Turna arabasında evine doğru yol almışken içindeki huzursuzluktan kendini bir türlü çıkaramıyordu. Annesi ile aynı evde bir saatten fazla zaman geçirmişti ama ayakları onu görmek için koşmamıştı. Gözleri yüzünü ezberlemek, yeniden eskilere dönmek istememişti. Kim ne söylerse söylesin yıllarca başkaları yüzünden yatalakmış gibi bir hayat yaşasa da annesi hata yapmıştı. Hiçbir gerçek elinden çalınan çocukluğunu iade etmediği gibi onu saçma planlarının piyonu yapmasını yediremiyordu. Yıllarca kendinden medet ummalarını ve bu uğurda sayamayacağı kadar ailenin yok olmasını kaldıramıyordu. Bunların bir suçlusu da annesiyken, gidemezdi. Gittiğinde yaşadığı değerlere ihanet ederdi. Buna izin veremezdi. Annesinin hatasını kabullenip hiçbir şey olmamış gibi yaşayamaz, olanları görmezden gelemezdi.
10 yıl hatta daha fazla bir zamanını hiç düşünmeden çalmışlardı. İnsanlardan güven duygusunu elinden almaları yetmezmiş gibi normal bir hayatı olmamasını da sağlamışlardı. Aslında bir amaç için hayatını yok saymalarına kızmıyordu. Sadece haksızlığa göz yummasına kızıyordu. Ahşap ustalığı yapan eski hoca annesi için "Eli uzun " demişti. Örgütün her haltını öğrene bilen bir insanın bir şekilde sonları getirememesine inanmıyordu. Bu büyük bir hataydı. Sonunda kendini korumak olsa da yapmamalıydı ama yapmıştı. Bunun büyük yükünü omuzlarına bırakmasına sebep olmuştu.
İstanbul'un trafiğinden düşünceleri arasında kurtulup sonunda evinin önünde arabasını durdurup indi. Düşünmek istemiyordu çünkü artık baş edemiyordu. Arabadan inip sakin adımlarla eve doğru yöneldi. Kapının önüne geldiğinde anahtarını çıkarıp kilide takacağı an kapı açılmış ve bir adamla karşı karşıya kalmıştı. Turna kaşlarını çatması yanı sıra diz kapağına vurarak bir ayağının yere doğru inmesini sağlarken iki elini kullanıp kapının yukarısına sabitlediği ellerinden destek alarak tanımadığı adamın üzerinden atlayarak arkasına geçerek kolunu boğazına dolayıp "Kimsin ve evimde ne arıyorsun?" diye sormuştu ama adamın diz kapağına aldığı darbeden sonra öfkesinin gösterip "Ya sabır" demiş ve ellerini yukarı doğru Turna'nın boynundan tutup öne doğru çekmeye çalışırken aralarındaki sürtüşmeyle birkaç adım geri geri gitmişler, adam sonunda başarmış ve boynunu tutup ters çevirip altına alıp kollarını başının üzerinde sabitlerken Turna diz kapağının ortaya çıkması için sağ bacağını üçken halinde olmasını sağlarken hafif belini kaldırıp geri doğru gitmesini sağlayıp dizini de aynı anda omurgalarının ortasına sert bir şekilde vurup adamın acılı bir şekilde "Siktir" diyerek kükremesini sağlamıştı. Ellerinin bollaştırılmasından yararlanarak elini kurtarması ve parmaklarını yerinden çıkmasını sağlayıp tekrar acı şekilde inlemesini sağlarken mutfak kapısını önüne sandalye çekmiş ve ters bir şekilde otururken elindeki elmayı ısırmayı ihmal etmeden heyecanla ikisini izlediğini fark edince kaşlarını çatarken "Geri zekalı, ne yapıyorsun orada? " demeden yapamamıştı. Üstündeki adamın bağırışı ve okkalı küfürleri evi doldursa da Turna, Tufan'a takılmıştı bir kere...
Sorduğu sorudan sonra çocuk gibi omuzlarını silkip "Elma yiyorum görmüyor musun?" deyişine sabır çeke çeke öfkeyle "Sende kalk lan üstümden. Adamın asabıyla oynuyorsunuz. Başında adam akıllı kim olduğunu söylemek adetinizde yok mudur sizin?" demiş sonrasında Tufan'a dönüp "Şimdi sen bana deki bu adamı tanıyorum. Sizi de görünce sardı izledim. Bende..." konuşması bitmeden karşısındaki adam yüzünde acıyı kenara atmış ve bir şeylerden zevk alıyormuş edasıyla önce göz devirip "Konuşmama müsaade mi ettin." dedikten sonra sinsice sırıtarak "Tamda dediğin gibi, keza ben baş edemiyorum ama sende o performans var. Git kafasını kır." deyince adama boş boş bakarken adamdan kurtulup ayağı kalkarken "Yooo" deyim kibirli bir şekilde sırıtarak "Bende senin anlından öpeyim diyecektim." Diyerek adamın şaşırmasını sağlarken fazla önemsemeyip "Bu dev kim Tufan? Sen tek gelmeyecek miydin?" diye sormuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Acción"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...