64.

456 35 6
                                    

Meyhanenin kapısını açıp herkese Selam verdim.
"Bahar bak! Başın belaya girecek!" Cumali abiye sarıldım. "Bana ne be, girerse girsin." Yamaç abiye de sarıldım sonra Medetle Metin abileri karşıladım.
Cumali abi bana da rakı doldurunca Metin abi öksürdü. Hepimiz Metine bakakaldık.

"Noldu Metin?"

Yamaç önce beni sonra Metini inceledi. "Yani abi.. Bahat şey ya, hanım ya." Kaşlarımı çattım. Yamaç abi ağızıyla ooo formü yaptı. "Kadınlar içemez mi Metin abi?" Cumali gülüp başını salladı. "Bahar o evdeki herkesten daha delikanlı ne diyorsun sen Metin ya.." Gülerek rakımdan bir yudum aldım.

"Yamaç abi bu arada Efsun abla..?" Yamaç bana gülümseyerek baş salladı. "Sayende, çıkardık. O pavyonuda kapattırdık." Oh be! Rahatladım bunu duyunca. Yamaç abiyle Efsunu konuştuk ve bama bir kaç sorular sordu, malum bende aynı durumdaydım bir kaç sene önce ama kapı açılınca herkes sustu.

"Bana da yer var mı?"

Cumali kalktı ve Akına sarıldı. "Gel, gel yeğen." Akın beni görünce şaşırdı ama çok da belli etmedi. Lan- O burdaysa kızım nerde?!

Hemen ayağa kalktım ama Akın ellerini kaldırıp beni sakinleştirmeye çalıştı. "Saadet ablaya bıraktım! Sakin ol—" Bişey demeden yime sandalyeme oturdum ve Akın tam karşıma.

"Ee neye içiyoruz?" Kadehimi kaldırıp etrafımdaki adamlara baktım. "Geçmişe." Akın bana gülümseyince boğazım bağlandı. Herkes bir sahneye sustu ama şu bir sahne bana bin yıl gibi geldi.

"Geçmişe."

Medet bardağını benimkine çarpınca kendime geldim ve içtim...

-

Çok geç olmuştu ama ben hala saatler boyunca burda oturabilirdim. Yamaç abiyle konuşmak iyi geliyordu bana. Bilmiyorum gerçekten abim gibi oldu. Bana akıl veren, beni teselli eden abim oldu.
Herkes yavaş yavaş kalkınca sadece Metin, ben ve Akın kaldık.

Metin abiye etrafı toplamakla yardım ettim ve Akın beni yalnız bırakmak istemedi. Nihayetinde aynı eve dönüyorduk. "Tamam tamam yeter Rüya, gidin siz." Başımı salladım. "Az kaldı ya abi ben şunları da aliyim—" - "Kızım zar zor ayakta duruyorsun hadi!" Tamam. Gerçekten gitme vakti geldi.

Cebimden yüz lira çıkarıp bir masaya bıraktım. Şimdi Metin abiye verseydim hayatta kabul etmezdi o yüzden böyle yaptım.

Akınla beraber meyhaneden çıkıp eve doğru yürüdük çünkü ikimizde araba sürebilecek halde değildik.
Baya bi sustuk. Zaten Akınla konuşacak bişeyim yoktu. Yani olsa bile- eski sevgilimle niye konuşayım? Herif evliydi.
Ben asla evlenmem. Erkeklere zerre güvenim kalmadı. Akın başka dedim- aynı bok çıktı.

"Dur düşme kızım dikkat et–"

Yolda bir taşa takılıp düşmek üzereydim ama Akın beni son amda belimden tuttu.

"Kahramanlığa mı başladın yine Koçovalı?"

Yüzümde arsız bir sırıtış büyüdü Akına bakarken. O da hafifçe güldü ve yolumuza devam ettik - eli hala belimdeydi.

"Senin kafan baya iyimiş–"

"Sanki sen çok ayıksın Akın."

İkimiz salak salak gülmeye başladık ve sağa sola yamularak sokakta ilerledik.
İki dakikada gülmemiz dindi ve bu sessizlik bize üç sokak eşlik etti.

"Bugün için sağol Bahar."

Şimdi yerimde durdum ve böylece Akının da durmasını sağladım.

"Ne yapmışım bugün?"

"E Derin? Kızımla vakit geçirdim."

Ha doğru ya. Derin, kızı. Kızımız. Gözlerinde kayboldum bir an. Ben niye daha önceden gelmedim? Akına niye daha önceden bir kızımız olduğunu söylemedim? Ben neden bu kadar bencillik ettim?

Belki daha evvel gelseydim bizim bir şansımız olurdu? Yasminle evlenmezdi ve biz mutlu bir aile olurduk? Hep hayal ettiğimiz gibi?

"Sen niye Yasminle evlendin?"

Akının bakışı gözlerimden dudaklarıma kayınca kalbimin atışları hızlandı. Asıl konudan hiç uzaklaşmasın. Ben bi soru sordum ve cevap bekliyorum.

"Abisi.. Yani kızı korumak zorunda kaldım abisi de öğrenince ya evlenin yada ikinizide öldürürüm dedi."

"Yuh amına–!"

Yine gülünce bende dudaklarına odaklandım. Gülüşünü çok özlemişim. Kokusunu, gözlerini, yumuşacık saçlarını..

"Sen..? Hiç benden sonra–"

Başımı hayır yerine sallayınca Akın bir adım daha yaklaştı bana ve eliyle saçlarımı kulağımın arkasına taradı.

"İstemiyorum da. Ben kendime yeterim, gül gibi Derinim de var artık–"

"Ama beni istedin zamanında."

"Herkes hata yapar."

Akın hafif bir gülüş atıp bana bir adım daha yaklaştı ve şimdi aramıza bir kağıt bile sığmazdı.

"O zaman niye burdasın? Git, hayatını yaşa. İstesen Kulkanın seni asla bulamcağı yere gidersin.. ama sen hala burdasın."

Başımı havaya kaldırıp kara gökyüzüne baktım. Bir cevap ararken yıldızları saymaya başladım - ben neden burdaydım? Akın haklıydı. İstesem Amerikaya giderdim ve Kulkan beni asla bulamazdı, ben neden hala burdaydım?

"Baban seni bana emanet etti Akın. Sana bişey olursa Selim abiye verdiğim söz boşa gider, tamam mı?"

Kaşlarını çattı ve şaşkınca gözlerime bakakaldı. Bunu beklemedi. Eli yanağıma değince nefesim hızlandı.

"Babam beni sana mı emanet etti?"

Çekinerek başımı salladım. "Celasun Karaca yüzünden kalıyor ben de senin yüzünden."
Bütün cesaretimi toplayıp Akının gözlerini kaçırmadım, derince ona baktım.

"Ama ben öyle yada böyle de yıkılırım sana zarar gelirse çünkü ben.."

Elimi yanağına koyunca gözlerini kapadı ve alnını alnıma dayadı.

"Ben hayatımda bir tek adam sevdim Akın, o da sensin."

Bir an dudaklarımız birbirine değince kendimi bıraktım ve Akını öpmeye başladım..

Bir an dudaklarımız birbirine değince kendimi bıraktım ve Akını öpmeye başladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MEYUSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin