Bölüm 40 | Giselle'ye Veda - Part 2
Kenan Hoca'nın odadan çıkması ile uğultular başladı tüm odada herkes kendi arasında ve yüksek sesle konuştuğu için oldukça gürültü vardı, ne yazık ki içimden onların bu konuşmalarına ve yorumlarına katılmak gelmiyor çünkü zaten sahnede yeterince yorulmuştum ve bir de bu kadar konuşma süresi boyunca burada ayakta beklemek yormuştu, ayaklarım giydiğim topuklu ayakkabılar yüzünden de şişmişti hemen kendimi eve atmak ve şu Fransızca telaffuzları bu gece halledip yarın dinlenmek istiyorum. Üstelik pasaport işi de var pasaport için de en yakın tarihe randevu alıp onu da halletmek istiyorum.
"Şu makyajımı temizleyeyim, çıkalım olur mu?" dedim yüzümde yarım kalan makyajımı işaret ederek.
"Tamam acele emene gerek yok istediğin gibi hallet." diyen Enfal ile kafamı salladım ve az evvel kalktığım sandalyeye geri oturdum.
Seri hareketler ile yüzümdeki makyajı temizlerken arada Enfal ile gözlerimiz kesişiyor ve bakışlarında garip bir ifade yer alıyordu, o garip bakışlar beni içine çekip çekip duruyor tıpkı bir denize bakar gibi hani denize uzun uzun bakınca sizi çağırır ya Enfal'in gözleri de öyleydi, onun o bakışlarından bakışlarımı çekmek gittikçe zorlaşıyordu.
Ağır aksak da olsa makyajımı temizlemeyi bitirebilmiştim sonunda, yüzümün arındığından emin olduktan sonra kalktım zaten eve gidince yine yıkayacağım ama yüzümün makyaj yüzünden zarar görmesini istemediğim için işim bittikten hemen sonra çıkarmayı yeğliyorum üstelik günlük hayatımda da bu yüzden makyaj yapmaktan imtina ediyorum cildimin hava alması ve temiz kalması benim için önemli. Yüzüm için kürler uygulayarak da cildimin yenilenmesini sağlıyorum, krem vesaire almak yerine bence doğal kürler iyi geliyor.
"İşim bitti çıkalım mı?" dedim kafasını salladı ve çantama uzanıp eline aldı bana sadece sırt çantam kaldı.
Kalabalık grubu ardımızda bırakarak sessizce odadan çıktık, çünkü ben makyajımı silene kadar ve sildikten sonrasına kadar dahi hâlâ aynı konu hakkında konuşuyorlardı sanki başka işleri yok gibi hayaller falan kuruyorlardı gezecekleri yerlerin listesini çıkarıyorlardı. Bunları daha sonra da konuşabilirdik önce işin kesin olması önemli, ne zaman hayal kurup bir şeyleri planlasam hep gerçekleşmedi ve ben sürekli hayal kırıklığına uğradım bu yüzden önce gerçekçi olmayı daha sonra hayalperest olmayı tercih ediyorum.
Binadan çıktığımız esnada yüzüme vuran serin hava ile açıkçası bir rahata erdim çünkü içerisi çok sıcaktı ya da bana öyle gelmişti bunaldığım için, klimalar da vardı ama çalışıp çalışmadıklarının farkında dahi değildim o kadar çok şey düşünüyordum ki sanki dışarı çıkınca tüm bu düşünceler zihnimden çıktı gitti.
"Allah'ım çok yoruldum ya! Bir an önce eve gitmek istiyorum." dediğim sırada Enfal önce kıkırdadı ve ardından da konuştu.
"Gitsen ne olacak, kesin aklında o telaffuz işini yapmak vardır onu yapmadan sen rahat edemezsin." dediğinde önce ona dil çıkardım ardından da yüzümü buruşturdum.
Beni bu kadar iyi tanımasına bazen ayar oluyorum he, özellikle de dalga geçer gibi söyledikleri yüzünden ona birkaç tane patlatasım var ama işte tutuyorum kendimi öyle bir şey yapmıyorum.
"Beni bu kadar iyi tanımana bazen ayar olduğumu söylemiş miydim?" dedim uyuz uyuz bakarak.
"Hayır söylememiştin çünkü ayar olmuyorsun, çoğunlukla leb demeden leblebiyi anladığım için daha rahat ediyorsun." dediğinde yine dil çıkardım ona.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hülle
Fiksi Umum|YETİŞKİN İÇERİK| "Her son bir başlangıçtır, her başlangıç bir sondur!" hayatımın özeti bu cümlede. Her insanın dönüm noktası vardır benim dönüm noktam ise sonumun başladığı gün oldu. 'Tamam işte, tüm hayatım bitti! Her şey mahvoldu; tıpkı hayatım...