşar adımlarla merdivenlerden indim, Enfal oturma odasında ayakta elleri belinde dikilmiş beni bekliyordu. Onu gördüğüm an bir an nefes alamadım, o kadar karizma duruyordu ki bu haliyle nasıl davranacağımı şaşırdım aramızda bir soğukluk ya da tutukluk olmaması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum ama sanki aramız bozulacak gibi hissetmem çok mu anormal yoksa çok mu normal?
Kenan Hoca'dan üç gündür haber bekliyorduk ama ne yazık ki beklediğimiz haber gelmeyince artık hepimiz umudumuzu kesmiştik iki gündür Enfal ile genellikle evde takılıyor dışarı çıkmıyorduk ya dizi ya film izliyorduk, arada tavla oynuyor ve onu yendiğim için onu delirtiyordum halam ile sık sık konuşup onu darlıyorduk, Mesud ise sevgilisini görmemi ve onu yalnız hissettirmememi istiyordu benden manyaktı galiba sanki ben onun yerini tutabilirmişim gibi kızla vakit geçirmemi istiyordu ki onu da geçtim Sultan, Uğur ile aynı apartmanda otururken onların kapısının önünden dahi geçmeyi düşünmüyorum ve bunu da aynen Mesud'a söylediğimde biraz bozuldu ve söylendi, tabi o söylenince Enfal çıldırdı ve Mesud'a kızdı.
Elbette Uğur'un hâlâ beni takip ettiğinden ve kapıya dayandığından haberi yoktu, evet dün kapıya dayandı geri zekâlı tüm apartmana az kalsın rezil edecekti. Eğer ben kuzeni Kırgız'ı arayıp çağırmasaydım ağzı burnu dağılmış ve emniyetin hapishanesinde ailesi toplardı artık onu. Annem birkaç kez aramış ve babam da onunla beraber arama manyağı yapmıştı beni, Uğur ile görüşmem için baskı yaparlarken Enfal telefonu elimden çekip almış ve anneme kızarak bunun imkânsız olduğunu söylemişti.
Aslında olay şöyle olmuştu, pazartesi günü pasaport işlerini hallettikten sonra Enfal ile birlikte güzel bir kahvaltı yapıp ardından da sinemaya gidip güzel bir film izledikten sonra akşam yemeğimizi de dışarıda yiyip eve gelmiştik. O gün halamla konuştuktan sonra annem beni aramadığı için -ki onları bırakıp gittiğim için halamlarda kaldığım ve eve dönmemekte ısrar ettiğim için bana tavır yapıyordu- haberlerimizi halamdan alıyor doğal olarak tabi canım halam beni üzmemesi için tiyatro meselesini vesaire söylemiyor sadece evde onunla olduğumu söylüyordu, dün kendisinin pazartesi günü biz Enfal ile sinemada keyif yaparken benim haberlerimi almak için halamı arayan annem, halamın ağzından Ankara'da olduğunu duyunca çıldırmış.
Sinemanın klasik kuralı telefonları sessize almak, telefonu sessize aldığım için annemin defalarca aradığını elbette duymadım, halam da defalarca hem beni hem Enfal'i aramış ve ulaşamamış doğal olarak ve hem bana hem de Enfal'e ayrı ayrı mesaj atmıştı. Biz yemekten sonra ancak bu mesajları okuduğumuzda tabi bir şaşırdık, ne yapacağımızı bilemedik bunun yanı sıra annemle muhatap olmak istemediğim için de sanki görmemişim gibi davrandım. Eve gittiğimizde gece neredeyse on iki olmuştu çünkü halamın verdiği haberden sonra beni yine bir stres bir korku kaplamıştı, yine aynı muameleye maruz kalma korkusu her yanımı sarınca Enfal rahatlamam için beni parka götürüp biraz gezdirdi parka özel olan havuzdaki balıkları izleyerek, akşam serinliğinde ve ışıklarında parkın eşsiz manzarasına bakarak rahatlamıştım.
Eve geldiğimizde hemen yatmak isterken annemin aramaları yüzünden bu mümkün olmadı, olacak olanı geciktirmek olmasını önlemiyordu daha fazla geciktirmemek için aramasını yanıtlamıştım tabi Enfal onun yanında konuşmamı ve hoparlöre almamı istemişti telefonu bende onun isteğine uymuş yapmıştım. Annem önce benim nerede olduğumu ardından eve geldiğinde neden evde olmadığımızı bir başımıza ne yaptığımızı resmen sorguladı o anlarda sanki Enfal ile kırıştıran bir metres gibi hissettim kendimi ve bu his cidden berbattı, bana hissettirdiklerinin yanı sıra kendi öz yeğenine yaptığı ithamlar hiç hoş değildi o an çok utandım, yerin yarılmasını ve ben içine girdikten sonra üzerime kapanıp bir daha açılmamasını diledim. Enfal annemin ithamlarını çok fazla sallamazken Uğur'u gönderip beni eve getirteceğini söylediği anda Enfal'in içinden bir şeytan çıktı ki sormayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hülle
General Fiction|YETİŞKİN İÇERİK| "Her son bir başlangıçtır, her başlangıç bir sondur!" hayatımın özeti bu cümlede. Her insanın dönüm noktası vardır benim dönüm noktam ise sonumun başladığı gün oldu. 'Tamam işte, tüm hayatım bitti! Her şey mahvoldu; tıpkı hayatım...