- Songül -
Bahar tam iki hafta önce Koçova evinden çekip gitmişti ve Akım darma dağın olmuştu. Çocuğun hayat resmen kaydı. Babasını kaybetti, üstüne de sevdiği kadım onu bırakıp gitti..
Tam planladığımız gibi oldu.Saadet ablaya bi tepsi çay uzatıp gülümsedim. Evet ben hala burdaydım. Eserimden keyif alıyordum.
Telefonum çalınca hemen odama geçip kapıyı kitledim."Kulkancım!"
Diye telefonu açtım ve pencereye geçtim.
"Songülcüm! Nasıl gidiyor? Akın nasıl, intihar etti mi bile?" Hafifçe kıkırdayıp başımı salladım.
"Akın öyle bi çukura düştü ki.. Kimse onu kurtaramaz." İş birlik yaptığım adam sinsi bir kahkaha attıktan sonra yine konuştu."İyi valla bir tekme daha atmak istersen–"
"Bide soruyor musun Kulkan? Hiç tanımamışsın beni."
Perdeyi yana çekip evin arka bahçesine baktım. Yamaç ve Cumali bükük boyunlarla yeşilliklerde dolaşıyordular.
"Bomba patlıyor... Bahar hamile ama bugün bebeği aldırmak için randevu almış."
"Hadi ordan!"
Kulkan gülümce yalan söylemediğini anladım. Bu Akını paramparça eder. Benimle takılırken hep çocuklardan konuştu. Bahar hamiledi ama düşük yaptıktan sonra hamile kalması için pek ihtimal yoktu. Vay be.. Kız bu psikopatı gerçekten silmiş.
"Bana doktorun adresini yollasana. Akın gitmek ister kesin."
Telefonumdan ses gelince Kulkanın attığı mesaja baktım. Çukurdan pek uzak değildi bu doktor. Neyse ya, bana ne doktordan.
"Ha Songül sende sıkıntı çıkmadan o evden git istersen."
Başımı salladım. Kulkan haklıydı. Eve gitme vakti geldi.
"Valla Akını böyle gördüm ya, artık ölsem de gam yemem."
Kulkanla vedalaştıktan sonra eşyalarımı bavuluma yerleştirip telefonumu arka cebime koydum. Son bombayı patlatayım öyle gideyim. Yüzüme üzgün bir ifade takıp gözlerimin dolmasını bekledim, daha inandırıcı olur diye.
Akın bütün gün odasındaydı, inşAllah uyumuyordur.
Kapıyı tıklayıp »gelme« sesini duyunca gözlerimi devirip içeriye girdim. Hala yatakta oturup Baharın resmine bakıyordu. Günlerdir başka bişey yapmıyor. Amcaları onu çata pata götürmek istediğinde bile, Akın yerinden kımıldamadı. Öylece Baharına bakıp oturakaldı yatağında.
Salak."Ne var Songül?"
Diye ofladı ve gözlerini kapattı. Gerginmiş gibi yapıp tırnaklarımla oynadım. "Şey Akın.. Ben bişey duydum da, Baharla ilgili." Şimdi gözleri benimkilere odaklandı.
"N-Noldu Bahara? Bişey mi oldu? Yoksa Kulkan– Songül bak ne dediğine dikkat et–"
"Bahar hamileymiş."
Sahneler içinde Akının yüzü kar rengine dönmüştü ve sağ gözü seğirmeye başladı. Diliyle dudaklarından geçip bana yaklaştı.
"Ne?"
Diye fısıldayınca başımı salladım. "Nerden biliyorsun sen bunu?" Ha siktir.. Kelimeler boğazımda takla attılar. Ne yalan söyleyeceğimi şaşırmıştım. Nerden biliyordum ben bunu?
Tam Akın bişey demek isteyince Aliço odaya daldı."Akın! Kötü! Kötü çok kötü! Bahar–!"
"Ben sizi yalnız bırakayım en iyisi."
Diyip hemen bu durumdan kaçtım..
-AKIN-
Aliçoyu hiç takmak istemedim aslında ama Bahar kelimesi ağzından çıkınca durdum. Niye herkes bugün Bahara taktı kafayı ya?
"Noldu Aliçom? Noldu Bahara?"
Boncuk gözlü adam sesli bir off bıraktı odanın ortasına ve susmaya karar verdi, nedense. Çıldırmak üzereydim. Önce Songül hamile diye falan saçmaladı, şimdi de Aliço kötü kötü diye bağırıp sustu.
"Bak Aliço.. ben hiç iyi değilim. Nolursun ciddi değilse–"
"— Ciddi! Çok ciddi ama söz verdim! Söylemeyeceğime söz verdim Bahara!"
Derin bir nefes verip başımı salladım. Af edersin de, sözünü sikeyim. Patlamam için bir adım eksikti ve bu adımı bugün atacağımdan emindim.
"Ama Aliço şimdi söylemezsen ben sana yardım edemem ki."
Aliço biraz düşündü ve sonunda başıyla onayladı. Oh be..
"Bahar.. Bebek, karnında bebek var - senin bebeğin. Bana anlattı o gece. Çok ağladı Bahar, üzgündü."
Songül yalan söylemedi yani. Ben.. Benden Baba oluyordu. Benim çocuğum oluyordu! Rahat bir nefes verip Aliçoyu kollarıma çektim. Fiziksel yakınlığı sevmediği için Aliço yüzünü buruşturup beni hafifçe itti.
Gülümseyerek Aliçodan özür diledim ve ellerimle yaş gözlerimi kuruttum. Oh be! Haftalar sonra iyi bir haber.
"Akın–"
"Söyle Aliçom!"
"Bahar bebeği istemiyor artık.. Bak bu doktora gitti, aldırmak– bebeğin gitmesi için dedi."
Aliço bana doktorun yerini bir haritada gösterdikten sonra hemen arabama koşup gaza bastım. Allahtan doktor çok uzakta değildi. Bahar bunu benim yüzümden yaparsa kendimi asla affetmem. Ölürüm ama bir daha aynaya bakmam, bakamam.
Her kırmızı lambayı geçip on dakika içinde doktorun ofisine geldim. Baharı girişte görünce kalbimden yük kalktı. Yetiştim.
"Bahar! Ben.. Çocuğu aldırma, nolursun."
Karşımdaki kadının ağzından bir kahkaha kaçtı. Gülüyordu ama gözleri yaşlarla doluydu ve dudakları titriyordu.
"Tamam anlıyorum seni. Beni görmek istemiyorsun ama bana söz ver.. çocuğumuzu–"
"Çocuğumuz falan yok Akın."
Ne dediğini anlayınca boğazım tıkandı. Astımım tuttu. Baharın gözünden bir yaş akımca başımı sallayarak yere çöktüm ve bi evin duvarına yaslandım.
"Hayır.. Yal-Yalan söylüyorsun."
Bahar önüme eğilip cebimden astım spreyimi çıkarıp ağzıma soktu. Kendime geldikten sonra yine ayağa kalkıp ela gözlü kadına baktım. Kızamam.. Kızamam çünkü haklı. Ne dese haklı. Her şey benim yüzümden oldu, benim salaklığımdan, benim nankörlüklüğümden! Ben çocuğumuzu öldürdüm, yine.
"Bizi birbirimize bağlayan hiçbir şey kalmadı."
Gözümden bir damla yaş akımca boynumu eğidim. Baharım yüzüne bakmak için ne yüzüm, nede gururum kalmıştı.
"Hoşçakal Akın.."
Omuzuma çarpıp beni sokağın ortasında bırakıp gitti. Gidincede güneşi, neşeyi, her duyguyu yanında götürdü. Nefesimi alıp gitti..
Son haftalarda çok az bölüm attım, biliyorum ve çok özür diliyorum ama sınavlarıma hazırlanmakla meşguldüm. Söz, bir iki hafta sonra yine eski düzenime döneceğim ❤️❤️