Medya:Ural
Okumaya başlamadan gözümüz gönlümüz açılsın dedim.
•••
Ural'dan...
"Buyrun hanımefendi, şikayetiniz neydi acaba? Öğrenebilir miyim?" Dedim oldukça mesafeli ve ciddi bir ses tonuyla. Yüzlerce kere tecrübe edinmiştim ki. Yakın davranınca işler çığırından fazlasıyla çıkıyordu.
"Benim boğazım ağırıyor."
Sabırla derin bir nefes aldım. "Boğazınız için KBB doktorumuza görünmeniz gerekiyor hanımefendi, iyi günler."
Aslına bakarsanız hastalarımla aramda oldukça iyi bir bağ vardı. Ama gerçekten hasta olanlarıyla.
"Nasıl yani? Siz ilgilenmeyecek misiniz?"
"Hanımefendi, benim alanıma girmiyor sizin ağıran boğazınız."
Kadının bozulduğu her halinden belli olurken kendince bir öfkeyle odamdan çıktı. Bu Fenomenlik mevzularının şüphesiz en çok başımı ağırttığı konu buydu. Beni görmek için insanlar binbir yalanla buraya geliyordu. Ve işin asıl berbat yanıysa onların yüzünden gerçek hastalarım sıra bulamıyordu. İşte bu canımı oldukça sıkıyordu.
Sıradaki hastayı çağırdığımda kapıdan küçük yaşlarda bir çocuk ve annesi olduğunu tahmin ettiğim bir kadın geldi. Evli olduğunu varsaydığım kadın beni görmek için oğlunu kullanmazdı herhalde. Yani öyle umuyordum. Öyle olmalıydı.
"Merhabalar. Anladığım kadarıyla hastamız küçük Bey. Sorunu ne annesi?"
Çocukları severdim. Bu yüzden annelerinin onları kullanma ihtimalini bile bile her daim sıcaktım onlara karşı. Rastlamıştım çünkü öylelerine. Parmağında yüzük yanında çocuğu ile gelip de hareketleriyle utanması gerektiği yerde benim utanmamı sağlayan kadınlarla. Evet ben utanıyordum. Böyle çocuklar böyle kadınlara anne diyeceği için, hayatı onlardan öğreneceği için ben utanıyordum. Fakat bu bile o çocuklara somurtmama neden olamıyordu. Zaten çoğu çocuğun hastaneden korktuğunu düşünürsek gözlerinde kötü doktor imajı vermem onları daha büyük korkulara sürüklerdi şüphesiz.
"Genel olarak kontrol için getirdim. Şekerli şeylerden vazgeçemiyor ve şeker hastası olmasından korkuyorum."
Yüzüme bakmadan konuşan kadına anladığımı belli edercesine başımı salladım. Nasıl görecekse?
"Anladım bir tahlil yapalım. Sonuçlar çıkınca görüşürüz."
Sonunda odamın dört duvarıyla baş başa kaldığımda derin bir nefes aldım. Dün geceyi düşünmeden edemiyordum. Nasıl da güzeldi öyle? Hayatımda hayranı kalacağım anılar biriktiriyordum. Alin'in olduğu her ana hayrandım aslında. Beni kendine öyle bağlamıştı ki. Gözüm ondan başkasına değince bile içime bir sıkıntı oturuyordu.
Bu akşam ondan aldığım sözü seve seve gerçekleştirme günümdü. Defolara elveda diyecektik. Deli gibi kıskanıyordum onu. Her şeyden herkesten kıskanıyordum. O kıyafetler olmazdı bu yüzden. Her şey olurdu ama o kıyafetler olmazdı. Giydiğinde kalbi kırılmasın diye tek kelime edemiyordum. Ne yapacağımı deli gibi düşünürken çözüm yolu Alin'den gelmişti. Büyük ihtimalle içinden bulaşık deterjanı tadı aldığım kahveyi içemeyeceğimi düşünerek yazmıştı. Fakat o yazıyı gördüğüm an kendimden beklemediğim bir performansla içmiştim kahveyi. Ve dürüst olmak gerekirse bir kahvenin daha berbat olma ihtimali yoktu. Hayatımda içtiğim en betbat kahveydi. Kahve olarak bile nitelendirilmeyecek kadar iğrençti hatta.
"Ural Bey? Tahlilleri görmeye başlayacak mısınız? Birkaç kişi var zaten sonuçlar çıkmıştır."
"Göreyim bugün erken çıkacağım zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FENOMEN DOKTOR( FS1)
Romance(Fenomen Serisi 1. Kitap) "Şikayetiniz?" "Annem." Doktor civanım sandalyeden kalkıp yanıma doğru ilerledi. "Annenizi görmeden muayene edemem." Ural Dinçer'in ilk karşılaşması bu olmuştu Alin'le ama son olmayacaktı. İlk aşk, ilk heyecan...