16.Bölüm

27.4K 2.2K 278
                                    

Rüzgar şahit olduğu tablo ile savcıya söylediği şeylerden pişmanlık duymaması gerektiğini düşünmeye başlamıştı. Selin arabadan inip Doruk'un yanına gidince anahtarını arabadan çıkarıp yan kapısını açıp kendisi de indi. Yavaş adımlar ile Doruk'un yanına giderken haline istemsizce üzülmüştü. Kardeş bağı farklıydı. Onun için bu hayatta sadece kız kardeşi vardı ve onun için canını verebilirdi. Küçücük yaşta ailesini acı bir şekilde kaybedince tek dayanağı küçük kız kardeşi olmuştu. Küçük meleğine hem anne hem baba olmaya çalışmış, birbirlerine sığınarak izi yerinde kalan yaranın kanını durdurabilmişlerdi. Şimdi savcının tepkileri yeniden kalbini sorgulamasına neden olmuştu ve bu sebepsiz canını daha fazla sıkmıştı.

Doruk ablası duymasada "Seni her şeye rağmen kazanacağım" diye sessiz yakarışını tekrarlarken arkasından teyzesi olacak şeytanın sesini duydu. Yüzünü ekşitsede aşırı ilgiliymiş gibi gelen sesine anlam verememişti. Kendinden başkasını düşünmeyen, bencil bir kadındı teyzesi. Bunun nedenini içten içe sorgularken arkasını dönünce Rüzgar Komutanın da yanında olduğunu görüp nedenini anlamakta gecikmemişti. İçinden "Tabi ki ya" diyerek teyzesinin yanına gelmesini bekledi.

"Doruk teyzeciğim iyi misin?"

"İyiyim teyze sen nereden geliyorsun?"

Selin, Doruk'un sorusuna göz devirip içinden "Küçük sıçana bak. Az yüz verdik diye hesap sorabileceğini sanıyor. Sabret Selin sabret sonunda Rüzgar var." diyerek kendini dizginlemeye çalışmış ve sesli olarak Doruk'u cevaplamıştı. Sonuçta Turna bütün kapılarına kırmızı halı sererken bu fırsatı kaçırmak aptallık olacağının farkındaydı.

" Beni boş ver şimdi. Hadi eve geçelim. Resmen yüzünün rengi solmuş. Rüzgar sana zahmet bizi bırakabilir misin?"

Rüzgar başını aşağı yukarı sallayarak Selin'i onaylamıştı. Eve getirdiği an Selin ve Doruk'u bırakıp gitmeyi düşünürken Selin Hanım ayağı burkulmuş gibi yaparak Rüzgar'ı kullanmaktan çekinmemişti. Selin ahlayıp vahlayarak adım atamadığını söylediğinde Rüzgar mecbur destek olmuş ve kendisine temasları hoşuna gitmese de kaşlarını çatıp duymasını istermiş gibi "Ya sabır." demişti. Selin duymuş olsa da umursamamış ve daha çok yaklaşmaya çalışmıştı. Rüzgar böyle olmayacağını anlayınca adımlarını hızlandırıp Selin'i gösterilen salondaki koltuğa bırakıp kapıya doğru adımlamak istemişti ama eve girdiğinden beri ağlayan ikizlerin sesi kendisini huzursuz etmişti.

Selin arkasından "Bir şeyler ikram edelim" demişti ve Rüzgar çocuklar ağlarken neyin kafasında olduğunu düşünmeden edememişti. Selin'e cevap vermeden Doruk'a yönelik.

"Ne zamandır ağlıyorlar" diye sorduğunda aldığı cevapla Turna Savcıya daha çok öfkelenmişti. Aklına koyduğu şeyi yapmak için Selin'e yönelik. "Benim işlerim vardı. Çıkmam gerekiyor. Size iyi günler." diyerek hızlı bir şekilde evden çıktı.

İşlerini hallettiğinde hava kararmaya yüz tutmuştu. Evine doğru yol alırken yukarı şeritte duran arabayı görünce şaşırdı. Aradan zaman geçmemişti ki dağın eteklerine doğru gelen savcıyı fark etti. Acelesi varmış gibi koşturuyordu. Bir şey olduğunu düşünmesiyle arabasından inip Turna Savcının arabasına doğru ilerledi.

Turna aşağı inince arabasına doğru yaklaşan adamın görünce şaşırsada bugün yaşanan olayı görmezden gelmeyi seçerek sorusunu yöneltti.

Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin