Akif Bey, sabah kalkar kalkmaz telefonunu eline aldığında diğer maillerini es geçerek Turna kızının mesajında takılı kaldı. Saat 3.31 sularında atılan mesaja ilk anlam veremesede Turna Savcı önemli olmadıkça bu saatte ona mesaj atmazdı. Sesli bir şekilde dile getirdiği "İnşallah kötü bir şey olmamıştır." cümlesine Melda Hanım yattığı yerden oturma pozisyonuna gelerek "Hayırdır inşallah Akif. Kötü bir şey mi olmuş?" Akif Bey telefon elinde eşine bakarak "Turna kızım sabaha doğru mesaj atmış canım." değince Melda Hanım'ın da göz bebeklerine endişe kırıntıları yerleşmişti. Sesinin titremesine engel olamayarak...
"Söylesene Akif ne yazmış, kötü bir şey yoktur inşallah."Akif Bey, hanımı konuşurken, Turna Savcıdan gelen mesajı açmış ve okumuştu. Okuduğu mesaj ile başından aşağı kaynar sular dökülmüştü. Yıllardır sağ kolu olan adamın düşmanlarına bilgi ileten bir gizli ajan olduğunu parolalı bir şekilde Turna kızı dile getirmişti. Melda Hanım, Akif Bey'den bir cevap alamayınca telefonunu elinden alıp mesajı kendisi okudu. "Akif baba dün dediğim gibi çay beklemekten acımıştı ve zehri içimize kadar işlemiş gibi görünüyor. Bu akşam kesin bana gelmelisin ve sana güzel bir çay içirmeliyim. Sonuçta herkese nasip olmaz bir dadaş kızının çayını içmek." Melda Hanım mesajı okuduktan sonra eşine hafif sitemli bir şekilde...
"Aman Akif beni de korkuttun. Kız çaya çağırmış. Hem bende gelirim. Valla dün gelemediğim için içime oturmuştu. Bugün kuzum ile doya doya hasret gideririm. Ne zamandır görüşmüyorduk. Özledim vallahi ama zehir derken neden öyle dedi Akif. Bana bak sen rahatsızsın da bana mı belli etmiyorsun?"
Akif Bey derin düşünceleri içerisinde karısına kafasını aşağı yukarı sallayarak "Tamam gideriz. Lafın gelişi demiş hatun, iyiyim. Bir sorun yok." diyerek ayaklandı. Turna kızı şifreli mesaj gönderdiğine göre telefonun dahi dinlendiğinden şüpheleniyordu ve bu işin dün akşam anlattığı dava ile alakalı olduğunu düşünüyordu. Bu etapta neler olduğunu ve bunu düşündüren şeyi deli gibi merak etsede Turna'ya ulaşması ilgi çekeceğini anlamıştı. Şimdilik kimsenin bir şey fark ettiklerinden haberdar olmaması gerekiyordu ve bunun için dikkat çekmeyecek bir şekilde korumasını gözlem altına almalıydı.
Akşama kadar içindeki merak ile devlet işlerinde yoğrulmuş. Akşam olunca da korumasının yanında Melda Hanım'ı arayarak Melda Hanım'ın, Turna ile buluşmak istediğini lanse ederek konuşmuştu. Koruması Celal'e dönerek.
"Celal bu kadınlar farklı yaratıklar. Bir türlü anlam veremiyorsun. Dün Turna kızım ile baş başa buluştuk diye bugün tutturdu. Bende kızımı göreceğim diye. Kızın tayini çıktı, işlerini halletmeye çalışıyordur desem de ne fayda."
Celal, Akif Bey'i dinlemiş ve yüzüne yapmacık gülümsemesini serpiştirerek kendinden emin bir şekilde konuşmuştu.
"Haklısınız efendim. Açıkçası 39 yaşına geldim. Hala kadınlara anlam veremediğim için bekarım. Bu arada Turna Hanım'ın tayini çıktığını bilmiyordum. Hayırlı olsun inşallah. Hangi şehre gidecek peki, umarım çok uzak değildir."
Akif Bey hala inanmak istemiyordu ve Celal de kusursuz bir şekilde önünü kapatıyordu. Tayin olayını bilerek söylemesine rağmen yeni duymuş gibi tepkiler vermesi taktireşayandı. Bir şeylerden şüphelenip şüphelenmediğini öğrenmek için konuyu çarpıtarak konuşmuştu.
"Yok Celal buralardan bunalmış. Uzaklara gidecekmiş. Bakalım. Yine de her şeyin hayırlısı diyelim. Aslına bakarsan sana Turna kızım gibi biri gerekiyor. Huylarınızı çok benzetiyorum. Hem birbirimize de yakışırsınız."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Action"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...