58.

580 43 4
                                    

"Anne bende!"

Gözlerimi devirip Derine döndüm. Sabahtan beri kafamı şişirdi bu kız. Salih amcası bu sabah İdrisin düğününden bahsettiğinden beri susmadı bir türlü.
Yok o da gelecekmiş, yok makyaj yapmak istiyormuş.

"Tamam gel, birazcık sürelim."

Derini kucağıma alıp masada ne var ne yok gösterdim. "Hangisinden istiyor benim prensesim?" Derin baya bi düşündükten sonra kırmızı dudak boyasını alıp kapağını açtı.

Boynanın ters tarafını Derinin dudağına sürdüm. Hiç bir şey değişmedi ama kız sevinçten patlayacaktı nerdeyse. Gülerek alnını öpüp kızıma sarıldım.
Aslında onu yanımda götürmek isterdim, kuzenleriyle oynardı, salonda koştururdu ama.. Akın.

Yalan olmasın. Bir yandam gerçekten sadece Akın için gidiyordum. Ne kaybettiğini görsün diye, yoksa gitmezdim. Görelim bakalım Songülü çökmüş mü dört yılda.

Kapı çalınca Derinle beraber açtık ve Hazalı karşıladık. Allahtan o vardı, yoksa gerçekten gidemezdim. Bi yandan da iyi olurdu aslında.

"Hazal her şeyim merde olduğu biliyorsun, ha mutfak değişti tabi- gel göstereyim sana."

Hazalı arkamdan çekip yeni mutfakla tanıştırdım. Tabakların, bardakların nerde olduğunu gösterdikten sonra bir kaç şey daha anlattım ama Hazal sadece düşük çeneyle bana bakakaldı.

"Aloo Hazal?"

"Ya kusura bakma Bahar abla ama sen çok güzel olmuşsun böyle."

Hafif bir gülümseyle Hazaldan teşekkür ettim. Üstümde siyah bi elbise vardı, bi yandam sadeydi ama öbür yandan da çok asil görünüyordu.

"Tama o zaman

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Tama o zaman.. Her şeyin yeri belli. Ben artık çıkayım–" Derinin yanağına kocaman bir öpücük bıraktıktan sonra kızımı Hazala verdim. Çantamı alıp telefonumu içine koydum.

"Bak bişey olursa hemen ara beni–"

"Hadi abla hadi, geç kalacaksın."

Sırıtarak başımı salladım ve sonunda evden çıkabildim. Arabama binip Salih abinin söylediği adrese sürdüm. Çok uzak değildi Çukurdan. Akınla gittiğimiz düğün salonuydu. O zaman Meke evlenmişti ve ailesi beni ilk defa gördü.
Sultan hanım aklıma gelince yarı yolda eve dönesim geldi ama söz verdim bile. Zaten uzun kalmam. Yarım saat sonra kaçarım.

Arabamı park ettikten sonra açık havaya çıkıp derin bir nefes aldım. Müzik taa burda duyunuyordu. Bu ortamlar çok can sıkıcıydı benim için. Üff neyse ya.

Hızlı adımlarla girişe ilerledim ve büyük kapıdan içeriye girdim. Girişte Salih abi ve kel bir adam duruyordu. Bu galiba o meşhur amcaydı.

"Aha valla geldi! Amca tanıştırayım- Bahar Arslan, kendisi çok başaralı bir editör ve bizim kardeşimiz sayılır."

Gülümseyerek Amca denen adamın elini salladım.
"Memnun oldum kızım, sen bizdensin. Koçovalıların yanına geç." Nedense, içim bu adama ısınmadı.
Salih abi başıyla onaylayınca gözlerimle Koçovalı masasını aramaya başladım.

MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin