FD'35

1.3K 80 12
                                    

Yerimden kalkmamak için direnirken öte yandan da sımsıkı koltuğa sarılıyordum. Koltuğun dört tarafı çok sevgili (!) Annem, arkadaşlarım ve sevgilim tarafından çevriliyken bu direnişimin pek de istediğim gibi sonuçlanmayacağı gün gibi ortadaydı. Başımın iki yanında Annem ve Ural, ayak kısmında da ise Caner ve Doğu dikiliyordu. Hayır yani davetiyeleri tek tek herkesi ziyaret edip dağıtmamız için neden 4 birden seferber olmuşlardı onu da anlamıyordum doğrusu. Devlet meselesi haline getirmişlerdi resmen.

Bunlar hep Annem ve Ural arasındaki ittifaktan kaynaklanıyordu. Anne - oğul bir olmuş hem beni dışlıyor hemde kankalarımı annemin yemeklerini bir daha görmemekle tehdit edip bana karşı kullanıyorlardı. Dürüst olmak gerekirse aynı şey bana da olsa bende annemin yemeklerini seçerdim. O yüzden kızamıyordum da ibnelere.

"Alin kızım öğle oldu uzatma da başlayın yavaştan."

Türk Annelerini Anlama Yöntemleri...

Kural 1.
Bir Anne eğer saattin öğleye denk geldiğini söylüyorsa bu kesinlikle yanlıştır.

"Annecim. Meloşum. Saat daha yedi yedi. O yalanın modası geçti."

Sabahın köründe hayati ve adaletsiz bir görüşme için oturma odasında toplanmış bulunmaktaydık. Adaletsiz diyordum çünkü şurada dörde tektim resmen. Cidden insan ailesini seçemiyordu. Arkadaşlarımı da ben yanlış seçmiştim. Kaybedeceğimi bile bile zorluyordum. En azından mücadele etmedi denmezdi arkamdan. Direkt kabul etmek Alin Kahraman yasalarına aykırıydı.

"Böyle basit bir mesele için beni kıracağını düşünememişim." Ural yüzünü asarak yanı başımdan ayrılırken istemsizce kahkaha attım.

Ulan Sarı! Senin basit dediğin şey gün boyu arabanın içinde tüm tanıdıkları gezmek, davetiyelerini bizzat kendi elimizle vermemiz, onlarca tebrik ve hayır duası ile dolu ultra yorucu bir gün. Aman ne kadar basit. Tamam nişan hazırlıklarından dolayı totom koltuklara hasret kalmış olabilirdi ama o koltuklar genellemesi içinde araba koltuğunun olduğunu düşünmüyordum.

"Lan sevgilisi küstü kız burada gülüyor. Kimin kankası be." Caner beni tebrik edeceği sırada annemin öksürüğü ile anında olduğu yerde dikleşip asker selamı verdi. Valla ne yalan söyleyeyim Annemin elindeki koz büyüktü.

Oflayarak koltuğumdan kalktım. Yere diz çöküp sırtımı koyduğum yere bir öpücük bıraktım. Ve koltuğu okşayarak konuşmaya başladım. "Kolay pes ettim biliyorum. Her şey için özür dilerim ortak. Ama enişten yalandan da olsa küstü. Ne yapayım? Lütfen beni affet. En kısa sürede yine buluşacağız."

Annemin 'salak mısın sen' der gibi bakmaları eşliğinde salondan çıkıp mutfağa ilerledim. Tam da tahmin ettiğim gibi Ural masada oturmuş elindeki suyu içiyordu. Ama böyle daha çok elindeki rakıymış da bir derdine içiyormuş gibi asi bir hali vardı. Acıların çocuğu Ural.

"Naber lan Sarı biberimm?"

"Yoksa gidiyor muyuz?" Öyle hevesli sormuştu ki hayır dememek için kendimi zor tutuyordum. Tam kırılmalık bir hevesi vardı. Ama kıramazdım, kıyamazdım.

"Bende iyiyim Sarı biberim. Sağol."

İğneleyici bir ses tonuyla söylediklerime karşın Ural ayağa kalkıp bana sımsıkı sarıldı. "Özür dilerim canım. Yanıma gelince kabul ettin diye heyecan yaptım ben. Cidden çok istemesem seni zorlamazdım ama benim için önemli. Ben Cenk'e hayallerimizi gerçekleştireceğime dair söz verdim. Ve bu da bizim hayalimizdi çünkü biz hep öyle olmasını isterdik. Değer gördüğümüzü hissetmek ve değer verdiğimizi hissettirmek isterdik. Bunun için öyle bir hayal kurmuştuk. Ama Cenk'le beraber nasip olmadı. Bende seninle giderim diye düşünmüştüm. Sonuçta Cenk seni kardeşi görüyor. Ama ben tek de giderim sorun değil."

FENOMEN DOKTOR( FS1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin