Alin'in ev kombini 👆🏻
Ural'dan...
"Gençler bu sucuklu yumurta hiç annemin yaptığına benzemedi ki." Mutfaktan gelen Alin'in sesiyle üçümüz de ayağa kalktık. Caner'le iddialaşmaları sonucu kahvaltıyı Alin hazırlama kararı almıştı. Fakat işler pek yolunda değil gibiydi.
Mutfağa girdiğimizde tavada kabukları ile duran yumurta ve çevresindeki sucuklarla karşı karşıyaydık. Caner ve Doğu kahkahalarla gülmeye başladığında bende gülmemek için yanağımın içini ısırmakla meşguldüm.
"Yememiz gereken yer içi değil kabuklarıydı kanka." Doğu'nun alayla konuşması üzerine Alin sinirle eline aldığı yumurtayı kafasına atmıştı. Sanırım az önce gülmemek için verdiğim savaş çok İsabetli olmuştu. Zira eğer gülüyor olsaydım Alin sucuk yerine beni doğrardı. Buna emindim.
"Kızım naptın yaa. O yumurtayı kırman gereken yer tavaydı benim kafam değil."
Alin eline aldığı yumurtayı Doğu'ya göstermişti. "Çok konuşma ikincisi geliyor bak."
"Seni seviyorum Şapşal." Diyen Doğu mutfaktan koşarak kaçmıştı. Geriye Caner ve ben kalmıştım. İddiayı Caner başlattığını göre potansiyel risk altında olan o sayılırdı.
"Alin'e ufak şeylerde yardım edebilirim. Sende başımızda dur. Vereceğin paranın yarısını ben veririm."
"Tamam orti."
Caner'le resmi görünmeye çalışarak el sıkışarak Alin'in yanına ilerledim. "Bak güzelim. Yumurtayı sert bir kaba çarp kenarı yataylamasına çatlayacak oradan tutarak ikiye ayır."
Alin dediklerimi dikkatle yaparak yumurtaları kırdığında sevinçle kendini alkışlamıştı. Çırpıptığı yumurtaları tavada pişen sucukların üzerine döküp kenardaki tost ekmeklerini almıştı. Elinde ekmeklerle bana döndüğünde ne olduğunu anlayarak gülümsedim. "Canım ekmeklere yağ süreceksin makinede bir ezdikten sonra zaten sucuklar ve peynir dilimli arasına koyup ezeceksin."
Alin'in dediklerimi uyguladığı dakikalarda yüzüne gittikçe genişleyen bir gülüş yayılıyordu. Kahvaltı hazırladığı için bu kadar mutlu olabilecek tek insan o olmalıydı.
Tüm kahvaltılıkları özenle tabaklara koyup masanın ortasına dizerken aynı zamanda da neşeyle dans ediyordu.
"Senin yüzünden iddiayı kaybettim abi ya."
"Alin mutlu oldu ya. Parasını ben veririm." Cebimden çıkardığım iki yüz lirayı ona uzattım.
"Abi saçmalama paranın lafı olmaz şakaydı." Ona uzattığım parayı eliyle geri itmişti. Cidden iyi arkadaşlara sahipti Alin. Çok şanslıydı arkadaşları yanında olduğu için. Fakat bir kız arkadaşı da olsa fena olmazdı yani hep erkeklere takılmaması açısından.
"Biraz daha sinirlensem saçlarımı üç numaraya vuracaktım. Psikolojim bozuldu lan."Doğu saçlarını kurularken aynı zamanda söylenmekle meşguldü. Alin'in kızdığı zaman ne yapacağını tahmin etmek imkansız olduğu için önlem almak da haliyle pek mümkün olmuyordu.
"Gelin de şu kafama yumurta yememe neden olan masaya bir bakalım." Mutfaktan çıkıp salona ilerleyen Doğu'nun peşinden yerlerimizden kalkıp salona geçmiştik.
"Ohaaa manyağa bak manyağa. Bu masa nasıl böyle oldu kız çingene?" Doğu, Alin'in yanına gidip yanağını öperek sımsıkı sarılmıştı.
"Ben yapınca oldu." Dedi Alin gülerek bana bakarken.
"Çok da güzel olmuş eline sağlık güzel kızım benim."
Alin havada bana öpücük atıp masaya oturmuştu. Bu saatten sonra onu kimse konuşturamazdı.
"Lisede bizim sınıfta Derya vardı ya. Onun düğünü varmış. Davet etti bizi."
"Caner, kafana birkaç defa vur belki çalışır oğlum. Biz şuan neredeyiz? Nasıl gideceğiz düğüne?"
"Yavv abicim düğün burada zaten,yarın."
"Gideriz o zaman. Sana da uyar mı Ural?"
Başımı olumlu anlamda salladım. "Uyar kardeşim." Alin'in yanındayken bana her yer uyardı.
"Abi ya tişört pantolon gitsek çok mu saçma olur?" Diyen Doğu'ya masadaki herkes gülmüştü. Tanıdığım onca insan arasından rahatına en düşkün olanı Doğu olmalıydı. Ee yani Alin'in arkadaşından da aksi beklenemezdi.
"Saçmalama abi."
Kahvaltı sonrasında Caner kendine kombin ayarlamak için odasına geçmişti. Bizde oturma odasında her birimiz bir koltuğa yayılmış oturuyorduk.
"Doğu sana ben seçerim giyeceklerini. Benim ki kafamda zaten."
"Bu sefer nasıl bir defo bizi bekliyor acaba?"
"Sana da sürpriz olsun."
Aman ne sürpriz!
"Derya bile koca buldu ha. Bu kız senden hoşlanmıyor muydu lise birde."
"Ona bakarsan Berkan da senden hoşlanıyordu. Dört yıl peşinde kuyruk oldu adama hiç yüz vermedin."
Berkan mı? Haydaaa. O da kimdi? Lisede Alin'in peşinden koşmak mı? Hemde dört yıl boyunca. Amann üzerinden kaç sene geçmişti ama hala hoşlanıyor olamazdı ya. Ya hoşlanıyorsa? Hoşlanamazdı tabiki. Sonuçta Alin'in bir sevgilisi vardı, ben vardım. Kıskanmak ne zor işti abi ya. Damarlarında böyle bir zehir misali dağılıyor, tüm vücudunu ele geçiriyordu insanın.
"Aaa bak Derya bana da yazmış." Dedi Alin elinde tuttuğu telefonu Doğu'ya göstererek.
"Oku bakalım buradan göremedim."
"Alin,kuzum. Nereden senin kuzun oluyorum be. Tatil için burada olduğunuzu öğrendim ve çok sevindim. Yarın düğünüm var sizi de burada görmeyi çok isterim. Öpüyorum canım yarın inşallah görüşürüz. Git kocanı öp be iyyyyk... Neyse ben odama çıkayım birkaç şey ayarlayacam."
Alin telefonunu cebine atıp salondan ayrıldığında Doğu da yanıma geldi. "Kaldık baş başa yine iyi mi?"
"Uza lan. Ne baş başbaşası? Niyeti bozma lütfen."
Doğu gülerek omuzuma yumruk attı. "Hadi ordan lan. Berkan'ın adını duyunca yüzünün aldığı ifadeyi gördüm. Yani haksız da sayılmazsın çocuk şarap gibi yıllandıkça değerleniyor."
"Seni o Berkan mıdır nedir onun yerine koyar döverim şurada."
Alin'den...
Dolabımı açtığımda içeriden bana el sallayan gri elbiseme küçük bir öpücük attım. Valizimi hazırlarken alıp almamak arasında gidip geldiğim elbiseyi belki ihtiyaç duyarım diye düşünerek çantama yanıma almıştım. İyi ki de öyle düşündüm yani. Yoksa abiye elbise asla bulamazdım özellikle de bu bilmediğim şehirde.
Uzun fakat gerek yırtmacı gerekse dekolteleri ile Ural'a göre oldukça defolu bir elbise olacağı kesindi. Ama yanımdaki diğer elbiseler bir düğüne uygun değildi. Hele de lise arkadaşlarımın ortalığı moda defilesine çevireceği bir düğüne hiç uygun değildi.
Lise zamanlarımda sınıfımı genel olarak çok severdim. Ortamı olsun, sürekli birlik olmamız olsun çok eğlenceli yıllardı. Fakat lise bittikten sonra kimsenin kimseyle düğün veya doğum günleri hariç görüşmemesi beni de koparmıştı o hayranı olduğum sınıf ortamından. En yakınımda sadece Doğu yer alsa da onlar da beraber eğlendiğimiz insanlardı neticede.
Aynı şekilde üniversite arkadaşlarımla da aynıydı. Ayda yılda bir birinin doğum gününde görüşür, sosyal medyadan birbirine yorum atmaktan ileriye gitmezdi kimsenin sohbeti. Arkadaş olsak da dost değildik yani kardeş gibi değildik.
"Bunu mu giyeceksin?" Ne zaman odama girdiğini bile anlamadığım Caner dolabımda duran elbiseyi alıp üzerine tutuyordu. "Her zaman olduğu gibi kızların en güzeli olacak birileri anlaşılan."
Gülümseyerek saçlarını karıştırdım. "Ne sandınız yakışıklım bey."
"Ural da kalpten gitmese bari."
•••
Partide görüşürüz 😘

ŞİMDİ OKUDUĞUN
FENOMEN DOKTOR( FS1)
Romansa(Fenomen Serisi 1. Kitap) "Şikayetiniz?" "Annem." Doktor civanım sandalyeden kalkıp yanıma doğru ilerledi. "Annenizi görmeden muayene edemem." Ural Dinçer'in ilk karşılaşması bu olmuştu Alin'le ama son olmayacaktı. İlk aşk, ilk heyecan...