24.

658 51 8
                                    

Akın elini belime koyunca gülümseyip dans etmeye başladık. Yavaş bi şarkıydı ve dans ederken uykum geldi. Son günlerde erken uyuduğum için şimdi bu saate kadar ayakta olmak zordu.

"İyi yalan uydurdun."
Gülerken Akının gözleri kısılıyordu. Çok tatlı oluyordu. "Aslında bu kötü.. Yani iyi yalan söyleyebilen bir adamla sevgili oldum." Ne dediğimi fark edince hemen Akına baktım. "Şey biz bunu konuşmadık daha.." Akın başını salladı. "İstiyor musun ki?" Bana bunu sorunca histerik kahkahamı içimde tutamadım.
"İstemeseydim burda olmazdım." Akın gülümsedi.
"İyi o zaman, sevgilim." Alnımı öpünce gözlerimi kapatıp omuzuna yaslandım. Akın başıyla saçlarımı okşayınca baya rahatladım. Bizi gözleyen herkesi aklımdan çıkarıp sadece Akının nefes alıp verişine konsantre oldum.

"Koçovalılaaar hadi bakalım!"

Ani sese gözlerimi açıp Akına baktım. O da ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Halay." Diyip sırıttı. Akını amcaların yanına yollayıp yine masaya oturdum. Gülümseyerek diyarbakır halayına baktım.
Oynarken çok mutlu görünüyorlardı.

Bir an erik dalı çalınca masadaki herkes kalktı ve oynamaya başladı, Sultan hanım hariç. "Kızım." Tam Akınla oynamaya gitmek istediğimde Sultan hanımın sesi beni durdurdu. "Sen bilmezsin ama Çukurda biz aşkımızı da, acımızı da içimizde yaşarız. Ele göstermeyiz." Kaşlarımı çattım. "Efendim?" Karşımdaki kadın önce Akına sonra da bana baktı.
"Akının mahallede bi namı var. Kimin kızısın, bugüne kadar nerde yaşadın bilmiyorum ama milletin ortasında bir daha asla Akına öyle sarılma, kocan olursa başka tabi."

Bu kadın ne dediğinin farkında mı?
"Pardon Sultan hanım, siz kaçıncı yüzyıldansınız?"
Akının Babaannesi dişlerini sıkınca başımı dehşet altında salladım. Akının bir namı var. La havle.. Bu kadınım gırtlağına yapışmamak için dans etmeye geçtim.

Kollarımı açıp parmaklarımı şıklattım ve Akınla karşılıklı oynadık. "Babaannemle ne konuştunuz?" Gülümsedim. "Önemli değil." Akın daha fazla sorgulamadı. "Şt geç lan, gelinle oynayalım." Yamaçla Selim karşıma gelince gülüp Akını annesinin yanına yolladım.

Halaylar çekildikten, altınlar takıldıktan ve pasta kesildikten sonra herkes yavaş yavaş dağılmaya başladı. Karacayla konuşurken bana sevgilisi olduğunu anlattı ama adını söylemedi. Akına söylememe de yalvardı. Niye anlatayım ki? Benim sorunum değil sonuçta.

"Gülüm!"

Arkamı dönüp bana yaklaşan adama baktım. Herkesin önünde yanağıma bir öpücük bastırınca dimdik Sultan hanımın gözlerine baktım. Oh canıma da değisin. "Kalkalım mı?" Evet yerine başımı salladım ve yerimden kalktım. Herkesle vedalaştık sonra da Akın elini belime koyup beni masadan uzaklaştırdı.

Evde hemen ayakkabılarımı çıkarıp bitkin bir çığlık attım. "Çok mu ağrıyor?" Gözlerimi devirdim. "Sen hiç diken üstünde yürüdün mü?" Akın hafifçe güldü ve beni kucakladı. Şaşkınca nefesimi çektim ve boynuna tutundum. "Yorma kendini daha fazla." Gülümseyip yanağını eline aldım.
"Vay be, Akın Koçovalı gibi sevmek var bu hayatta."
Beni yatağa bıraktı ve çekinerek elbiseme baktı.
Doğru ya. O açması lazım.

Yine ayaklanıp önüme dikildim. Elbisenin fermuarı açılınca rahat ettim. Oh be. Akına döndüm ve dudaklarına baktım. "Sadece bakacak mısın?" Akın sırıtıp başını yana koydu. "Bakmak yasak mı?" Gözlerimi hala dudaklarından ayırmadım.
"Değil, tabi değil ama.." Bana bir adım daha yaklaşınca yutkunup bir santim uzakta olan dudakları inceledim. Dolgun, pembe ve aşırı çekici dudakları vardı bu pisliğin.

Birden aramızdaki küçük boşluğu kapattım. Ellerim saçlarına dolanınca dengemi kaybettim ve yatağa düştüm ama bu bile bizi ayıramadı. Akın üstüme çıkıp dudaklarımızı birbirlerine alıştırmaya devam etti. Eliyle elbisenin kumaşını omuzumdan kaydırdı. Gözlerimi açtım ve bir sahneyeleyine Akından ayrıldım. Telaşımı fark edince başını sallayarak benden uzaklaştı.

"Özür dilerim ben.. bir an kendimi kaybettim."

Akını kravatından yine üstüme çektim. Gömleğin düğmelerini açtığımda Akın dudaklarını boynumla birleştirdi. Öpüşleri dekoltemde sıcak ve ıslak bir iz bıraktı. Gömleğini üstünden çıkarıp yere attım ve pantolonuna geçtim. Akın ise elbiseyi üstümden çıkarmaya çalıştı. Korkma. Akın bu. Korkmaya gerek yok. Kendi kendime sakinleşmeye çalışıp Akının elbiseyi çıkarmasını bekledim.

Bu geceden sonra ne olursa olsun, Akın yanımda ve Akın yanımda olduğu süre kimse bana dokunamaz. Korkmaya gerek yok.

Kırmızı elbise yatağın yanına düşünce Akına baktım. Vücudumu bakışlarıyla sarmıştı. Hayır. Bu çok kötü bi fikirdi. Beni böyle görmemeliydi. Kalkmak istediğimde Akın gözlerime bakıp gülümsedi.
"Ne dedim sana?"
Elinin tersiyle yanağımı okşayıp alnını alnıma dayadı. "Artık korkabilirsin. Seni her şeyden korurum Bahar." Başıyla aşağıya indi ve karnımda durdu. Morluğa bir öpücük bıraktı. Kolumdaki yara izini görünce orayı da öptü. Her yerime hayranmış gibi yavaş yavaş davrandı. Bu anın tadını çıkarmak istiyormuş gibi..

"Birlikte iyileşelim."

Daha fazla aşağıya inip bacağımdaki izi öptü..

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin