Mahsun fırat ve ekibi bütün hazırlıkları yapmaya başlamıştı akşam mahallede iftar yemeği düzenlenecekti noyan ve ekibi anderas ile görüşüp o yemeği basmak için hazırlık yapmaya başlamışlardı songül hanım ve kızı hazırlıklar ile uğraşırken aile büyüklerinin destekleriyle işi hızlandırmaya başlamışlardı, adem ve ekibi ise özer taşoğlu nu takip etmeye başlamışlardı, ufuk bey'in planı neydi neden herkesi iftar yemeğine toplamasında bir plan olması lazımdı sonuçta silah ticareti yaptıkları için düşmanları çoktu hem uluslar arası hemde türkiye genelinde çok sayıda düşmanı vardı yusuf ve çakır faik üzümoğlunu takip ediyordu vakti zamanında faik üzümoğlu kazım yavuz'un yakın korumasıydı ufuk kaplan'ın herkese dair bir planı vardı şahin ağanın yıllar sonra geri gelmesi gibi herkes eşref ağayı duyduklarından beri barut gibi dolaşıyorlardı, onun katilini bulmadan kimse rahat etmeyecekti. Ufuk bey herkese görev vermişti bu işin sorumlularının bulunması için anderas tapınakçılar ile görüşmek için yola çıkmıştı, yüce majesde her dakikanın hesabını sormak istiyordu cardinal'i yöneten isim yüce majesde idi, türkiye'ye karşı ondan o kadar rahat konuşabiliyordu. Mahsun ekibini kontrol etmek için mahallenin sokağına gelmişti onu bekleyen biri vardı mahsun'un annesi yıllar önce bir görev uğruna gittiği yerden 1996 yılında ulucan ailesine sızmış kimliğini açık etmeden görevine devam ederken 2004 yılında ihtiyarların emri ile istanbul'da görevine devam etmişti. Mahsun dört ile beş dil biliyordu ana dili kürkçe idi, daha sonra zaza yazılarını öğrenmişti daha sonra osmanlı yazılarını öğrenmişti türkçe yazılarını öğrenmişti rusya yazılarınıda öğrenmişti. yılları geçmişti ama ana özlemi geçmemişti, annesini sokakta gördüğünde boynuna bir sarılışı vardı ki, sanki anne ve oğul 2004 yılından beri birbirlerini görmemiş gibiydiler hazırlıklara mahsun'un annesi toprak hanım da katılmıştı toprak hanım önceleri hiç oğlunun devlet görevlisi olmasını istememişti, çünkü toprak hanım'ın eşi vatan bey terörist'lerin hain saldırısı yüzünden öldürülmüştü haliyle korkuyordu oğlu mahsun'un kaderinin babası gibi olacak diye ama bilinmedik bir şey vardı o zaman vatan bey zor zamanlarda devlet görevi yapıyordu yapmaya çalışıyordu ama şimdi oğlu mahsun'un o kadar çok seveni arkadaşı vardı ki, mesela çakır neden çakır derlerdi ismi murat olmasına rağmen nedeni çok açık gözleri çakır gibiydi yüreği merhamet doluydu mahsun'un kan kardeşiydi bir diğeri yusuf du onun altın gibi bir kalbi vardı ama kanı deli akıyordu zaten o yüzden mahallede yusuf'un lakabı deli yürek olarak kalmıştı devlet'i ve bayrağı için mücadele etmeye hazırdı. Yavuz dikkaya adana da doğmuş büyümüş ve en çok sevdiği meslek polisliği yapmaya başlamış her sabah ve öğlen yemeklerinde memleketinden getirttiği biberlere isimler vererek adlandırmıştı biberlerine koyduğu isimler roketatar altı otuz beş yedi atmış beş 45 lik diye adlandırdığı biberleri vardı kamil vardı sonra gençlerden mahsun ile iyi arkadaşdı ikisi sonra metin le dostlukları oldu bir ara polat alemdar ile de arkadaşlığı olmuştu ama en çok sevdiği adem idi sessiz sakin herşeyi içine attığı gibi zamanı geldiğinde de konuşmasını iyi bilirdi adem ile mahsun vakti zamanında aynı yerde görev çok yapmıştı her şey neredeyse hazırdı artık herkesin akşam gelmesi planlanıyordu akşam olduğunda ilk gelen isim aksaçlı meryem öztürk idi istihbarat'ın başı ve ihtiyarlar'ın başı olarak iftar yemeğine katılmıştı adamları ile ufuk bey ile sohbet etmeye başlamıştı ki, mahalleye baskın yapılmıştı.