51.

590 40 15
                                    

Akına döndüğümde pişman dolu gözlerle bana bakıyordu. Gözümden akan yaşı hemen silip etrafa bakındım. Songül, Saadet abla, Salih abi, Cumali abi ve Yamaç. Herkes şok altında bizi izliyordu ve benden bi reaksiyon bekliyordular.
Ama ben ne yapacağımı bilmiyordum.
Bana ilk kalkan el değildi ama Akının bunu yapması.. Bu benim yüreğimi sızlattı

"Bahar–"

Akını dinlemeden Saadet ablayı yana itip yukarıya kaçtım. Ellerimi sıkarak titremeye engel olmaya çalıştım ama böyle yaptığımda bütün kolum titremeye başladı. Hemen dolaptan çantamı çıkarıp kalam ne varsa çantaya attım.
Bir sahneye daha bu evde durarsam gururum yerin dibine gömülür.

Kapı açılınca Akının bembeyaz yüzüne baktım. "Bahar özür dilerim canım.."

"Canına başlatma. Valla alarım."

Sıkık dişlerle çantanın fermuarını kapattım ve kapıda asılan montumu üstüme giydim. Akın ise, o yüzünü avuçlarına saklamıştı.

"Elim kaydı, ben sana hiç zarar veri–

Akın saçımı okşamak istediğinde hemen bileğini kapıp tırnaklarımı tenine bastırdım. "Sakın! Bu el bana bir daha dokunmayacak." Diye tıslayınca Akın usluca başını salladı. Gözlerimi kısıp karşımdaki perişan olmuş adama baktım.
"Şimdi Kulkana benzedin işte."

Bişey demeye kalktı ama kafamı sallayarak lafını kestim. "Gerçekten sağol Akın.." Gözümde biriken yaşları bir türlü tok etmeye çalıştım.

"Bu hayatta kahramanlara bile güvenmeyeceğine öğrettin bana."

Kapıyı açtım ama Akının eli belime dolanınca elimdeki çantayı yere düşürüp hemen ondan ayrılmaya çalıştım. Beni sıkıca göğsüne çekip başını boynuma sakladı.

"Affet–"

Diye hıçkırınca benim gözümdende yaşlar akmaya başladı. "Nolursun sende bırakma beni." Selim abinin bana son söylediği sözleri hatırlayınca vicdanım sızladı.

»Akını sana emanet ediyorum«

Selim abi bana bunu niye yaptın? Ben bu adamın yanında nasıl durarım ya? Akının göz yaşları boynumdan akınca vücudumda kalkmayan tüy kalmadı. Selim abiyi ne kadar sevsem, ne kadar saygı duysam da.. ben bunu yapamam.

Hamileydim ben. Bu sefer başkalarını mutlu etmek zorunda değilim, ben artık kendi mutluluğumu sağlamam lazımdım. Çocuğumun geleceğini hazırlamam lazımdım.

Akından ayrıldığımda kızarmış kedi gözlerle bana bakakaldı. Gideceğimi anlayınca başını sallayarak bir adım bama doğru geldi.

"Vur."

Efendim?

"Vur bana, vur– kıy bana."

Tövbe tövbe. Kapıyı açmak istedim ama Akın elimi alıp yanağına koydu. Çatık kaşlarla ne yaptığını anlamaya çalıştı. "Vur Bahar vur!" Elimi yine kendime çekince Akın kendini tokatlanmaya başladı. Hemen ellerini alıp onu kendine zarar vermekten engelledim.

"Vursana! Vur ben hak ediyorum - Bahar vur nolursun vur bana.. Yada al bunu al!"

Komidin üstünde duran vazoyu elime sıkıştırdı ve derince gözlerime baktı. "Yapmıştın ya, aynısını bir daha yap. Gözünü seveyim kafamı patlat." Gözünden dökülen yaşları kalbimin ağırlaşmasını sağladı.

Elini tekrarla göğsüne çarpıp bana yaklaştı.
"Burdaki acıyı benden al nolursun –" Nefesi kesilince dizlerin üstüne çöküp astım kriz geçirmeye başladı ama ben kımıldamadan yerimde durakladım.
Yavaşça çekmeceden ilacını alıp yatağa bıraktım.

Çantamı yerden kaldırıp kapıyı arkamdan kapattım. Akının öksürükleri dinince iyi olduğunu anlayıp aşağıya geçtim.

Cumali abi beni dış kapıda yakalayıp çenemi eline aldı. "İyi misin Bahar?" Çatık kaşlarla başımı salladım. Bu telaş neydi şimdi? Cumali abi yanağımı inceledikten sonra elimdeki siyah çantaya takıldı.
"Bu ne?" Çekinerek omuzlarımı silktim.

"Gidiyorum."

"Olmaz. Olmaz o adam dışarda dolaşıyor kızım sen manyak mısın? Yamaç şu kıza bişey de!"

Arkamı döndüğümde Yamaç abi ölü gözlerle bize yaklaştı. Abisi kucağımda öldü bide üstüne ben yük olmayım.

"Abim haklı Bahar.."

Tam karışmak istediğimde kaşlarını kaldırıp başını salladı. "Anlıyorum.. Anlıyorum kimse de seni Akının yanıda tutamaz ama en azından Kulkanı bulana kadar bu evde kal."

"Abiler Selim abinin kaybı yeter size, beni takmayın, gerçekten."

Yamaç tamam yerine başını salladı ve sonra eliyle kapıya işaret etti. "Nasıl istersen–"

"Bebe..!"

"Abi.. Kendi kararı."

Bir gülümseyle Yamaça teşekkür ettim ve tam kapıdan çıkmak istediğimde Akının sesini duydum.

"Bahar!"

Gözlerimi sıkıp başımı havaya diktim. Daha fazla dram kaldıracak gücüm yoktu. Akının yüzüne bakmak için halim kalmamıştı. Yerle bir olmuştum. Sadece burdan gitmek ver bi deniz kenarında hüngür hüngür ağlamak istemiyordum.

"Bunu al bari.. Bende bi işe yaramaz artık."

Elindeki parlayan yüzüğe bakınca midem 360 derece dönüş yaptı. Akın yüzüğü elime sıkıştırdıktan sonra avucuma bir öpücük kondu ve benden bişey dememi bekledi ama yapamadım.

Abilere ve Akına arkamı dönüp evden çıktım. Yeterince uzaklaştıktan sonra bir duvara tutunup avucumdaki yüzüğe bakakaldım. Akın bana.. Benimle nişanlanmak mı istedi?

Duvardan aşağıya kayıp içimde ne kadar hayal kırıklığı biriktiyse, bir acı dolu çığlıkla hepsini dünyaya döktüm..

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin