"Akın.."
Dikiz aynadan Celasuna baktım ve Bahara daha sıkıca tutundum. "Hadi Baharı al ve–" Başımı hızla sallayınca Celasun susup Mekeye baktı. Onlar fısır fısır konuşurken ben gözlerimi yine kollarımda yatan kadına diktim.
Yavaşça saçlarını okşayıp gülümsedim. Baharım. En güzel Baharım. Uyusun. Çok yorulmuştur, hem ben onu çok üzdüm. Biraz dinlensin yoksa bana yine bağırır. Sesli bir araba freni duyunca camımdan baktım ve Cumali amcamın arabasını gördüm.
Celasun arabadan inip benim kapımı açtı.Bahar üşümesin diye Celasundan kapıyı örtmesini rica ettim. Zaten buz gibiydi, üşütecek şimdi ama ben dedim. Hep dedim, sıkı giyin dedim.
"Akın gel –" Parmağımı dudaklarıma bastırdım. "Şşşt! Uyandırma!" Elimi Baharın yanağına koyup hafifçe gülümsedim ama Celasunum gözlerinde yaşlar parlıyordu."Celasun oğlum ne old–"
Yamaç amcam bana ve Bahara bakınca dizlerin üstüne düştü. Cumali amcam ise kapıya tutunarak Yamaçın yanına düşmemeye çalıştı. Ne oluyor bunlara ya?
Bir araba daha duyunca kaşlarımı çattım.
"Babamin oğlu! Ne oluyor?"
Vartolu. Salih? Yok Saadetin yada amca mı? Bilmiyorum. O da arabadaki manzarayı görünce gözlerini kapatıp başını sağa çevirdi. Niye abartıyorlar ki? Uyuyor sadece.
Ellerimdeki kanı pantolonumda silip Baharın elini elime aldım. "Seni seviyorum Baharım." Diye kulağına fısıldayıp sonra da yanağına bir öpücük bıraktım. Ayıp olmasın diye herkes boynunu eğidi. İyi. Zaten Bahar hiç sevmezdi. Eskiden çok utanıyordu ben bunu yapınca.
"Amca.."
Yamaç eliyle sakalından geçip gözlerime baktı.
O da ağlıyordu."Amcam."
Baharın yüzüne düşmüş saçlarını kulağının arkasına sakladım. "Bahar bana kızdı mı?" Cumali amcam arkasını dönüp siyah gökyüzüne bakakaldı. Celasun ise dizlerin üstündeydi ve durmadan başını sallıyordu.
"Niye kızsın ki sana oğlum?"
Başımı yine amcama çevirdim. "Üzdüm. Çok üzdüm. Beni af eder dimi?" Yamaçın gözünden bir yaş damladı başını sallarken.
"Af eder tabi. Bahar seni çok seviyor."
Bir araba daha geldi. Metin abi, Medet ve Aliço.
"Ooo."
Aliçonun mavi gözleri bana çarpınca gülümsedim ama o öbürleri gibi ağlamaya başladı. Metin abiye bakınca onun gözleride yaşlarla doldu. Allah Allah.
Medet Vartolunun önüne tükürdü sonra da Celasunun yanına geçti."Hayır! Hayır! Çok kötü! Çok kötü!"
Aliço bağırınca yine parmağımı dudaklarımın üstüne koydum. "Şşş! Şt! Susun!" Yamaç elini Baharım saçlarına koyup bana baktı.
"Akın, Bahar öld-öldü oğlum."
Şimdi benim de gözlerim doldu ve yavaşça gerçeğe döndüm. Ölmedi. Bahar ölmez. Derin var daha- Derini bırakmaz. Beni bırakmaz-
Ben bir sevdiğimi daha kaybedemem."Gel, Baharı hastaneye bırak."
Başımı hızla salladım.
"Bırakmam." Diyip yüzümü Baharın boynuna sakladım. "Bırakmam. Seni asla bırakmam." Hiç durmadan Bahara onu bırakmayacağımı söylüyordum. Etrafımdaki hiç kimseyi takmıyordum. Ne Aliçonun hıçkırıklarını ne de Medetin Vartoluya küfür edişini."Yeğen.."
Cumali amcam bana dönünce yavaşça başımı kaldırdım. "Gitti." Gözlerimde biriken yaşlar yanağıma damlarken başımı hafifçe salladım. "Gitmez. Beni bırakmaz. Ben ona Babamın emanetiyim.. Beni bırakmaz." Son gücümle gülümseyip Baharın yüzüne baktım. "Bırakmazsın dimi sevgilim? Bırakmazsın ailemizi."
"Akın hadi oğlum."
Sağ gözüm seğirmeye başladı. Kollarımda sevdiğim kadını tutup titreyen bacaklarımla arabadan indim. Cansız kolları aşağıya asıldı. Saçlarının uçlarına kan yapışmıştı ve her adımla bir damla kan yere damladı.
Hastaneye ilerleyince Yamaç ve Cumali amcamlar yanımdaydılar.Baharı hemşirelerin hazırladığı yatağa yatırıp her yanını düzelttim. Parmaklarımla saçlarını taradım, bacaklarını uzattım, rahat etsin diye. Sonunda da yanaklarını avuçlarıma alıp, hayatımda en çok sevdiğim kişiyle son bir kez dudaklarımızı birleştirdim.
"Merak etmeyin. Eşiniz bundan sonra bize emanet."
Çatık kaşlarla Doktora baktım. Eşim mi? Bahar benim eşim değildi. Hiç de olamayacaktı. Eşim. Keşke eşim olsa. Yamaç elini omuzuma koyunca kendime gelip doktora baş salladım. Hemşireler yatakla hastanenin içinde kaybolunca omuzumdan Yamaçın elini silktim.
"Akın–"
"Ne Akın ne?!"
Diye bağırıp Yamaçın karşısına dikildim.
"Ne istediniz lan benden?!" Cumali amcam beni Yamaçtan uzaklaştırmak isteyince o buna engel oldu. Celasunda yanımıza gelmişti. "Her şeyimi aldınız! Oldu mu? Bitirdiniz beni!" Gözlerimden akan yaşları umursamıyordum bile."Anlıyorum seni am–"
"Bok anlıyorsun!"
Etrafa bakınıp yine Yamaça döndüm. Elimle göğsüme vurdum.
"Ben koruyamadım! Ben! Sen ne anlayacaksın lan?"
Yamaç boş bir ifadeyle gözlerime bakakalmıştı.
"Sevdiğim kadın öldü! Çocuğumun Annesi, annesi lan! Ben şimdi ne bok yiyeceğim Yamaç Koçovalı?"
Celasun boynunu eğidi, tıpkı Meke, Metin ve Medet gibi.
"Bundan sonra derdimi anlatırken konuşmak zorunda kalacağım! Beni bir bakışla okuyabilen kimsem olmayacak!"
Amcamı yakasından tutup kendime çektim.
"Ben—!"
"EE YETER!"
"Ben bilmiyor muyum?! Bende koruyamadım! Baharı lan Baharı! Karımı kurtaran kızı koruyamadım! Canımın bir parçası! Kardeşimi, küçücük kızı! Bende koruyamadım amına koyayım!"
Yamaç benden ayrılıp sıkık dişlerle ve kocaman gözlerle bana baktı.
"Senayı koruyamadığım gibi, Akşını koruyamadığım gibi Baharı da koruyamdım! Oldu mu Akın efendi? Duymak istediğini duydun mu?!"
Amcama arkamı dönüp elimle gözlerimi kapattım. Uzun bir sessizlik girdi ortama. Kimse bişey demedi, Aliço ağlamasını bastırdı, Medet küfürünü kesti. Çok sessizdi. Belimdeki tabancayı alıp emniyeti çektim ve silahın namlusunu başıma dayadım.
"Akın!"
"Lan yeğen!"
Celasun son dakikada yetişmeseydi havaya uçan kurşunlar şu an kafama girmişti. Baharın yanında olurdum en azından..