72. Bölüm

7.6K 580 84
                                    

Rüzgar, Turna'nın nereye gittiğini bilmediği için yanından geçen birine sormuş ve yerini öğrenmişti. Söylenilen odanın önüne gelince kapıya üç defa vurduktan sonra kapının kulpunu aşağı doğru indirerek içeri doğru adımladı. Turna önündeki bilgisayara yoğunlaşmış aşık olduğu gözlerine kemik gözlüklerini yine yerleştirmiş, odağını önündeki dosyalar ve bilgisayarda topladığı belli oluyordu.

Rüzgar yavaş adımlarla karşısındaki koltuğa geçerken kendini fark etmediğini sanmıştı. Fakat konuşması aksini gösterir nitelikteydi.

"Bana kırgınsın?"

Rüzgar bir süre sessiz kalmış ve içini oksijenle doldururken "Kendini yerime koyarsan, nedenini anlayabileceğini düşünüyorum." demişti. Turna gözlerini bilgisayardan çekerken gözlüklerini de çıkarıp daha dikkatli bakmıştı Rüzgar'a. Sırtını koltuğa yaslarken derdini anlatmak istemişti. Muhtemelen farklı yerlere takılmışlardı.

"Aslında bencilce olabilir ama ben senin böyle bir ihtimalde ne kadar ayakta kalırım desende gözlerimle görmek istedim. Amacım seni üzmek değildi sadece bilmeliydim ve bir taktik uyguladım. Anlaşılıyor ki elime yüzüme bulaştırmışım."

"Biraz öyle oldu. Seni anlıyorum ama beni hafife almana şaşırdım sadece. Ömrümü bu devlet için verenler arasındayım ve buraya gelmek için çok kötü yollardan geçmiş olabilirim. Bunun için hiç pişman olmadım ama benim ilk duymam gereken şeyleri bir siteden duymam sence de saçma değil mi? Karargaha geliyorum. Benim adamlarım dahi bir açıklama yapmıyor. Buna ego diyebilirsin belki de öyle ama bana o an beni bu zamana kadar verdiğim bütün bedellerin bir hiç olduğunu hissettim. Yok sayıldım ve bu benim sırt sırta çarpıştığım adamlarımın tarafından olması hiç hoşuma gitmedi. Sebebi senin bir şeyleri görmek için yaptığın bir şeyde olsa bu bencilceydi ve en çokta buna kızdım. Bunu sana yakıştıramadım."

"Haklısın, konu sen olunca galiba ben saçmalıyorum Rüzgar. Kafam o kadar dolu ki? İnan amacım seni üzmek değildi ama ortamızda kesin olan bir ölüm var ve ben sadece böyle bir şansım varken görmek istedim."

"Neyi görmek istedin. Bak, ilk duyduğumda evet saçmaladım ve korktum ama ölümün Allah'ın emri olduğunun bilincindeyim. Kaderimiz de ne varsa onu yaşayacağız ama böyle şeylerle aramıza ulaşılmaz yaralar açılmasını istemiyorum. Neyse şimdilik bu konuyu askıya kaldırıyorum. Gelelim şu seni istemelerinin nedenine?"

"Haklısın. Yani şimdi düşününce saçmalamışım diyebiliyorum." Turna sıkıntılı bir nefes almış ve bir süre Rüzgar'ın yüzüne bakmıştı. "Bende bilmiyorum Rüzgar." demişti. Rüzgar kaşlarını çatarken "Şu bildiklerini anlat o zaman. Annen ile alakalı olduğunu düşünüyorum." diyerek her şeyi öğrenmek istediğini ortaya sundu. Turna ise pes ettiğini belirtircesine konuşmuştu.

"Gittiğimiz ahşapçı dayı anlattıklarından yola çıkarsam. Bunlar bir devir kapatmak ve yeni bir devir açmak istiyorlar. Ülkelerde üstün zekalı çocukların toplayıp kendi eğitimlerinden geçirerek kendilerine yeni bir denek topluluğu kurarken geride kalanları öldürmek, üstün zekası olmayan ve klon olmayan insanların dünyaya zarar olarak düşünüyorlar. Burada benim olaya dahil olduğum konu ise benim zekamın onları korkutması. Bu yüzden sürekli öldürmek istendim ama şu anki niyetlerini gerçekten anlamıyorum. Benim yaşamamı istemelerinde ki nedenler Açıkçası korkutmaya başladı beni."

Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin