- bir ay sonra -
Çalışma odasından çıkıp hemen aşağıya indim. Bunalıyordum orda. Karacanın uyuşturucu hakkında konuşması beni deli ediyordu. Silahtan nefret eden kız çata pata gidiyordu. Sanki bir kabus yaşıyordum.
"Bahar."
Kaşlarımı çatıp arkamı döndüm. Bu tanıdık bir ses değildi. Mavi gözlü kız bana gülümseyince içim parçalandı. "Yasmin?" Başını sallayıp bana yaklaştı. "Ben senden özür dileyemedim." Hemen başımı salladım. "Yok dileme zaten Yasmin-" Yasminin gözünden bir yaş aktı. "Ben hiç aranıza girmek istemedim." Kıza kızamıyordum bile o kadar masum ve kırılgan görünüyordu ki. "Senin bir suçun yok Yasmin. Özür dilemek zorunda değilsin!" Hafifçe gülümseyince bende rahatladım.
"Yasmin?"
Akını duyunca Yasminden uzaklaştım. "Naptınız siz?" Bana bakınca gözlerini kaçırıp Yasmine gülümsedim. Birden Yasmin gülmeye başlayınca kaşlarımı çattım. Kıkırdaması durmayınca Akın bana sinirli gözlerle baktı. "Naptın sen?" Şaşkınca başımı salladım. "Hiç bir şey, biz sadece konuş–" Akın Yasmine sarılınca sustum. "Tamam geçti, geçti gülüm." Açık ağızımla önümde yaşananı izledim. Yasminin gülmesi daha da sesli olunca Akın bana çakmak gözleriyle baktı.
"Uzak dur." Diye tıslayıp Yasminle odasında kayboldu.Hafif bir kahkaha atıp kendime gelmeye çalıştım. Burda ne yaşandı az önce birisi bana açıklayabilir mi? Tamam kız rahatsız, bu kesin ama Akının ona sarılması, gülüm demesi... Hayır. Çok kötü bir oyunun içine düştüm ben. Gerçi o öpüştüğümüz geceden sonra aramız bozuldu, yani zaten bozuktu ama şimdi sadece kavga ediyorduk.
Mutfaktan kendime bi çay alıp terasa geçtim. Omuzlarıma bir battaniye atıp bahçeye baktım ve Akının bana söylediklerini düşündüm. Uzak dur. Sanki çok meraklıydım. O değil miydi beni öpen? Yada ben mi yanlış hatırlıyorum?
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?!"
Yüksek sesi duyunca arkamı döndüm. Akın.
"Önce şu sesine bi ayar ver. Gece gece çocukları uyandırma."
Akın önüme dikildi ve çayı elimden alıp yere fırlattı. "Ne oluyor sana be?!" Şimdi bağıran bendim. "Yasmine ne dedin?!" Kaşlarımı çattım.
"Sana mı hesap vereceğim lan?" Akın diliyle kurumuş dudağından geçip gözlerine sakinleşmek için bir sahneye kapattı."Benim karımı bu hale getirdiysen, evet. Bana hesap vereceksin!"
Kendimi gülmekten durduramıyordum. Allahım bu ne biçim şaka ya?
"Bahar!"
Şimdi gülümemi kesip ciddice Akının gözlerine baktım. "Dalga mı geçiyorsun benimle? Sen değil miydin bana Yasmini istemiyorum diyen?!"
Akın ellerini yüzünden geçirdi."Sarhoşken dediğim bir cümleye mi tuttundun kızım sen?!"
Kanım damarlarımdan çatlayacak gibiydi.
"Ee bu bir ayda noldu? Aşık mı oldun? Hadi! Hadi söyle!"
Akın bana bir adım daha yaklaştı ve yanımızdaki korkuluğa vurdu. Söyleyemiyor çünkü haklı olduğumu biliyor. Yasmine aşık değil.
"Sınırlarını zorlama Bahar."
Sesli bir kahkaha atıp başımı salladım. Sınırlarımı mı? Akın beni hiç tanıyamamış. Ben sınırları zorlamam, siktir ederim.
"Zorluyorum. Ben buraya geldiğimde sen benim peşime takılmadım mı Akın?"
Gözlerini kapattı."Kızımız var diye! Yalnız olma diye! Kimsesiz kalma diye!"
Kalbimin çatladığını duydum resmen. Beni acıdan mı öptü? Söylediği şeyler acıdandı yani? Hayatında sana sevmeyi öğreten insan nefret etmeyi de öğretebiliyormuş meğerse.
"Yok Bahar ben öyle demek istem..-"
Elimi kaldırınca sustu. Sahte özürüne ihtiyacım yoktu. Akın bu kadar işte, benim hatam. Bilmeden sevdim.
"Evet. Yasmini seviyorum. Oldu mu? Ona o kadar çok değer veriyorum ki bu evde kalmayı göze aldım. Tedavisine en iyi doktorları bulmaya çalıştım.
Seviyorum. Ne yapayım? Biz zaten birbirimize sadece zarar veriyoruz Bahar!"Gözümden akan yaşları görmesin diye bi laf daha etmeden içeriye girdim..