Dosyalara kendini kaptıran savcı kapının çalınma sesi ile kalemini masaya koymuş ve "Gel" demişti. Kapısından içeri giren kalabalığı görünce gözlüklerini gözünden çıkartmış ve koltuğuna yaslanıp "Buyurun" diyerek konuşmalarını bekledi. İsmail Komiser yalandan öksürüp boğazını temizledikten sonra savcıya biraz daha yaklaşarak konuşmaya başladı.
"Savcı Hanım, bugün toplantıda bu gece olacak nakliyat hakkında konuşmuştum ama sizden bir cevap alamayınca, bizde arkadaşlarla gelme kararı aldık."
"Nerede olacakmış bu nakliyat ve saati belli mi?"
"Aslında bakarsanız Kerem Albayın bölgesinde olacağı duyumu aldık. İl sınırına yakın, eski fabrikalarda, gece yarısından sonra olacakmış."
"İsmail Bey, kimden alıyorsunuz bu bilgileri öğrene bilir miyim?"
İsmail Komiser karşısındaki kadının sürekli sorgulamasından ve aşağılar gibi konuşmasından ilk günden nefret etmişti. Halbuki! Diğer savcıların hemen gözüne girebiliyor. Her istediklerini elde edebiliyorlardı. Bu kadın neyine güveniyor? Toplantıda birkaç kişiyi tespit ettim demişti ama Baş Komiser göz boyamak ve birbirine düşürme amaçlı olduğunu düşünmüştü. Bunu düşünmesine neden olan şey ise göreve yeni başlamış olması ve elinde kendi ağzıyla söylediği gibi hiçbir ipucusu olmamasıydı. Peki böyle kibirli ve koca dağları o yaratmış görünümü neyi gösteriyordu?
"Kimden geldiğini bilmiyoruz efendim. Bu yüzden size net bir cevap veremem."
Turna Savcı son cevaptan sonra karşısındaki adamlara bakmış ve kafasını olumsuzluk anlamında sağa sola sallamıştı. İflah olmaz insanlar ile uğraşıyordu. Halbuki! Sabah olan toplantıda yeterince net konuştuğunu düşünmüştü.
"Peki çıkabilirsiniz."
"Efendim siz ne dediğinizin farkında mısınız? Bize bilgi geliyor ve her türlü bilgiyi değerlendirmek zorundayız."
"Komiser Bey çok sabırlı bir insan değilimdir. Anlıyorum ki buraya kadar teşrif etmenizin sebebi, sabah size toplantıda anlattıklarıma anlamadığınız düşüncesine veriyorum. Benim boşa harcayacak vaktim yok ve sizlerin de olmamalı. Hele ki bilgi veren hakkında hiçbir araştırma yapmadan karşıma çıkıp, yeni yetme polisler gibi anlatmanız ne sizi nede probleminizi kayla almamamı sağlıyor. Son olarak sabah anlattıklarımı umursamadığınızı göstererek odama gelmenizin hesabını ayrıyeten vereceksiniz. Şimdi lütfen işinizin başına dönün ve görevinizi layıkı ile yerine getirin."
İsmail Komiser bu kendisinden yaşça küçük birinin, meslektaşlarının yanında küçük düşürmesine oldukça kinlenmişti. Bu kadının acı çekerek ölmesi gerekiyordu ve elinde sonun da diğer savcılar gibi mezarda yer açacaktı. Komisere göre her zaman o kalıcı, savcılar gidici olmuştu. Düşüncelerinin gerçekliğine içten gülümseyerek "Peki savcı hanım, size kolay gelsin." diyerek odadan çıkarken savcının Kerem Komutana seslenmesi ile merak ile bekledi.
"Kerem Komutan sizden bir süreliğine Rüzgar komutanınızı isteyecektim. Öğrendiğim kadarıyla iyi dosya düzenliyormuş ve savcılığın arşivinin düzenlenmesi gerekiyor. Hazır buraya kadar gelmişken çok boş vaktiniz olduğunu düşünüyorum. Bir işe yaramış olur."
Kerem Komutan ve Rüzgar Komutan birbirine şaşkın bir şekilde bakıp konu ile alakası olmayan cümleyi düşünürken, Rüzgar Komutan en son sabah yürüyüşündeki muhabbetleri aklına gelince, konumunu bildirmek amaçlı yaptığını anlamıştı. Kerem Komutan, savcıya dönerek gür sesiyle konuşmuştu.
"Efendim Rüzgar Komutan bir Yarbaydır ve teklifinizi neden onun için kullandığınızı da böyle bir işe layık görmenizi de anlayamadım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Action"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...