48.

505 37 2
                                    

-AKIN

Hemen arabama atlayıp Babamı aradım. "Noldu Akın?" Kulkanın arabası yanımdan fırlayınca hızlıca gaza basıp onu takip ettim. "Baba Bahar kayıp-"

"Ne demek Bahar kayıp?!"

Gözlerimi bir sahneye kapatıp yine açtım. "Bilmiyorum Kulkan- Kulkan geldi saçma sapan konuştu. Sen bi kapıdaki çocuklara sorsana, Bahar ne demiş." Babam tamam diyip telefonu kapattı. Herkese haber saldıktan sonra sadece Kulkana konsantre oldum.

Belliki Baharın peşine birini takmış yoksa o fotoğraf nerden gelsin? Baharın yerini bilen varsa o da bu o—neyse ağzımı bozmayayım.

Kulkan Çukurdan çıkınca kaşlarımı çattım ama takibi bırakmadım. Bahar bu kadar uzağa gitmiş olamaz ya.. Arabası yok bişeyi yok.

Gözüm yolun kenarındaki silahlı adama takılımca jeton düştü. Hiddetle arabayı durdurup geriye sürdüm. Beni Çukurdan çıkar, adamlarında Baharı alıp beni vursunlar.

Kurşunlar camı delince hemen eğildim ve aynı zamanda arabayı kullanmaya çalıştım. Ben bu şerefsizi öldürmezsem—

"Efendim Baba?"

Telefonum hoparlörünü açıp yan koltuğa fırlattım. "Akın, Bahar seninle olduğunu söylemiş." Ah be Bahar! Elimi kornaya vurup hızlıca Çukura döndüm. "Tamam- ben kahveye geliyorum.."

- BAHAR -

"Aliçoo!"
Mavi gözlü adam hemen kulübesinden çıktı. Beni görünce yüzünde o tanıdık gülümse büyüdü. "Bahaar!" Diyip elini kaldırdı. Aynı hareketi yapıp ona yaklaştım. "Bak ne getirdim sana-" Kitapları eline verince ağzıyla 'o' formü yapıp gözlerime baktı.

"Ama bunlar yeni."

Başımla onayladım. "Evet, sana aldım Aliçom." Karşımdaki adam ofladı ama sonra bana teşekkür etti. "Noldu beğenmedin mi?" Aliço hayır yerine başını salladım. "Beğendim! Çok beğendim ama bunlar yeni- ben kirliyim olamdı bu." Hafifçe gülüp denize yaklaştım.

"Hadi bize iki gazoz kap sonrada oturup konuşuruz."

Aliço gülümseyip kulübesine geçti. Telefonum titreyince Akının ismini okudum. Gözlerimi devirdim ve iki koltuğun birisine oturup Aliçoyu bekledim.

Aliço ve Selim Koçovalı. Şu an güvenebildiğim tek insanlar. Deniz tarafındam soğuk bir rüzgar esince ceketime sarıldım. Tamam Akınla aramız iyi değil ama bu çocuğu hala istiyorum. Songülü tamamen geçmişte bırakmaya hazırsa.. seve seve gelsin çocuğumuza babalık yapsın ama bu durumda çocuğa yaklaşmasına izin vermem.

Arkamda bişey duyunca kaşlarımı çatıp omuzumun arkasından karanlığa bakakaldım. Gözlerimi kısıp dikkatle etrafımı inceledim.

"İki gazoz lütfen!"

Aliço birden kulübeden çıkınca ödüm koptu. "Ooo korkutmak istemedim lütfen." Elimi göğsümden çekip alnıma koydum. "Sorun değil Aliçom, gel otur." Bana gazozumu verip yerine oturdu.

"Niye evde değislin? Akın- Akın merak eder."

Kaşlarımı kaldırıp gazozu önümdeki masaya bıraktım.

"Emin misin?"

"Aliçoyum."

Cevabına sırıtıp başımı salladım. "Boşver Akını" Diyip kendimi battaniyeye sardım. "Üşüdün mü?" Hayır yerine başımı kaldırdım. "Yok ben değil de bebek–" Ne dediğimi fark edince hemen sustum.

"Hangi bebek? Ne bebek? Senin bebeğin mi var?"

Gözlerimi sıkıp onayladım. "Aaa nerde?" Gülümseyip elimi karnıma koydum. "Oo daha küçücük bebek–" Aliço kulaktan kulağa gülümsüyordu. "Bebek güzel! Çok güzel!"
Yani..

"Aliço kimseye söylemek yok tamam mı?"

Şimdi Aliço kaşlarını çatıp boş şişeyi elinden bıraktı. "Söz mü? Kimseye söylemeyeceğin." Aliço başını önce sağa sonra sola salladı ama sonra bana sırrımı tutacağına söz verdi..

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin