Turna duyduğu seslerden sonra "Yapman gerekeni biliyorsun Çetin." dedikten sonra telefonu kapatıp ilk Akif Beye mesaj atmıştı ve mesajında "Başlıyoruz efendim. Siz bizim size yolladıklarımızın dışına çıkmadan medya ile görüşün." ikinci planda hazır olunca son olarak Cellat'ın numarasına girip "Uzak görüş noktalandı. 10 dakika içinde teslimatları kimseye fark ettirmeden alın ve yerlerine geçin." yazdıktan sonra mesajı gönderdi. Cellat karşılık olarak "Sonunda " yazmıştı.
Rüzgar Turna'nın söyledikten sonra deliler gibi kahkaha atmak istemişti. Sözlüsü varmış, bilinmesini istemiyormuş, saçmalıklar zincirine düşmüştü sanki. Kime yiyordu sahi biraz önce babası yüzünden kapılarını kapadım diyen kadın, geçmiş karşısına ne diyordu. Sözlün vardı ne diye ilk öpücüğünü ona vermemişti. Hayır hayır başka bir şey vardı? Buna artık emindi ama ne olduğunu bulamıyordu. Turna konuşurken telefonu çalmış ve açtığında Çetin olduğunu anlamıştı ama Çetin ne dedi de gözlerini alev bombaları yer aldığını anlayamamıştı. Çetin'le konuşması bittikten sonra telefon tuşlarında hızlıca eli dolanmaya başlamıştı. Kafasını telefondan kaldırdığında ise telefonunu aşağı indirip sert bir şekilde tutmuştu. Rüzgar tutuşunun sertliğini elinde çıkan damarlardan anlamıştı ve kötü bir şey olduğunu anlayarak...
"Neler oluyor?"
"Aslında çok bir şey yok. Kuyularını erkenden açtırmak isteyen geri zekalılar atak yapmış sonunu düşünmeden."
"Turna delirtme adamı da adam akıllı anlat."
"Bana bak benimle adam akıllı konuş. Senide o kuyuya sokmayayım."
Turna başka bir şey demeden aşağı doğru inerken önce Rüzgar'a hitaben "Mert ve Deniz Komutana de bizim eve geçsinler ve hazırlıklı gitsinler." dedikten sonra telefonundan Vedat'ı arayıp konuşmaya başladı.
"Vedat İsmail şerefsizi ölmüş. Bir not varmış ve o nota göre beni vatan haini ilan edip Çetin'i aldılar. Büyük ihtimal etrafımda bilinen bütün adamlarımızı aldılar. Hemen konağa geçin ailemi daha önce sana adresini verdiğim dört numaralı eve yerleştir ve başlarında dur."
"Efendim. Başkan tehlikede mi? Bu nasıl olur. "
"Ne nasıl olur Vedat? Başkan tehlikede olsa sence talimatlarım bu şekil mi olur. Kılıç denen herif atak yaptı bu olayın devletle alakası yok. Şehrin mührü elimde sence kim emrim dışında hareket edip bunu vatan haini olduğunu bilmeden adım atar. Acele edin. Adam beni sıkıştırmasına izin veremem."
"Peki efendim anladım. Kendinize dikkat edin."
"Ev halkını gözetim altına aldıktan sonra bilgilendir beni. Onlara çatışma olmadıkça belli etmeyin. Tadilat için başka eve geçtiğinizi söyleyin. Adamları da arayıp dikkat etmelerini söyle."
"Peki siz efendim."
"Ben bir süreliğine olmayacağım."
Turna telefonu kapamıştı. Adımlarını hızlandırırken kolunun setçe çekilmesiyle yine Rüzgar'la karşı karşıya kalmıştı. Kendini tutamayıp...
"Sen alıştın komutan sonunda vücudunda sağlam kemik bıraktırmayacaksın bana."
Rüzgar sorduğu sorunun cevabını Vedat'a vermesine içten içe daha çok öfkelenmişti. İsmail Komiserin ölümü de meçhuldü ve birdenbire nereden çıktığını düşünmeden edemiyordu. Gizli toplulukta mı hain vardı? Nereden çıkmıştı şimdi bu? Kafası doldukça dolmuştu ama önceliği Turna'nın sergilediği tavır olacaktı. Turna'nın dediği gibi önce Mert Komutana mesaj çekip yan eve geçmelerini bildirmişti. Sonrasında Albay Kereme mesaj atıp ne kadar bilgisi var öğrenmek istemişti. İşler karışık olunca mesaj başkalarının duyma ihtimaline karşı bir garanti olduğu için olay hal gibi durumlarda yöntem bu şekilde işlerdi. Kerem Bey duruma vakıf olduğunu ve yerlerinden canlanmama emri geldiğini, yetmezmiş gibi Fikret Komutanın öğlenden beri ortada olmadığını bildirdi. Komiser tayfası da aynı durumdaydı ve Rüzgar aldığı mesajlardan bir şeyler dönmesini kenara bırak üstlerden dahi hain olduğunu düşünmüştü. Önünde hızlı yürüyen kadını durdurup olanları anlatmak istemişti ama tepkisi ister istemez yıpranan sinirlerini zorladığı için önce başından beri olan ilk sorunu halletmek için konuşmak istemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Action"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...