"Çok üzgünüm Turna Hanım. Maalesef sonuçlar beni yanıltmadı. Fakat tedavinizi aksatmaz iseniz ölüm riskinizi en altlara indirmiş oluruz. Size hemen bir liste yapıyorum. Hayatınızda elbette bazı şeyler değişecek ama bu sizin sağlıklı bir şekilde hayatınızı devam ettirmenizi sağlayacak."
Genç kadın karşısındaki doktoru sözünü kesmeden veya yüzünde hiçbir duygu geçişi olmadan kademeli eğitimlerde ve vakalarındaki gibi soğuk kanlılığı ile sonuna kadar dinlemişti. Hayattan alması gereken her şeyi çoktan almıştı. Kalbi atmayı unutalı yıllar olmuş ve bedeninin onu yönlendirmesiyle kendi doğruları üzerinden yol bulmuştu.
Karşısında duran doktoru bir nevi ölümcül hastalığa yakalandığını söylemişti. Tedavi olmadığı taktirde hayatının son bulacağını söylemişti. Fakat genç kadın yılların ona katmış olduğu hissizlikle, gözlerinde oluşan boşluktan bir gram eksiltmeden karşısındaki adama bakmıştı.
Turna, annesini anlamsız ölümünden sonra hayatın gerçek yüzünü görmüş ve duygularını da annesi ile birlikte toprağa gömmüştü. İnsanlara karşı takındığı sahte gülümsemesinin dudaklarında yer bulmasını sağlayarak.
"Gerek yok Murat Bey. Bu durum duyulmaz ve aramızda kalırsa sevinirim. Size iyi günler."
Doktor "Ama..." demesinden sonra konuşmasının sonunu getiremeden Turna kapıdan çıkmıştı. Yaşlı doktor, genç savcının bu mesleğe başlar başlamaz ses getiren davalarını, büyük başarılar ile sonuna getirdiğini, gazetelerden okumuş, medyalardan izlemişti. Murat Bey de tüm Türkiye gibi başarıları karşısında hayran kalmıştı. Olaylar karşısında soğuk kanlılığı, ön görülü oluşu, çaresiz bütün mağdurların yüzünü güldürmüştü.
Başarısına başarı katması ne kadar haklıların yüzünü güldürüyor ise haksızlarında nifak tohumları ekip, kötü emeller peşinde koşarak, gerek tehditler, gerek iftiralar, gerekse silahlı saldırılara uğramış olmasına rağmen ölüme meydan okur gibi korkusuzca önüne konulan her davayı sorunsuz bir şekilde sonuna getirmesi taktire şayandı.
Doktor, genç kadının yaşadıklarını düşününce, tekrar derin bir iç çekmişti. Ne çok bu hastaneye gelmek zorunda kalmıştı. Dışarıdan ne kadar soğuk kanlı, olaylar karşısında tepkisiz, bencil, kibirli, narsist, egoist olduğunu söyleseler de... Murat Bey, Turna Savcının gözlerindeki yaşanmışlıkları görmüştü.
Halbuki kaç defa gazetelerde "Robot savcı" diye lakap takılmıştı. Yaşlı doktorun gördüğü kadarıyla kimseye ne saygısızlık eden biriydi. Ne de küçük düşürücü bir davranışını görmüştü.
Hatta yanında kalan ve genç savcının hizmetini gören Hafize Hanım, Turna Savcıya atılan yeni bir iftiraya üzülüp tansiyonu çıkmıştı ve muayeneye geldiğinde Murat Doktor.
"Kendine dikkat etmelisin. Neden bu kadar üzülüp tansiyonunu çıkarıyorsun?" dediğinde. İçli bir şekilde ağlayan Hafize Hanım.
"Ben üzülmeyeğim de kim üzülsün Murat Beyim. Görmüyor musun? Kuzuma ne iftiralar atıyorlar. Benim kuzumun kime ne kötülüğü dokunuyor ki! O hakkında olumsuz yazılıp çizilen küçük beden var ya! Kaç kadının hayatını kurtarıp yeni bir sayfa açmasını sağladı. Kazandığı paranın yarısını her ay fakir fukaraya dağıtıyor. Bütün savcılar villalarda, lüks dairelerde otururken 3+1 dairede sırf kimsenin hakkına girmemek, israf yapmamak, kazancından zor durumda olan insanlara daha çok yardımcı olabilmek için kuytu mahallelerde kalıyor. Ne istiyorlar benim kuzumdan doktor bey. Adaletten şaşmadığı için mi? Bu kadar üstüne geliyorlar. Ben nasıl üzülmeyeğim kuzum bu muameleyi görüp üzülürken ben nasıl üzülmeyeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)
Action"Bu kadar hak, hukuk zırvalığı yaptıktan sonra bu son yaptığınız ile çelişmedi mi sizce de Savcı Hanım? " " Siz kim oluyorsunuz da, benim savcılığı mı eleştiriyorsunuz? " Genç komutan alaycı bir şekilde gülümser. Nedenini bilmediği bir şekilde bu ka...