Aradan dile kolay bana zor iki hafta geçmişti. Bana zor diyordum çünkü bu süreçte resmen taş doktorum Ural'la köşe kapmaca oynamıştım. Hatta ve hatta restorana geldi diye çöpleri çıkardıkları ara sokağa bile kaçmıştım. Aşk işte engel tanımıyordu.
Doğu pampa ajanımdan aldığım bilgilere göre taş doktorum civanım bu süreçte kafayı yiyecek kıvama gelmişti. Eee kolay değildi bir kız sana açıldıktan sonra seni terk etmesi. Dokunuyordu işte insana.
Geçtiğimiz bu bol aksiyon dolu 336 saatte bende fabrika ayarlarıma dönmüştüm. İçimdeki aşkı itiraf etmiş, tüm duygularımın adını koymuş bir şekilde mutlu ve Ural'sızdım. Benim de depresyonum buydu demek be. Hayalimdeki taş kocaya kavuşamadan sönmüştü yıldızım gök yüzünden.
"Kızım, Ural oğlum geldi."
"Hoşt...ay pardon Meloş. O nerden senin oğlun oluyor ayol."
"Aliiiin"dedi annem. Bu bir uyarıydı. Ve sen asla teslim olma Alin.
"İnsan orucu tutuyor de. Bir kişiyi bile görürse bozulurmuş. Evet evet bunu de ona."
Annem her zamanki haliyle söylene söylene odadan çıkmıştı. Bu Meloş da çok nankör olmuştu haa. Kaç defa temizliğine yardım etmiştim. Her ne kadar en sevdiği vazoları kırmış olsam da yardım yardımdı yaniii. Küçüğü büyüğü olmazdı bu yüzdendir herhalde özel tasarım mumlukları bile kırmıştım. Ama ben ne yapayım abi? Elektrikli süpürge çok ayrı bir alemdi. Çekiyordum hortumundan gidip bambaşka yerlere çarpıyordu. Ahh hele o pas pas yerleri kayak merkezine döndürüyordu. Az daha totosuz kalacaktım onun yüzünden.
"Alin... Orada olduğunu biliyorum güzelim. Ve sen bana cevap verene kadar buradayım. Yanıma gelene kadar gitmeyeceğim."
O bana güzelim mi demişti? Kalbimi söküp sepetle ona uzatasım vardı bee. Aman ne psikopat ne psikopat.
"Seven neden sevdiğinden kaçar ki? Mavi Şeytan neden ukala,egoist,sevimsiz fenomeninden kaçar."
Bak kendi sıfatlarını biliyordu ama eksik.
Başımı camın kenarına yaslamış çekirdek çitleyerek onu dinliyordum. Güzel edebiyat yapıyordu kerata. Artık neden doktor olduysa.
"Beni duyduğunu çok iyi biliyorum mavi şeytan."
Şeytan meytan ayıp oluyordu ama haa. Şimdi doksan derece kaynamış suyu dökecem kafandan aşağıya göreceksin şeytanı da cehennemi de.
"İçerideyim Alin Kahraman. Aramızda sadece şu evin duvarları var. Ahh tabi bir de seninkiler. "
Ural içeriye girdiğinde daha fazla dayanamayarak... Yanına gittim sandınız değil mi? Tabiki de hayır... Sadece pizzacıyı aradım ve iki orta boy pizza söyledim. Kendi evimde aç kalıyordum bir sarı bok uğruna. Özel olarak numarasını alıp balkonumun altına çağırdığım siparişçi çocuğa çantama bağlandığım fularlardan yaptığım sepeti mi desem her neyse işte onu uzatıp içine parayı koydum. Çocuk da gülerek pizzaları koyduğunda yukarıya çekmeye başladım.
"Aşağıda sevdiğim Bey oturuyor. Ve kendisinden kaçmaya çalışıyorum. Yapacak bir şey yok. Kader."
Fularlarımı bu eziyetten kurtarıp dolabıma attıktan sonra yere çöküp pizzama gömüldüm. Allah'ım nasıl da güzeldi bee. Kurban olduğum kusursuzdu, aynı Ural gibi.
Odamın camının tıklatılması ile tereddütle ayağa kalkmıştım. Perdenin arkasında duran Doğu'yu görmemle gülerek camı açtım ve içeriye girmesini sağladım.
"Dalinim yaa. Aşağıda Ural'ın arabasını gördüm. Dedim bu kız bana asla kapıyı açmaz bende camına tırmandım."
İyi tanıyordu beni yeni nesil SpiderDoğu. Gerçi 25 yaşında da ne kadar yeni olacaksa. Yakında emekli olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FENOMEN DOKTOR( FS1)
Romance(Fenomen Serisi 1. Kitap) "Şikayetiniz?" "Annem." Doktor civanım sandalyeden kalkıp yanıma doğru ilerledi. "Annenizi görmeden muayene edemem." Ural Dinçer'in ilk karşılaşması bu olmuştu Alin'le ama son olmayacaktı. İlk aşk, ilk heyecan...