54. Bölüm

11.2K 860 120
                                    

Halil Bey meydanda şahit olduğu görüntülerden sonra başından kaynar sunun döküldüğünü hissetti. Kınayan bakışlar ve fısıltılar dört bir yanını sarmış ve oldukça kendini aciz hissediyordu. Yıllarca koynunda yılan beslemişti. Gerçekleri öğrenmişti ama yine de suçu Turna'dan başkasına atmak istemiyordu. Turna suçluydu. Bu yaptığı sadece ona darbe vurmaktı. Haysiyeti ile şerefiyle oynaması yetmemiş gibi Melek'in yaşadığı günlere dönmüş gibi aciz hissettirmişti. Kendi hatalarını, yanlışlarını ve haksızlıklarını görmeyecek kadar gözü kör olmuş ve bu olayda en günahsızları günah keçisi yaparak sert adımlarla arabasına yürümüştü. İlk işi yıllardır kendisine çalışan o ırz düşmanını öldürecekti. Nasıl yediği kaba tükürmeye cesaret ettiyse karşılığını alacaktı.

"Haysiyetsiz herif. Benim karımla nasıl yatarsın şerefsiz."

Kelimelerini öfkeyle telaffuz ederken arabasını çoktan yola koymuştu. Yol santim santim azalırken yine ve yine kendi hatalarını görmemek için her şeyi yapıyordu. Telefonunu çıkarıp doktorun eşi olan Emel'in numarasını arayıp açmasını bekledi. Birkaç çalıştan sonra açılmış ve kadın karşılık vermişti.

"Efendim Halil"

"Kocan olacak lavuk ne zaman gelir?"

"Benimi özledin hayırdır."

"Saçmalamada sorumu cevapla kadın."

"4 beş gibi geliyor. Halil sorun ne?"

"Sorun mu ne? O ırz düşmanı kocan benim karımla yatmış"

"E sende benimle yatıyorsun Halil, ödeşmiş oldunuz işte."

"Biliyordun değil mi lan? Biliyordun ve bunun için koynuma girmek için bin takla attın."

"Hayır nereden bilebilirim. Saçmalama istersen."

"Kapat telefonu Emel! Güvenlik kameralarını da kapat geliyorum."

Telefonun kapattıktan sonra yan tarafa atıp arabanın hızını artırmıştı. "Sürtük biliyordu ve hiçbir şey söylemedin ha bana" diye yeni bir haykırmasını arabaya bırakmıştı. Onun için sorun bilmemesiydi. Kendine zinanın günahı yokmuş gibi kendi pisliklerini görmeyecek kadar kör ve haksızlığını taçlandıracak kadar haklıydı. Halil bu dünyaya gelmiş şeytanın sağ koluydu ama şeytan da bir melek diye geçinenlerdendi. Halil Bey halk arasında evine bağlı çocuklarına değer veren aile bağlarını önemseyen merhametli melek mi melek bir adam anılırdı. Çünkü görünüş önemli, çünkü insanların gözünü boyamak önemliydi ve rol kesmek onun işiydi.

Aşina olduğu eve geldiği zaman arabadan öfkeyle inmiş ve zili çalmıştı. Kapı açıldığında karşısında yarı çıplak kadını gördüğü an öfkesini ondan çıkarır gibi dudaklarına yapışıp eve sokarak salona geçirmişti. Bilerek altına girebiliyorsa cezasını da çekecekti. Kendine sert davranan Halil'i kendinden uzaklaştırmaya çalıştırdıkça daha da hoyratlaşıp yüzüne tokadı yapıştırarak koltuğa düşmesini sağladı. Üzerine çıkarken Emel şaşkınlığından kurtulmuş "Bırak" diye yalvarmaya başlamıştı ama Halil duymuyordu.

"Ne oldu? benim için hazırlamadın mı? Ne değişti şimdi" diyerek başka bir şey demeden üzerine yumulmuştu. Tecavüz etmek ona koyacak bir adım değildi. Özünde şerefsizdi ve ilk olmayacaktı.

Hıncını almış tekli koltuğa geçip çoktan sigarasını yakmıştı. Emel Hanım ise ilk defa pişmanlık yaşıyordu. Zorla sahip olunması zoruna gitmişti. "Ben sana ne yaptım. Neden yaptın?" diye dilinden dökülen yakarışına bir gram pişmanlık duymayan adam "Neyi neden yaptım? Benim için hazırlanmamış mıydın? İstediğini verdim işte sorun ne?" diye sormadan çekinmemişti.

Son Hıçkırık (Savcı ve Komutan güçlü kadın serisi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin