23.

650 49 8
                                    

"Bahar? Hazır mısın?"

Ha siktir! Aynada görünen kıza güç vermek için başımı salladım. Ben bunu yapabilirim. Ailesi sonuçta. Erdenetlerden daha beteri olamaz.
Elbisemin fermuarı kapatmaya çalıştığımda odanın kapısı açıldı. Aynadan Akına baktım ve yutkundum. Boğazım çöl gibi kuruydu. Su lazım bana yoksa gerçekten patlayacağım burda.

"Yardım eder misin?"

Akın gözlerini vücudumdan ayrıp gözlerime dikti ve başını salladı. Sırtıma düşmüş saçlarımı toplayıp önüme bıraktım. Akın bana yaklaşınca istemeden nefesim hızlandı. Soğuk elleri belime deyince nefesimi tuttum ve aynadan ona baktım.
Kıravatını doğru bağlayamamış. Fermuar kapanınca Akına döndüm ve hafifçe gülümsedim.

"Çok güzel olmuşsun."

Başımı teşekkür yerine sallayıp Akının boynuna uzandım. Hareketime şaşırdı ama engel olmadı. Kıravatını bağladığımda zaman durmuş gibiydi. Gözleri beni sarmıştı ve her yaptığımı dikkatle izledi. "Takım yakışmış." Diyip kıravatı daralttım. "Sen seçtin, yakışmaz mı?" Kıkırdayıp gömleğin yakasını düzelttim ve Akına baktım.
"Bitti."

Akın gülümseyip kravatına baktı. "Teşekkürler Bahar hanım." Gururlu bir ifadeyle eserimi inceledim. "Ne demek Akın bey." Hafifçe güldü ve bir adım daha yaklaştı. Yutkunup gülümseyi yüzümden sildim. Dudaklarıma doğru eğilince yanımdaki çantaya uzanıp kapıya geçtim.
"Hadi, geç kalmayalım"

Arabayı kullanırken pek konuşmadı. Sadece bana amcalarını anlattı. Yamaç, Cumali, Salih. Yamaç koyu sarı saçlı olandı, Salihin kırmızı mendili vardır dedi ve Cumali en büyük olandı. Babasını zaten tanıyorum.
"Annen?" Akın gözlerini yoldan ayırıp bana baktı. "Ne varmış Annemde?" Küçük bir kahkaha attım. "Annen nasıl bi kadın? Kardeşin nasıl? Başka kadınlar var mı?" Akın sorumu anlayınca onu da cevapladı. Babaannesi Sultan hanım, kıvırcık saçlı Damla Cumalinin karısı, Saadet Salihin karısı ve Ayşe abla onun annesiymiş. İnşAllah bunları ezberleyebilirim.

Düğün Salona gelince el ele içeri girmek istedik ama son anada Akını durdurdum. Başını bana çevirdi ve kaşlarını çattı. "Ya Akın, dönsek mi? Ben gerçekten hazır değilim hem bu elbise bana hiç yakış–" Dudaklarımızı birleştirerek lafımı kesti. Sıcak dudakların tadını alınca hemen kendimi bırakıp elini hafifçe sıktım.

"Muhteşem görünüyorsun, ailem seni çok sevecek ve her şey iyi olacak. Anlaştık mı?"

Başımı usluca sallayıp son bir kez dudaklarına yapıştım. Akından ayrılınca bana sırıttı. "Bakma öyle Koçovalı." Gözlerimi devirip Akını salona çektim. "Bakarsam ne olur?" Salona girince herkes bizim ellerimize baktı gibi geldi bana. Belki gerçekten herkes bize baktı yada bana öyle geldi.
"Kendimi tutamam."

Akın bu cevabı beklemediği için öksürmeye başladı. Gülerek sırtına vurdum ve beraber ailesinin masasına geçtik. Hadi bakalım, şov başlasın.

"Bahar nasılsın kızım?"
Selim abiye gülümseyip iyi olduğumu söyledim sonra da Yamaça baktım. Cumali ise beni çatık kaşlarla inceliyordu. "Hoşgeldin kızım! Gel oturun ayakta kaldınız." Yamaç bize iki sandalye ayarladıktan sonra masaya oturduk.
Herkesle tanıştım. Ayşe, Damla, Saadet ve Sultan ve Karaca tabi ama onu görmüştüm zaten.

"Ne iş yapıyorsun gelin?"

Cumalinin sorusu zoruma gitti açıkçası. Birincisi şu gelin lafı hemen hafızamdan siliyorum. Duymadım, etmedim. Gelin değilim ben ve asla olmayacam. Düğünüm nerde olsun, pavyonda mı? İkincisi, işim ne?

"Edebiyat okuyorum."

Yamaç hariç herkes buna şaşırdı. Bunda şaşıracak ne vardı ben tam anlamadım ama neyse. Gerçi, Akın da baya şaşırmıştı ilk öğrendiğinde.
"İnsanlar kırıcıydı. Kitaplara kaçtım." Yamaça gülümsedim. "Kimden bu?" Akın cevabımı heyecanla bekledi. "Cemil Meriç." Yamaç bana alkışlayınca hafifçe güldüm. "Madem bütün bunları biliyorsun Akınla ne işin var?" Akın babasının şakasına göz devirdi ve Karaca kıkırdayıp başını salladı.

"Ha doğru nasıl tanıştınız siz?"

İşte şimdi ayvayı yedik. Nasıl tanıştık biz? Ne anlatacağımızı konuşmadık. Belki de amcalarına bişey anlatmıştır. Ne diyeceğimi şaşırdım ve yanımda oturan adama bakıp masanın altında elini ezdim.

"Üniversitede."

"Mahallede."

Herkes bize çatık kaşlarla bakınca Akın boğazını temizledi. "Ya ben aslında Baharı mahallede görmüştüm bi gün.." Masadakilere anlattı. "İlk gördüğümde bırakmak istemedim ve peşine birini taktım." Yalanına az kalsın bende inanıyordum. "Sonra gittiği Üniversitede karşına çıktım.. Bahar bunu bügüne kadar bilmiyordu." Gözlerime bakarak gülümsedi. "Delisin sen." Akın omuz silkti ve elimi okşadı.

"Dans edelim mi?"

"Dans edelim mi?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin