44. Bölüm

14.1K 1K 63
                                    

Rüzgar sonunda ayağa kalkmış ve kendini silkeleyerek duşun altına atmıştı. Kendini daha iyi hissedince çıkmıştı. İlk başta fark edememişti belki ama şimdi gözlemleyince en ince ayrıntısına kadar her şeyin düşünüldüğünü fark etmişti. Duşa kabinin karşısında boydan boya raf vardı ve havludan tutun paketler halinde duran diş fırçası hatta kulak çubuğu dahi özenle konulmuştu. Bölüm bölüm olan raflarda yok yoktu. Raftan aldığı büyük havluyu beline sardıktan sonra küçük havluyla saçlarından inen su sızıntılarından kurtulmak için saçlarını kurulayıp havluyu heybetli omuzlarından aşağı bırakırken tekrar rafa yönelip diş fırçasını, macununu ve tıraş malzemelerini alarak aynanın karşısına geçti.

Banyoda bütün işlerini bitirdikten sonra odaya girip büyük gardırobu açarak banyodaki kusursuzluğu bekleyen gözleri aynı düzenle karşılaşmıştı. Burasıda aynı şekilde etiketleri özerinde kıyafetlerle donatılmış ve her tarz titizlikle ikişer kat olarak konulmuştu. Açıkçası Rüzgar bu kadarını beklemiyordu. Her şeyin bu kadar kusursuz düşünülmesini kim sağladığını merak etmemiş değildi. Üzerine rahat bir şeyler geçirip havluları ve çıkardığı elbiselerini kirli sepetine attıktan sonra odadan çıkıp diğer odalara baktı. Her biri aynıydı ve alt kat anladığı kadar gelecek olan erkek askerlere aitti.

Turna'nın uyuduğunu düşündüğü için ne yapacağını bilmezce etrafta dolanıp kahvaltı hazırlamaya karar verdi. İlk olarak hala bilgisayar başındadır diye oraya uğramıştı ama orda olmadığını görmesi içten içe kendisini mutlu etmişti. Hayatında bu kadar işkolik bir insan hiç görmemişti ve sanki bir şeylerden kaçmak için sığınağı gibi görmüştü.

İnsan psikolojisi gerçekten farklıydı. Herkesin sorunları vardı ve sorunlarında kendini kaybetmemek için farklı alanlarda arayış içinde olan binlerce insan vardı. Turna'sı ise en zorunu ve kafasını en çok meşgul edecek şeyi seçmişti.

Dün mantıklı düşünemeyen Rüzgar kahvaltı hazırlamaya çalışırken yaşanılanları gözünün önünden geçmesine izin verdi. Önce banyo yaparken ne kadar dikkat ederse etsin ıslanan alçılı eline baktı bu durum gülümsemesini sağlamıştı. Turna'sı öfkelenince gözü hiçbir şey görmüyordu. Keza görmemiş ve parmaklarının yerinden çıkmasını sağlamıştı. Sonra Selin denen arsız kız elini tutunca gözlerindeki hayal kırıklığı aklına geldi ama aksine hiç hesap sormamış, üstüne üstlük ona yakınlaşmıştı. Buda kafasını karıştırmamış değildi. Elinden oyuncağının alınacağını düşünerek böyle bir şey yaptı desem sitem dahi etmemiş konuyu ucundan dahi açmamıştı. Hatta açsın diye açık açık "Seni üzmemden mi korkuyorsun" da demişti.

Düşünceleri arasında kaybolduğu soru işaretlerini son anda güler önce Çetin'in Turna'sı hakkında söyledikleri kapladı. Hayranlığını saklamayan adama öfkelense de birkaç günde gerçekten kilitli bir sandık olduğunu ve o sandığı açabilenlerin şanslı olabildiğini göstermişti ona.

Olanları teker teker düşününce her yaptığının dışardan kötü görünse de haklı sebepleri olduğunu fark etmişti. Ona garip gelen davranışlarının tek sebebi de hastalığından dolayıydı. Tabi ki bildiğini delilikler yapmadıkça belli etmeyecekti ama elinden gelen her şeyi yapıp yaşamanın her şeye rağmen güzel olduğunu gösterecekti.

Rüzgar bir şeyi daha fark etmişti. Dün onu yıkan sözleri aslında duygularından dolayıydı. Oda kendisi için aynı şeyleri hissediyordu ve kendisi gibi kontrolü kaybetmesine neden oluyordu. Tek fark Turna'sı planları aksarsa düzeni bozulmasından ve bir şeyleri yetiştiremeden ölmekten korkuyordu.

Ölümü düşünmek istemsiz yine gözlerinin dolmasına neden olmuştu. Hemen kafasını sağa sola sallayıp kendine gelmeye çalıştı. Güçlü olmalıydı. Ruh eşi için güçlü olup onu bu fikirden vazgeçirmeliydi. Kendine gelip kolundaki saate baktığında üç saatten fazla zaman geçirdiğini ve Turna'nın "İki saat uyku yetiyor bana" demesini hatırlayarak kaşlarını çattı. Sonra yüzüne gülümseme yayıldı. Büyük ihtimal çok yorulmuştu ve onu uyurken görme şansını düşününce kocaman adamın kalbi deli gibi atmaya başlamıştı. Kendine gülüp "Beni ne durumlara düşürdün bir bilsen su perim." diyerek kadınlara hazırlanan odaların yukarıda olduğunu düşünerek merdivenlere ilerlemişti ki dış kapının açılması ve bir topluluğun şakalaşarak içeri girmesiyle kaşlarını çatarak olayı anlamaya çalıştı.

Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin