08.

842 50 10
                                    

Baharla arabada oturuyorduk ve Cemilin evine bakıyorduk. O eve girmek istemediğini çok iyi biliyordum ama şimdilik elimden sadece bu geliyordu. Son bir kez bana baktı sonra da arabanın kapısını açtı. "Bahar." Gözleri beni buldu yine.
"Akşama geliyorum, yalnız bırakmıyorum seni."
Dudak kenarları hafifçe kalkınca benim yüzümde de gülümse büyüdü.

"Gelme."

Diyip arabamdan uzaklaştı. Hafif bir gülüş attım kendi kendime ve gaza bastım. Telefonum çalınca hemen açtım. "Efendim Baba." Çukura girdim ama eve sürmedim. "Kahveye gel." Kapattı. Gene ne oldu? Arabamı kahvenin önünde park edip indim.

"Selamın Aleyküm." Amcamlar selamımı karşıladılar sonra da Babam beni önüne oturturdu. "Nerdesin oğlum sen?" Kaşlarımı çattım. "İki gündür akşamları kayboluyorsun." Cumali amcam yanıma oturdu ve sırıttı. "Çocuk, gönül işi bu. Karışma sen." Amcam gülerek saçlarımı dağıttı. Babam benim cevabımı bekledi. "Öyle Baba." Ne diyim? Maaşsız yardım işe mi girdim diyim?

"Çakal!"

Yamaç amcam gülüp masaya oturdu. "Ee gelin hanımın adı ne peki?" Gözlerim büyüdü. "Bahar." Diye yalan attım. "Ooo güzelmiş." Başımı salladım. "Tamam salın lan çocuğu, kızardı zaten."
Ne? Ne kızarması? Ya kesin yalan söylemekten oldu şimdi. Biraz gerildim ya, en yakınlarıma yalan söylemek zorunda kaldım nihayetinde.

Kahveden çıkıp mavi gökyüzüne baktım. Bu sabahı düşününce gülümsedim. Baharı ordan kurtarmazsam benim adım Akın Koçovalı değildir. Onu niye bu kadar önemsiyorum bende bilmiyorum açıkçası. İlk pavyona gittiğim gece aslında Kulkana bakmıştım ama Baharı sahnede görünce.. Ya bilmiyorum işte karın ağırısı bastı beni bi an, kalbim deli gibi çarpmaya başladı. Bir an astım tuttu sandım.

"Akın!"

Arkamı dönüp bana doğru gelen kardeşimi inceledim. "Sen nerdesin kaç gecedir?!" Kaşlarımı çattım. "Hayrola Karaca?" Gözlerini devirip beni bi ara sokağa çekti. "Bak Akın yine bi bok yersen–" işaret parmağıyla tehdit edici bi halle kaldırıp bana yaklaştı. Elini elimle çarparak indirdim. "İndir şu elini kızım! Ben senin abinim!" Dişlerini sıkıp gözlerini kıstı. "Hem ben zaten tövbe ettim kardeşçik." Sırıtarak Karacanın gözlerine baktım.
Gitmek istediğimde beni kolumdan durdurdu.
"Ne var Karaca?" Gözlerimi devirip yine kardeşime döndüm. Kekeleyip durdu ama bir sonuca gelemedi bir türlü. "Hiç, boşver." Diyip yine aşevine geçti.
Allah Allah..

Telefonum çalınca »Cemil« ismini okudum. Bi sen eksiktin. "Akın bey! Umarım iyisiniz." Gözlerimi sakinleşmek için kapattım ve başımı salladım. "İyim Cemil bey iyim. Bir sorun mu var?" Yavaş adımlarla kahveye doğru ilerledim. "Yok sorun yok! Akşama gelecek misiniz diye soracaktım?" Kahvenin önünde durdum. "Geliyorum tabi." Cemilin gülüşünü duyunca suratına bir tekme atasım geldi. "Ceyda hanım da heyecanla hazırlanıyor. O zaman akşama bekliyoruz sizi Akın bey." Gözlerimi devirdim ve telefonu kapattım. Bu kadar açgözlü bir insan hayatımda görmedim..

- akşam -

Kapıyı açtım ve Bahar hemen eve dalıp banyoya kitledi kendini. Şimdi ne oldu ya? Banyonun önünde durup kapıya tıkladım. "Bahar?" Ses vermeyince kaşlarımı çattım. "İyi misin?" Hala tepki vermedi.

Birden kapı açıldı ve Bahar önüme dikildi. Gözleri kızarmıştı ve makyajı akmıştı. Gözlerimi kısıp onu iyice inceledim. Niye ağladı bu kız? Ne yaptılar yine? "Kulkan." Diyince gözlerimi tamamen kapatıp ellerimi sıktım. Kulkan.. Sana da sıra gelecek oğlum. Önce Ogeday, sonra Çağatay sonra da sen.
Bana soran olsa önce Kulkanı indirirdim ama Yamaç amcamın bir bildiği vardır.

"Ne yaptı?"

Baharın gözlerinde yaşlar birikti yine. Titrek eliyle omuzundaki saçlarını arkaya attı. Mor lekeyi görünce Baharı düşünmeden kollarıma çektim..

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin