04.

1K 57 4
                                    

Yavaşça Pideden bir parça koparıp ağızıma götürdüm ve Akının her hareketini gözledim. Her an kaçacak gibi, yada direnecek gibi oturdum yerimde.
"Bu kahramanlığı her soliste mi yapıyorsun?"
Akın gözlerini kaldırıp bana baktı. "Hayır." Diyip yine sustu. Acıdı bana yani. Zavallı gördü ve yardım etmeye karar verdi. Daha fazla sorgulamadan yemeğime devam ettim.

Akının karşı koltuğa oturdum ve kazağımın iplerle oynamaya başladım. "Bahar.." Bu isime tırstım. Bir erkek sesinin bu ismi demesine hiç alışık değildim, Cemil puşt hariç tabi. "Uykun yok mu?" Hemen başımı salladım. "Uyumuyorum ben." Diyip gözlerini kaçırdım. "Görünebiliyor." Gözlerimi devirdim. "Anladım, tamam mı, bir insana benzemediğimi anladım!" Yerimden kalkıp kapıya geçtim ama Akın önümü kesti. "Tamam özür dilerim öyle demek istemedim." Dişlerimi sıkıp derince Akına baktım.
"Çekil önümden." Kahkaha atınca bile soğuk ifademi tuttum. "Abartma." Akının arkasından kapıyı açmaya çalıştım. Ne düşündüğümü bende bilmiyordum.

Akın beni belimden tutunca ani gelen acıdan bir çığlık atıp yere çöktüm. "Ben- Özür dilerim!" Başımı kaldırdığımda Akın pişmanlıktan kendinden geçmişti. Yanıma eğildi ve bana çok acıyan gözlerle baktı. Pisliğin gözleri de kedi yavrusu gibi, insan yumuşuyor. "Gel." Beni elimden tutup yine salona geçirdi.

Koltuğa uzandım ve Akının gelmesini bekledim. Nereye kayboldu bilmiyorum ama hemen geleceğini dedi. Salona daldı ve hemen yanıma eğildi, elinde ilk yardım kiti. Yok artık! Bu biraz fazla!
Doğrulmam istediğimde bana bir bakışla ayar verdi. "Bunu yapmak zorunda değilsin, zaten iki güne yine morartır." Akın gerilmemek için gözlerini kapattı. "Neden direnmiyorsun kızım?" Kahkaha attım, çok sesli bir kahkaha. "Bunlar süs mü Koçovalı? Direndiğim için bunlar vücudumda." Yanımdaki oğlan elini kazağıma uzattı ama son sahneye durdu.

"Bakabilir miyim?"

Bu cümleyi duyduğuma inanmadım. Bir erkek bana bakmak için izin mi aldı? Bana hayatımda hiç bir insan bu soruyu sormadı. Kimse benden izin almadı, izin istemediler. Gözümden akan yaşı hemen sildim ve yüzümü Akından çevirdim.

"Bak."
Diyerek Akına izin verdim. Kazağımı kaldırıp yaralarımı görünce Cemile iyice küfür etti. "Amına koduğumun iti!" Gözlerini sıktı. "Pardon." Akın elini yarama koyunca karnım hemen ısındı. Çok garip bi duygu hissettim. Doğrulup kazağımı indirdim.
"Takma kafana, geçer haftaya."
Akının şaşkın yüzüne baktığımda içim döndü. Benim bi kahramana ihtiyacım yok. Kendi kahramanım olurum. Ben kimsenin yardımına düşkün değilim, kimsenin yardımını da istemiyorum!

Bu Akın ne ayak bilmiyorum ama vicdanını rahatlatmak için bana yardım ediyordu. Kimseye muhtaç değilim ben! Kimseyi istemiyorum hayatımda.

"Beni götür."

İkimizde ayağa kalktık. "Nereye Bahar? Gideceğin bir yerin yok!" Yutkundum ve şimdi söylediğime ben de inanmıyordum.

"Cemile götür beni."

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin