Nişanımız varrrr.
Medyamızda Alin'in nişanlığı ve nişan pastası var.
•••
Nişan saati yaklaştıkça içimdeki heyecan katlanarak artıyordu. Bir haftadır bedenime hakim olan yorgunluk yerini saf heyecana bırakmıştı.
"Girebilir miyim?" Kapının arkasından gelen Ural'ın sesiyle Hira ayağa kalkıp kapıyı açtı.
"Makyajını yapalım da geç kalmayalım."
Ural ilgiyle yanıma gelip zerre yabancılık çekmeden makyajıma başladı. Ustalıkla kullandığı fırçalar eşliğinde oldukça sade bir makyajı kolaylıkla yapmıştı. Abartılı taşlı tuşlu bir nişan elbisesindense Ural'ın tabiriyle bir prenses elbisesi giymiştim. Yine Ural'ın isteği üzerine başımda mavi çiçeklerden bir taç vardı. Sevdiğim adamın elinden çıkmış oldukça hafif makyajım ise her şeyi tamamlar gibiydi.
Nişan konseptimiz de yine Ural'ın isteği üzerine mavi'ydi. Ve herşey cidden böyle masmavi gökyüzü kadar sonsuz ve kusursuz görünüyordu. Ural'ın da üzerinde klasik kravatlı takımların aksine lacivert ve oldukça şık bir takım vardı.
"Hadi çifte kumrular insanlar sizi bekliyor."
Hira hızlı hareketlerle saçımı düzelttiğinde yavaş adımlarla kapının önünde beni bekleyen Ural'ın koluna girdim. Ural'ın yüzüne kondurduğu kusursuz bir gülümseyiş eşliğinde içeriye girmiştik. Ve bende durum oldukça vahimdi. Öyle ki heyecandan titrememek için kendimi fazlasıyla kasıyordum.
Nişan eğlenceleri başlamadan önce Ural'ın bir konuşma yapmak için mikrofonu eline almıştı. Bende dahil olmak üzere herkes pür dikkat Ural'a odaklandığında derince bir nefes aldı. Ne konuşacağını merak etmiştim açıkçası.
"Öncelikle bugün, burada ve bizlerle olduğunuz için herkese çok teşekkür ederim."
Salonda yeniden bir alkış tufanı koparken Ural önündeki bardaktan bir yudum aldı. Hala ne anlatacağı hakkında bir fikrim yoktu. Lakin basit bir teşekkür konuşması olmayacağı kesindi.
"Siyahın en güzel tonuna şahitlik eden bu kusursuz gecede sizlere biraz hayatımdan bahsetmek istiyorum. Bu birçoğunuzu sıkabilir elbette. Fakat göründüğü üzere ben huzurlu bir yuvaya sahip olma yolunda adım adım ilerliyorum. Ve bu yolda insanların sırlarım hakkında yaptığı dedikoduları kendime yük etmek istemiyorum. İlla da birşey konuşulacaksa sevgim konuşulsun, aşkımızı konuşulsun istiyorum."
Derince bir nefes aldı. Anlatacağı şeyi anlamıştım. Tek temennim Ural'ın bunca insana anlatacağı olayın yükü altında ezilmemesiydi.
"Bundan tam 8 yıl önce. Çocukluğumdan bu yana her günüme doğan güneşi kaybettim ben. Dünyam birkaç yıllığına zifiri bir karanlığa hapsoldu. Ama korkmayın karanlık derken hakkımdaki dedikodular gibi yasa dışı işler yapan kötü adam olduğumu kastetmedim. Sekiz yıl önce kardeşimi kaybettim. Manevi de olsa kardeşimdi ki hala da öyle. Kalbimde yaşatıyorum hala onu. O gece doğum günüydü. Onun doğum günü kutlamasına gidiyorduk fakat sarhoştuk. Yanlış şeride giren bir araç dolayısıyla kaza yaptık. Ve ben o kazada karanlığa hapsoldum. Canımı kardeşimi kaybetmekten daha çok hiçbir şey yakamaz diye düşünürken büyük yanılgı yaşadım. Canım tekrar yandı. Çocukluğumdan bu yana ailem bildiğim insanlar, kardeşimin ailesi bana haketmediğim bir katil damgası vurdu. Bize çarpan o yanlış şeride giren adamın yemesi gereken damgayı ailemden ben yedim. İşte hakkımda her daim farklı yorumlarla haberlere düşen dedikodunun aslı bu."
Mavilerinde parlayan bir damla yaş gördüm. Yaptıklarından belki pişman değildi ama belli ki sürekli sürekli aynı anı anlatmak ona o yoğun acıyı tekrar tekrar yaşatıyordu. Kabuk bağlamasına izin vermeden tekrar tekrar kanatıyordu yaralarını.
![](https://img.wattpad.com/cover/219885791-288-k77928.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FENOMEN DOKTOR( FS1)
Romance(Fenomen Serisi 1. Kitap) "Şikayetiniz?" "Annem." Doktor civanım sandalyeden kalkıp yanıma doğru ilerledi. "Annenizi görmeden muayene edemem." Ural Dinçer'in ilk karşılaşması bu olmuştu Alin'le ama son olmayacaktı. İlk aşk, ilk heyecan...