Turna Savcıdan gelen emirle beraber beklemede olan araçlar çalışmış ve konağın önüne doğru sürmüşlerdi.
O esnada Rüzgar Komutan ve ev arkadaşları terasta oturmuş kahvelerini yudumluyorlardı. Bir yandan bir hafta verilen izinlerini tartışırken diğer yandan ise tayini çıkan yeni savcının dedikodusunu yapıyorlardı.
"Abi hala anlam veremiyorum. Bize neden bir hafta izin verdiler ki? Ben şimdiden sıkıldım."
"Onu boş ver Mert şu savcı işine ne diyorsun? Bu bölgeye ilk defa kadın savcı gelecekmiş ve ofisini bizim ilçeye taşıttırmış, ilden çok buralarda olacakmış. Kafam karıştı benim acaba bu silah kaçakçıların kaynağı burada başlıyor diye mi buraya geldi. Adam akıllı bilgide veren yok. Bu kadın kim? Kimin nesi ki ofisini buraya taşıta biliyor?"
"Oğlum merak edecek başka bir şey bulamadın mı? Kadın olmasına ne bakıyorsun, kesin erkek tiplidir. Zaten bir makalede okumuştum 'Robot savcı ' diyorlardı. Büyük ihtimal çirkin olduğu için hiçbir erkek bakmayınca kendini soyutlamıştır. Pazartesi gelecekmiş gelince kimin nesiymiş tam anlarız. O değil de erkeksizlikten bize sarmasın? Şimdiden söylüyorum Deniz, Rüzgar ben an itibariyle nişanlıyım."
Deniz, Mert'in başına vurarak "Boş boş konuşma lan. Daha görmedik bile. Rüzgar sen internette dolanırken gördüm demiştin. Anlatsana biraz nasıl birisi. Kadının her yerde adı geçiyor ama bir fotoğrafına dahi denk gelmedik. Bu nasıl iş anlamıyorum ki hakkında çıkan bütün haberler yarım saat içinde siliniyor. Tamam savcıların güvenliği için çok göz önünde bulunmazlar ama bu farklı bir şey. Bilerek birileri uğraşıyor ya da farklı bir olay var işin içinde." diyerek düşüncelerini beyan etmişti.
Rüzgar yine savcının konusu açıldığı için içten içe sinirlenmişti. Mert'in lakırtılarına ise sadece boş boş bakmıştı. Nede olsa savcıyı gördüğü zaman dibi düşen kendi olacaktı. Kendi düşüncesine daha çok öfkelenen Rüzgar neden böyle tepkiler verdiğine anlam veremiyordu. Dün sanal alemde gezerken bir anda önüne çıkan fotoğraf karesi yeniden gözünün önünde belirdi. Fotoğrafın hemen altına kondurulan manşetle ise ne düşüneceğini bilemez hale gelmişti. Başbakanın genç savcının bir akşam yemeğine çıktıklarını ve birbirlerine sarılmış bir fotoğraf karesi görmüştü ve savcının yüzü yine görünmüyordu ama saçlarını görünce istemsiz kaşlarını çatmıştı. Manşette büyük harflerle ile "Başbakanın yeni gözdesi robot savcı lakabıyla bilinen büyük davalarda ses getiren Turna Karlar ile samimi bir şekilde yakalandılar..." diye devam eden "Bu görüntüler sonrasında başarılarının kaynağı kendi çabalarıyla olmadığını düşünmeden edemiyoruz." şeklinde devam eden paragraf canını oldukça sıkmıştı. Birde soy ismine takılı kalmıştı. Halil Bey ile bir akrabalığı olup olmadığını düşünmeden edemiyordu.
Rüzgar, Turna Savcıyı ilk gördüğü gün hatırladı. Birkaç hafta önce doktor olan amcasını ziyarete gittiğinde amcasının odasından çıktıktan sonra çarpışmışlardı. Rüzgar'ın yüzüne dahi bakmadan özür dilemiş ve gitmişti ama Rüzgar saniyeler içinde yaşadığı anları dakikalara yaymış ve bol bol güzelliğinde takılı kalmıştı. Neden yüzüne bir kere olsun bakmamıştı? Rüzgar genç savcının yüzünde takılı kalmışken savcı çekip gitmişti. Rüzgar kendine gelip amcasının odasına girer girmez ilk işi çıkan kişiyi sormak olmuştu. Kerpeten ile laf almaya çalıştığı amcasından sadece Turna Savcı namı değer robot savcı olduğunu öğrenebilmişti.
Kaderin oyunuymuş gibi şimdi ise onun bulunduğu bölgeye tayini çıkmıştı. Arkadaşının yönelttiği soru ile birlikte masada duran kahvesini eline alarak terasın ucuna geldi. Etrafta gözlerini dolandırırken devlete ait olan bir Mercedes komşuları Suzan Hanımların konaklarının biraz ilerisinde durdu. Bir süre sonra eve taraf olan arka cam açıldı ve konağa bakan kadının yüzünde takılı kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Acción"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...