Turna gündüz uyuduğu uykudan nasibini aldığı için ne kadar yatağında sağa sola dönse de yüzündeki saçma gülümsemesiyle birlikte oflayıp oturur pozisyonuna gelmişti. Bugün işle ilgilenmek istemeyen haline şaşırsa da oda kendine ne olduğunu çözemez durumdaydı. Artık saçmaladığını düşünerek yataktan ayaklandı. Boş boş durana kadar annesinin eşyalarını incelemek için müştemilata geçebilirdi ve ayaklarına komutunu çoktan vererek dolabına yürüyüp üzerine bir hırka geçirdikten sonra odasından çıktı.
Merdivenlerin adımları azalırken kafasını çoktan annesinin konusuna yönelttiği için yüzü düşmüştü. Kafasını istila eden soru işaretlerinin cevabı olumsuz çıkmasından korksa da hafiften titreyen adımlarını görmezden gelip hedefi için adımlarını hızlandırdı. Konaktan çıkıp önce arabasından anahtarı alıp konağın çaprazında bulunan eve doğru yöneldi. Küçükken bu evde annesinin emektarı otururdu. Annesi ölür ölmez oda kayıplara karışmış ve bir daha kendisini görmemişti. Gerçi yüzünü hayal meyal hatırladığı kadının adını çoktan unutmuştu.
Adımları müştemilatın kapısında durunca anahtarı kilidine sokarak iki kez çevirdi. Sonrasında eli anlık durdu. Neydi bu telaş, korku, tedirginlik, hayal kırıklığı bunları yaşamak istememenin kuruntusu muydu? Kafasını kapıya yaslayıp bir süre içindeki yangına rağmen sessizliğe boğdu kendisini. Galiba ilk defa korkuyordu? Değerlerini ona emanet eden kadının örgüt ile bir alakası olmasından korkuyordu.
Bir konu daha vardı ki annesini böyle bir şey yaptığına inanamazdı. Kötü olan her zaman kötü olurdu ama annesi onun meleği olduğu gibi tanıyan herkesin meleği olmuş herkese elini uzatıp yemeği pişmeyen ocak bırakmamıştı. Böyle bir kadın yapamazdı. Evet, evet yapamazdı. Hala kilidin üzerinde olan eli kendine güveni gelmiş gibi son kilit sesinin de kulaklarına ulaşmasını sağladı.
İçerisine nüfus eden oksijen kütlesini ciğerlerinde misafir etmeği tercih ederken kapıyı aralayıp ileri doğru itti. Adımları gideceği yeri biliyormuş gibi içeri adımlarını atıp karanlığa aşina ola gözleri ışıkları yakmasıyla kamaşmıştı.
Evin etrafına fütursuzca saçılmış eşyaları görünce elini yumruk yapmasına engel olamamıştı. İğrenç insanlar yıllarca çektirdikleri annesinin evine yerleşmesi kalmamış üstüne birde eşyalarını önemsizce atıp bırakmışlardı. Yüzünde sebepsiz oluşan sırıtma kalbini ağrıyan tarafının göstergesiyken başını sadece dik tutmaya çalışarak asıl gelme amacını defalarca kendine hatırlatıp bir şeyler bulabilme umuduyla arayışa geçti.
Turna iki saatlik uğraşları sonucunda bir günlük bulabilmişti. Takı kutusunu eline alıp bir şey bulabilme ümidiyle kurcalamaya başlamıştı ki gizli bir bölme fark etti. Alt tarafında içe doğru ilerleyen göz vardı. İlk kutunun içini açtığında ikiye ayıran kalın tahtanın asıl nedenini öğrenmiş olmuştu. Gerçi kutunun ilgisini çekmesinin nedeni de özel üretim olduğu üzerindeki nakışlardan ve büyüklüğünden belli oluyordu. Kutuyu ilk gördüğü an annesiyle diyalogları gözlerinin önünde misafir olmayı sağlamıştı. Bu yüzüne buruk bir gülümseme aşılarken dıştan anılarını izleyen farklı bir ruh gibi tebessümle izledi.
Üzerinde sarı fırfırlı elbisesi ve merdivenlerden yukarı çıkarken ki yüzündeki gülümsemesine eşlik eden yüzünün her karesine çarpan bukle bukle saçlar, gülümsemesinin mavi gözlerine bıraktığı ahenkli pırıltılar. Küçük kızın heyecanı ilk günkü gibi Turna'ya misafirlik etmiş ve dudaklarında buruk bir gülümseme bırakmıştı. Küçük kız nefes nefese annesinin odasının önüne gelmiş ve kapıyı hiç düşünmeden açmıştı. Annesi makyaj masasının önünde oturmuş eli ile takı kutusunu buruk bir tebessümle seviyordu. Kapının açılmasını duyar duymaz güzel kızını görünce huzur veren geniş gülümsemesini odaya saçarken kollarını açıp küçük meleğinin olması gereken yerine ulaşmasını sağladı. Küçük kız kahkahaları arasında küçük ellerini annesinin yanaklarında birleştirip küçük bir kıkırtı bıraktıktan sonra konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Aksiyon"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...