Arabadan inip Akını çekinerek takip ettim. Eve girince beni elimden tutup yukarıya çekti ve yatak odasına geçirdi. Gözlerini kapat. O kadar acımaz belki. Evet, bu ilkim. Bunu önceden hiç yapmadım, yapmak zorunda kalmadım bu lanet herif gelene kadar. Akın anahtarını, telefonunu ve cüzdanını komidin üstüne koyup ceketini çıkarttı.
Titreyen elimle elbisemin arkasına uzandım.
Akın bana yaklaşınca nefesim hızlandı. Ellerimi indirince yere baktım. O yapmak istiyordu galiba.
Yüzüyle kulağıma eğilince sıcak nefesini boynumda hissettim. Ağlamak istiyordum, dağılmak, yere çökmek. Bunu yapmasına engel olmak için her şeyi yapardım."İyi misin?"
Gözlerine bakınca farklı bir duygu gördüm. Bu bakışla son yılda bana kimse bakmamıştı.
Acı. Acıyordu bana.
Hemen başımı salladım. "İyim." Akın elini yanağıma koyunca vücudumdaki tüyler kalktı. "Rahat ol.."
İt herif! Nasıl rahat olayım? Beni yıkacak yükte bişey yaşatacağın bana!
"Ben sana istemediğin hiçbir şeyi yapmam."
Ne? Bu bir numara mı? Benimle dalga geçiyor mu bu?"Rahat ol.. Bak."
Benden uzaklaştı ve elerini kaldırdı. "Banyo hemen şu tarafta, yüzünü falan yıkamak istersen. Rahat eşyada bulurum sana."
Dişlerimi sıkıp boğazımdaki yumruğu yuttum.
"Sen manyak mısın?!"
Bağırınca gözümden düşen yaşa engel olamadım.
"Sana ne dedim ben? Kahramanlıklarına ihtiyacım yok!" Akını göğüsünden itip böylece kapıya yapıştırdım. "Seni benimle getirmeseydim o adam sana ne yapardı haberim var m–"
Bir tokatla susmasını sağladım."Var! Ama senin bir boktan haberin yok."
Odadan çıkıp kendimi banyoya kitledim.
Elimi boğazıma koydum. Nefes alıp verişimde çok zorlanıyordum. Yavaş Bahar, yavaş..
Musluğa tutunup aynadaki kıza baktım. Delirme, delirme Bahar, sadece sana yardım etmek istedi, başka bir amacı yok. Şimdi yüzünü yıka, duş al sonrasına bakarız. Dönmek zorundaydım, zaten Cemilin beni bırakacağı yok.Kafamdaki kurduğum planı gerçekleştikten sonra bir havluya sarılmış hala banyoda duruyordum. Şimdi ne halt yiyeceğim? Yine mi bu elbiseye gireceğim? Kapıyı açtığımda ayaklarım önünde bir kaç kıyafet gördüm. Hemen onları elime alıp kapıyı yine kitledim. Siyah tişört ve siyah bir eşofman.
Giyindikten sonra aynaya baktım. Siyah yakıştı, morarmış yanlarımdan dikkati çekiyordu.Banyodan çıkıp etrafa baktım. Bu Akın denen kahraman nerde şimdi? Aşağıya indiğimde onu şöminenin önünde gördüm. Yavaşça yaklaştım.
Ne diyeceğim şimdi? Sağol beni pezevenkin elinden bir geceliğine kurtardığın için? Sağol bana kıyafet verdiğin için? Kendime acımayı çoktan bırakmıştım ama bu oğlan bana merhamet dolu gözleriyle bakınca bi tuhaf oldum. Ben bile kendime acımıyorsam başkaları niye acısın? Ben acımaya değer miyim?"Ha bittin mi?"
Akın beni fark edince gülümsedi ama yüzümü görünce hemen suratı asıldı. Bana yaklaşınca bir adım geriye attım. Hala güvenmiyorum buna. Tamam iyi hoş hareketler bu, ama son kez bir adam bana yaklaştığında sonum pavyondu.
Akının gerildiğini görünce bir adım daha geriye attım, kızdı mı bana şimdi? Niye ellerini sıkıyordu?"O puşt Cemil mi yaptı bunları?"
Çekinerek onayladım. "Gel." Bana elini uzattığında hafif bir kahkaha attım. "Doğru.. Güvenmiyorsun. O zaman beni takip et." Akının peşine takılıp yemek odasında buldum kendimi. Masada sıcacık pideler, Lahmacunlar. Akın masaya oturdu ama ben dilimi yanağıma bastırdım. Kendimi hiç bu kadar zavallı hissetmemiştim, Cemil beni üç gün boyunca bir odaya kitlediğinde bile.
"Sokakta gördüğün kedi yavrusu değilim ben Akın Koçovalı." Akın gözlerini devirdi. "İnat etmesen mi? Geç otur yemek ye, bende acıktım zaten." Sandalyeyi geriye çekip oturdum. "Ayrıca yavruya benzemiyorsun sen." Lan şimdi de bana laf mı sokuyor bu pislik?
"Aslansın sen."