Bölüm 17 | Huzurlu, Mutlu Bir Yuva / PART - 3

122 7 0
                                    

Selamlaaar ᥬ🥰᭄  Birkaç zamandır gün içinde geliyordum ama bu ara sınava az kalması sebebiyle günümün çoğu test çözerek geçiyor o yüzden akşam geldim ᥬ🤭᭄ Bölümü bırakıp kaçıyorum  ᥬ🥰᭄


...&...&...&...

Devam Eden Hikâyelerim;

• Duhâ

• 3300


...&...&...&...

Tamamlanan Hikâyelerim;

• Heyvbanû


...&...&...&...


Keyifli Okumalar 🌺


Oy Vermeyi ve Yorum Yapmayı Unutmayın 🌺


...&...&...&...

Bölüm 17 | Huzurlu, Mutlu Bir Yuva / PART - 3 

Babaannemin bana bu kadar katı, soğuk ve sert davranması beni gerçekten üzüyordu onu çok seviyorum ve o bana böyle davrandığı zamanlarda kalbim kırılıyor, içimde bir yerler eziliyordu. İstiyorum ki babaannem bana hiç küsmesin ve aramız iyi olsun, o yine bana eskiden anlattığı hikâyelerden anlatsın, sert değil ama tatlı tatlı beni azarlasın; sanırım bundan sonra pek de öyle olmayacak! Bu son olan olaylardan sonra babaannem yüzüme bakar mı emin değilim. Benim açtığım kapıdan ablam içeri girince kapıyı kapattım ve ön kapıyı açıp koltuğa yerleştim. Ben yerleşir yerleşmez Aykut arabayı çalıştırdı ve hastanenin önünden yavaş yavaş çıkmaya başladık. Tüm arabayı delici bir sessizlik kaplamıştı ki Aykut konuşmaya başladı.

"Az önce bir şey söylemiştin 'bir insan kırıldığını söylemezse, karşısındaki nasıl onu kırdığını anlasın ki?' demiştin hastanenin koridorunda." deyince cama taraf çevirdiğim başımı ona doğru çevirdim.

"Evet öyle söyledim." deyince kafasını salladı ve vites değiştirdi, ardından da sol sinyali yakarak yanımızdan geçen beyaz arabanın hemen ardından sol şeride geçti.

"Gerçekten seven bir insan, sevdiğini kırdığını bir bakışından, bir ses tonundan, saçını bağlayışından, giydiği kıyafetten hatta yürüyüşünden bile anlayabilir. Neden biliyor musun?" diye sordu bana bakışlarını yoldan alıp kısa bir süre baktı ve yeniden önüne döndü.

"Neden?" diye sordum merakla ve oturduğum yerde iyice kendimi rahat bir şekilde konumlandırdım.

"Çünkü onu çok iyi tanırsın, onun her hâlini bilirsin, üzüldüğünde nasıl olduğunu, kırıldığında nasıl olduğunu, sevindiğinde nasıl olduğunu; hepsini bilirsin ve işte o zaman anlarsın. Çünkü artık sen, sen değilsindir. Sen artık siz olmuşsunuzdur ve iki beden vardır ortada ama tek ruh vardır. Seven, sevdiğinin her hâlini bilir ve her hâliyle sevip kabullenir!" diyen babaannem ile dönüp bakmak istedim ona ama babaannemin bana bakmayacağını bilerek dönmedim arkamı.

"Sen Sırma'yı sevmedin, belki sevdiğini düşünüyorsun ama sevseydin eğer ona karşı ince düşünceli davranırdın, höt höt olmazdın! Onu ondan daha çok düşünür, o rahat olsun, mutlu olsun, huzurlu olsun diye uğraşırdın! Ama sen öyle yapmadın, kızı kırdığının bile farkına varmadın, kız bugüne kadar sana katlandı çünkü belki değişir, belki farkına varır, belki aslında böyle biri değil, belki düğün hazırlıkları onu yormuştur, belki işte yorulmuştur, belki, belki, belki, dedi hep ama o belkilerin hiçbiri gerçek değildi! Senin onunla ilgilenmemenin sebebi, işte veya düğün alışverişinde yorulduğun için onunla canı gönülden ya da içten ilgilenmedin değildi; sen sadece kendini sevdin, kendini düşündün işte bu yüzden onunla canı gönülden ilgilenmedin. Annen onu sana seçti sen de güzel buldun ve olur dedin, arkadaşça konuşup anlaştığınızda ise sevdin sandın ama sevmek öyle olmuyor Uğur!" diyen ablam ile gözlerimi kapattım.

HülleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin