"Bahar sen–" Selim abi ne diyeceğini şaşırıp açık ağızla bana bakakaldı. "Kimseye söyleme nolursun abi! Ben bunu istediğimden bile emin değilim." Aniden bana sarılınca gülümsedim ve kollarımı sırtına sardım. Selim abi benim de Babam gibi olmuştu. Bu evdekilerin bana ne yaptığını biliyordu ve beni her zaman savunuyordu. Akından daha çok son zamanda.
"Sen benim torunumla hamilesin yani?"
Hafifçe gülüp başımı salladım. "Ayşeyi bu yaşta Babaanne yaptığın için seni öldürür." İkimizde gülme krizine girdik Ayşe hanımın reaksiyonunu düşününce. Kadın gerçekten deliydi.
Gülmemiz geçince yüzüm yine ciddi bir ifadeye düştü. "Abi Akına söylemesen, şimdilik en azından." Selim abi hemen başını salladı. "Tabi kızım. Sizin çocuğunuz sonuçta. Sen söyleyeceksin." Dudak kenarlarım hafifçe kalktı. "Sağol, gerçekten."
Beraber kilerdem çıktık ve Selim abi kardeşiyle çalışma odasına geçince ben kendi odama gitmeye karar verdim. Kapıyı arkamdan kapatınca biri beni hemen kollarıma çekti. Akın. Beni vücuduna bastırıp saçlarımı okşadı.
"Birtanem.. Ben-"
Sarılışına karşılık vermeyince benden ayrıldı ve gözlerime baktı. "Ağladın mı sen?" Dişlerimi sıkıp onu göğsünde geriye ittim. "Yok kutlama yaptım." Akın yine yaklaşınca ben yanından geçip yatağa oturmak istedim ama Akın buna engel oldu.
Beni kolumdan tutup yine önüne çekti.
"Bırak Akın bak valla seni hiç çekesim yok!"
Kolumu elinden kurtarmaya çalıştım ama ben çırpınınca o daha da sıktı. Şimdi öbür kolumu da tutup beni sakinleştirmeye çalıştı ama ben sakin olmak istemiyordum. Ne sakini ya? Hamileyim ve çocuğumun Babası eski sevgilisiyle flört edip duruyor!
"Akın bırak canımı acıtıyorsun!"
"Önce beni dinleyeceksin!"
Başımı hiddetle salladım. "Ne dinlemesi ya?! Ne anlatıyorsun sen bana Akın? Kızla kol kola mahallede dolaşıyorsun o da utanmadan seni öptü! Buna neden engel olmadın?" Karşımdaki adam sıkık dişlerle gözlerime bakakaldı.
"Çünkü onu hala seviyorsu–"
"SUS BAHAR SUS!"
Beni sirkeleyince acıdan sessiz bir inleme çıktı ve bu Akını kendine getirttirdi. Hemen ellerini benden çekti ve kocaman gözlerle bana bakakaldı.
"Bahar ben.. Özür dilerim canım." Akını itip dolabımıza geçtim.
Yeni yorgan yastık ve çarşaf çıkarıp eline sıkıştırdım.
"Git." Akın başını yana koyup bana pişman dolu gözlerle baktı. "Bakma Akın! Git! Siktir ol burda! İstiyorsan Songüle git ama git! Gözüm görmesin seni.."
Sevgilim dediğim adama arkamı dönüp pencereye geçtim. Biraz çıksam mı acaba? Aliçonun yanına giderim, nefes almaya. Güneşin batışını görünce bu planı yarına yükledim. Şimdi kimse benim bu evden çıkmama izin vermez.
Yeniden Akının kollarını vücudumda hissedince oflayıp gözlerimi kapattım. Başını omuzuma koyup bana arkadan sarıldı. "Özür dilerim birtanem." Yine gözlerimi açıp penceremden gökyüzündeki renkleri inceledim.
Boynuma bir öpücük koyunca gözlerimi devirdim. "Bırak Ak-"
"Bırakmam. Bu sözü tutacağım."
Ne ima ettiğini anlayınca yaşlarla dolan gözlerimi bahçeye eğidim. "Biliyorum son haftalarda kendim değildim. Aşık olduğun adam değildim." Yutkundum ver gözümden akan yaşı silmeye kalktım ama Akınan kolları buna izin vermedi.
"Songül kafamı karıştırdı, evet, ama biz normal yolda ayrılmadık. Kız benim yüzümden cehennemi yaşadı. Bu yüzden ona yardım etmem şart, borçluyum ona."
Kaşlarımı çatıp Akına döndüm. "Nasıl ayrıldınız?" Akın derin bir nefes verip başını salladı. "Bir gece kulübündeydik. Kutay, Nihan, Songül ve ben." Bunu anlatmakta zorlanıyordu, çok belliydi.
"Bir an eğlencenin ortasında elektrikler kesildi ve birisi - bana demedi bile- yada bilmiyorum dedi mi? Yok demedi bana demedi. Kankasına dedi, şaka anlamında yani.."
Ne dedi? Ben bişey anlamıyorum ya!
"Birisi piç dedi." Şimdi jeton düştü. Akının kuyruğuna bastılar. "Bende.. Kendimi tutamayıp karanlığa ateş ettim. On dört kurşun sıktım." Yutkunup gözlerine baktım.
"Işıklar açılınca.. Songül yerde yatıyordu kulüpteki herkes gibi." Ona sıktı deme şimdi. "Kızın bacağı koptu kopacak. Bende şoktan kıpırdayamıyorum, son hatırladığım şeyde nezaret."
"Bu kız sana niye kızgın değil o zaman?" Akın omuz silkti. "Bilmiyorum." Yavaşça başımı salladım. "Hala kızgın mısın?" Hafif bir kahkaha attım. "Kızgınım Akın ama daha önemli konular var.."
Kaşlarını çatıp doğruldu. "Ne oldu? Bişey mi oldu sana?" Hayır yerine kafamı salladım. "Karacanın sevgilisi, bugün onunla tanıştım." Akın gözlerini kısıp bana şüpheli bir ifade verdi.
"Kulkan."
Beni anlamıyormuş gibi bakakaldı. "Ne Kulkan? Kulkan ne alaka?" Yutkunup elimi yanağına koydum. "Delirme, söz ver bana Akın. Sakın bir delilik yapmayacağına söz ver." Akın bama söz verdikten sonra derin bir nefes aldım.
"Karaca Kulkanla beraber."
Akının sağ gözü seğirmeye başladı ve elleri yumruklara döndü ama ağzından sadece bir kahkaha çıktı. "İkisinide öldüreceğim." Diyip kapıya ilerledi ama ben hemen önüne dikildim.
"Akın dur! Bak biliyorum anlıyorum ama şimdi harekete geçme. Karacayı sadece onun kollarıma itersin, yapma. Sen üstüne gittikçe o daha fazla Kulkana tutunacak."
"Sen ne dediğinin farkında mısın Bahar?!"
Bana bağrınca yerimden sıçradım ve Akın hemen eliyle ağzını kapattı. "Pardon.. özür dilerim ama ben bişey yapmadan duramam! Tek kardeşim o benim!"
Kapı açılınca ikimizde susup ona bakakaldık..
