FENOMEN DOKTOR( FS1)

FD'60

Bugün kitabımızın yıldönümü💛
1 yıl boyunca yanımda olan okurlarıma çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız 💛

•••

"Kanka yürüyemiyorsan senin için paraya kıyıp bir vinç çağırtayım."

Doğu'nun sahilin öteki ucundan bana bağırması ve akabinden üzerimde toplanan bakışlara aldırmadan yürüyebilmek adına büyük mücadeleler veriyordum.

Neden mi?

Çünkü çok sevgili kocam oğlunu alıp çoktan denizin kenarına kurulmuştu. Ve sanırım ardında bıraktığı karnı burnunda karısı ve böcek çıkar diye korktuğu için kucağımdan inmeyen kızı umurunda değil gibiydi. Bu ne mücadele Allah'ım Survivor bile böyle zor parkur görmedi.

Şişmiş karnımdan ötürü Lina'yı daha yukarıda tutmaya çalışırken verdiğim bu ağır mücadeleye katlanamayan bedenim yerle bir olmuştu. Tabi bunda kumların vesilesiyle penguen style yürümemin de büyük etkisi var gibiydi.

"Hanımefendi iyi misiniz?" Diyen bir ses duymamın ardından görüş açıma giren elle ağzım şaşkınlıkla aralanmıştı. Sanırım Ural ile evlendiğim günden beri bu gözler böyle bir klişe görmemişti.

"İyiyim ben... Sadece düştüm."

Verdiğim saçma cevaba tebessüm eden adam yerde ağlayan Lina'yı daha kolay ayaklanmam için kucağına alırken Lina da minik kollarını yabancının boynuna doladı.

Birkaç dakikalık bir mücadelenin ardından göbeğimin bana verdiği yetkiye dayanarak ayağa kalkıp Lina'yı yeniden kucağıma aldım. Bu sırada yabancıya teşekkür etmeyi de ihmal etmemiştim. Malumunuz acelem vardı. Yürümem gereken uzun bir yol ve katili olmam gereken yakışıklı bir kocam...

"Kızım yanlış düşüncelere kapılma senin baban o yakışıklı yabancı değil Acun... Yani Ural pardon." Dedim aklıma Melisa'nın rich çakma babasına sarılırkenki fotoğrafa laf ederken.

"Aaa kanka sonunda gelmişsin. Zahmet etmesen keşke biz kalkardık birazdan." Diye tekrardan boş yapma mesaisine başlayan Doğu'ya ayağımdaki terliği tekme atar gibi yaparak fırlattım. Biraz hedefinden sapıp Ural'a vurmuştu ama olsundu. Yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır kocam bey.

"Hayatım ne yapıyorsun ya?"

"Hayatın batsın." Diye kendi duyacağım bir ses tonuyla söylendim Hira'nın da yardım etmesiyle kumsalda bana ayrılan minderin üstüne otururken.

"Alin iyi misin?" Diye soran Berkan'ı başımla onaylayıp önümdeki sudan bir yudum aldım. Kendimi sanki çölde yürümüş gibi hissediyor olmam normal miydi? Ah acaba serap olarak da Ural'ın her dediğime uyan bir koca olduğunu falan mı görsem ya?

"Alin kız senin için manavdan havuç aldım artık Bugs Bunny gibi kemirirsin."

Sert bakışlarımı Göktuğ'a çevirip susmasını sağladıktan sonra önümdeki buram buram lezzet kokan pizzadan bir dilim alıp ağzıma attım. Hıhı aynen hamileyim ya yediğime çok dikkat ediyorum, eveeet.

"Ural, hayatım? Hani kızımız korkuyor ya az yardımcı mı olsan babası olarak." Dedim bol iğneleyici bir ses tonuyla. Nedense ben bir türlü Lina'yı kumların arasında böcek vs.  olmadığı gerçeğine inandıramamıştım.

Ural oynadığı oyundan kafasını birkaç saniyeliğine kaldırıp Lina'ya yanına gelmesini işaret etmişti. Ey güzel Allah'ım ya! Ben kız korkuyo diyorum beyefendimiz yanına çağırıyor. Bu kız nasıl gelecek oraya? Işınlanarak mı?

"Ural." Dedim uyarıcı bir ses tonuyla korku dolu bir ifadeyle kucağıma sinen kızımızı gösterirken.

Çok sevgili (!) kocam Bey sonunda alması gereken mesajı alıp ayağa kalkmış ve hızla yanıma gelmişti. Allah'ım çok şükür.