💚
Unutmayın kızlarım, siz en güzel çiçeklersiniz kimsenin sizi soldurmasına izin vermeyin :)•••
Ural'dan....
Elimdeki papatya buketinden yayılan harika kokuyu son bir kez içime çekip dakikalardır elimde tuttuğum anahtarla kapıyı açtım.
(Evet, tam olarak papatya dedi.)
Yaklaşık bir haftadır Alin'in aramıza yerleştirdiği buz dağlarından karıma sarılmayı geçin görmeye bile hasret kalmıştım.
Çocukların dışarıda olması dolayısıyla eve hakim olan sessizliği bozmamaya özen göstererek odamıza doğru adımlamaya başladım. Tabi odam olabilmesi için Alin'in benim eşyalarımı kapının önüne koymamış olması gerekiyordu. Ve bu gerçekten çok düşük bir ihtimal gibiydi.
Odamıza girdiğim esnada yerde ağlayarak yatan Alin'i görmemle elimdeki çiçeği bir kenara fırlatıp hızla yere çöktüm. O sonsuz gökyüzü bulutlanmış da gözyaşlarını birer birer akıtıyordu.
"Alin, güzelim iyi misin?" Diye sordum endişemi ses tonuma yansıtmamak adına büyük bir çaba sarf ederken.
"Ural ben düştüm... Oğlumuz, o... Ona bir şey olur mu? Olmasın, lütfen. Canım çok yanıyor Ural... Be... Ben anlamadım. Aniden aşağıdan ses gelince sen sandım. Hızlıca aşağıya ineyim derken a... Ayağım takıldı benim."
Alin'in titreyerek konuşmasına karşın derince bir nefes alıp gözünden dökülen birkaç damla yaşı parmağımla sildim. Hata bendeydi ya. Alin'den yiyeceğim azarları bile bile yine de gelmeliydim bu eve. Hangi akla hizmet onu yalnız bırakıyordum ki?
"Bebeğim, iyisin. Oğlumuz da iyi. Hadi ayağa kalk doktora gidelim. Olur mu?"
Alin alışık olmadığım bir sakinlikle başını sallarken ona uzattığım elimi titreyen eliyle kavrayıp ayağa kalktı. Zoraki attığı birkaç adımla yatağın yanına gelirken canının yanmamasına özen göstererek yatağa yavaşca uzanmasını sağladım.
"Ural gitme... Korkuyorum." Diyerek elimi sımsıkı tutan Alin'e karşın yatağın yanına çöküp Caner'in numarasını tuşladım. Büyük bir ihtimalle ambulans bizim için daha iyi olurdu fakat Alin'in korkusuna korku daha da korku katmak gibi bir hedefim yoktu.
"Güzelim, iyisiniz... Lütfen ağlama."
"Ural ben özür dilerim... Sana bir daha asla kızmayacağım, lütfen gitme." Diye ağlayarak bedenime sarılan Alin'e karşın yanağıma bir damla yaş düştü. Canım yanıyordu, Alin'in her damla göz yaşı canımı yakıyordu.
"Senden gitmek mi? Saçmalama Alin. Böyle bir şeyi aklımı kaçırmış olsam bile asla ama asla yapmam."
"Alin, çiçeğim iyi misin?" Diye bağırarak odaya dalış yapan Caner'le Alin'den hızla ayrılıp ayağa kalktım.
"Caner arabaya geç ben geliyorum."
...
"Hanımefendi iğneyle bir işlem olmayacak lütfen şuraya oturun."
Az önce doktor zoruyla çıkartıldığım odadan gelen bağırma sesiyle derince bir nefes alıp hızla içeriye daldım. Bu adama benim karıma bağırma hakkını kim, ne zaman vermişti acaba? Kimse Alin'e sesini yükseltemezdi, buna bende dahildim. Kimse bir kadına sesini yükseltemezdi.
"Sen kendine ne zannediyorsun? Elindeki doktorluk diplomasına mı güveniyorsun sen? Aynısından bende de var. Bize o diplomayı kadınlara bağırmamız için vermediler değil mi? Şimdi kibarca işini hallet buradan sonrasını da başhekimle konuşarak halledersin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FENOMEN DOKTOR( FS1)
Romance(Fenomen Serisi 1. Kitap) "Şikayetiniz?" "Annem." Doktor civanım sandalyeden kalkıp yanıma doğru ilerledi. "Annenizi görmeden muayene edemem." Ural Dinçer'in ilk karşılaşması bu olmuştu Alin'le ama son olmayacaktı. İlk aşk, ilk heyecan...