05.

943 58 5
                                    

Akına son bir kez bakıp Cemille kaldığımız eve girdim. Hemen önüme dikildi pezevenk.
"Neden bu kadar erken geldin?!" Akının verdiği parayı Cemilin eline sıkıştırdım. "Arzu ettiğini aldın daha ne istiyorsun?" Diye tıslayıp odama geçmek istedim ama büyük Salonda siyah saçlı adamı görünce kanım kaynamaya başladı.

"Senin ne işin var lan burda?!"

Bağırıp Kulkanın yanağına tokadı yapıştırdım. "Yavaş sevgilim!" Dişlerimi sıkıp yine saldırıya geçmek istedim ama Cemilin korumaları buna engel oldular. "Seni görmeye geldim, duyduğum gibi gecen biraz sert geçmiş." Dudaklarında o kışkırtıcı sırıtışı görünce kendimi tutamadım. Suratının tam ortasına tükürdüm. "Allah belanı versin Kulkan." Yüzünü silip bana yaklaştı. "Bittin sen Bahar. Bittin."

Yutkundum ve Kulkanın gitmesini izledim. Benden yeterince uzaklaştıktan sonra korumalar beni bıraktılar. Odama geçip kapıyı arkamdan kitledim. Yavaşça duvardan aşağıya kayıp başımı dizlerime sakladım. Daha ne kadar dayanabileceğimi gerçekten bilmiyorum. Kulkan bi yandan, Cemil bi yandan.. Ben bir türlü burdan kurtulmam lazım.
Belki... Hayır. Kendim yapacağım. Kimseden yardım istemeden kurtulacağım bu adamlardan.

"Bahar!"

Gözlerimi açıp Cemilin iğrenç suratına bakakaldım. Off. Başımı yastığa bastırdım. "Öldün mü lan? Kalk!"
Cemil saçlarıma avuçlayınca bütün vücudum gerildi ve öbür sahneye dimdik yatakta oturuyordum.
"Hadi! Hazırlanman yine saatler alacak, hadii!"
Beni odadan çıkarttı ve arabaya oturtturdu.
Başımı cama yaslayıp gözlerimi kapattım.

Pavyona gelince hemen hazırlanmaya başladım. Derya bugün yoktu, nerde bilmiyorum. Telefonda yok, arayamam. Ne olursa olsun ben bu hafta kaçacağım. Yolumda ölürsem de ne diyim, gam yemem. Hep direndim, güçsüz olmadım, hiç canımı almaya kalkmadım. Göz makyajımı bitirdim ve şimdi dudaklarıma geçtim. Koyu bir kırmızıya boyayıp kendimi aynada inceledim. Yapabilirim.
Burdan kaçabilirim.

Vakit gelince sahneye çıktım ve şarkıma başladım.
Etrafa bakındım ve her akşamki adamları gördüm, bir aksilik çıkmaz inşAllah.
Gözlerimi kapatıp mikrofona tutundum.

"Böyle bize neler oldu? Bu ayrılık birde hasret çekilmez oldu!"

Adamlar bana hayran dolu gözlerle bakıyordular. İtler. Cemile bakınca o sadece memnunca başını salladı.

"Bir ihtimal daha vardı, felaket oldu.."

Derin bir nefes alıp şarkının yüksek noktasına hazırladım. Gözlerimi açtığımda girişte Akını gördüm. Hemen Cemile döndüm.

"Gitme. Gitme kal bu şehirde..!"

Cemil sinsice gülümsedikten sonra Akının yanına geçti ve çok eminim benim hakkımda konuştular. Bi an ter bastı beni. Şarkıyı söyleyip bir an evvel burdan kaçmak istedim, Akın planımı bozmazsa tabi.
Enstrümanlar susunca hemen mikrofonu yerine takıp sahneden indim ama Cemil önümü kesti.

"Acelen mi var?"
Yutkunup kara gözlerine baktım. "Hadi, Akın beyle gidiyorsun." Başımı hızla sallayınca Cemil kahkaha attı. "Hadi Baharcım! Hadi!" Neyse, doğaçlama yapmam lazım o zaman.

Akının masasına oturdum ve bardağıma rakıyı doldurdum. "İyi misin?" Kadehi bitirip Akına gülümseyerek baktım. "Ne münasebet!" Hafifçe gülüp başını salladı. "Gidelim mi?" Ayağa kalkıp Akını bekledim. Beraber pavyondan çıkıp yine o eve gittik. Bunun onun evi olduğunu sanmıyorum açıkçası. Daha yazlık gibi görünüyordu.

"Ne iş yapıyorsun?" Diye sorup Akının bana verdiği kıyafetlere baktım. Yine eşofman ve kazak. "Niye sordun?" Omuz silktim. "Yani baya para harcıyorsun o yüzden." Akın sessiz bir kahkaha attı ve başını salladı. "Benim yaptığım iş biraz zor anlatılır." Kaşlarımı kaldırıp başımı salladım. "Anladım." Diyip lavaboya kayboldum ve üstümü değiştim.

Çıktığımda Akın koltukta oturuyordu ve baya düşünceli görünüyordu. Bu adamın ne derdi olabilir ki? Parası var, evi var, yemeği var. Oh hayat sana güzel Akın Koçovalı. "Bittin mi?" Kendime gelip karşı koltuğa oturdum. "Ne düşündün kara kara?" Akın hafifçe gülümsedi sonra ama ciddileşip gözlerime baktı.

"Seni ordan kurtaracağım."

"La havle ve la kuvvete..." Diyip başımı salladım.
"Ne var bunda? Acı çekiyorsun işte!" Ayaklanıp Akının önüne dikildim. "Bana bak Koçovalı! Lafımı ikiletme! Benim sana ihtiyacım yok!" Akın ayağa kalkınca benden daha uzun olduğundan yukarıya bakmak zorunda kaldım. "Gerçekten mi? O zaman şunlar ne?" Eli karnımdaki yaraya dokununca geriye çekildim. "Sana ne be?!" Kaşlarımı çattım.

"Sana ne? Tanımıyorsun etmiyorsun, ne bu kahramanlık?"

Akın bana yine yaklaştı. "Ya kızım iyilik yaramıyor mu sana?" Başımı salladım. "Yaramıyor! Ben kimsenin yardımını istemiyorum! Cemilden kendim kurtulurum!" Akın dişlerini sıkıp derince gözlerime baktı.

"Peki ya Kulkandan?"

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin