Yıllardan beri kapalı olan Kılıç Holding şimdi yeniden açılacaktı hemde kurucusu tarafından İzzet ağa tarafından Kılıç Holding çalışma hayatına merhaba diyecekti Halil ise Çatara'nın peşine düşmek için geliyordu İstanbul'a amaç belli idi Adem'i saf dışı bırakmaktı ama kazdıkları kuyuya kendileri düşeceklerdi Rıza baba ve ekibi gidiyordu yeni görev yerlerine hazır ortada kimseler yokken Davut'un ilk işi onları göndermek olmuş idi sınır da ise hareket devam ediyordu orada görev yapan Türk Asker'lerimizin dilinden şu türkü düşmüyordu hep bunu söylüyorlardı onlar Vatan Sana Canım Feda türküsünü söylerlerdi dün gidenler mertçe gitti ne hoşça kal ne elveda sıra bana geldi çattı vatan sana canım feda vatan sana canım feda emrindeyim sözüm ile feryadımla sazım ile oğlum ile kızım ile vatan sana canım feda vatan sana canım feda vatan sana canım feda susadıysam kanım hazır saracaksan canım hazır her dakika sonum hazır vatan sana canım feda vatan sana canım feda kes hükmümü idam gibi işte adam adam gibi atam gibi dedem gibi vatan sana canım feda vatan sana canım feda onlar asla şunu unutmamaları lazımdı onlar bizim Türk Askerimizi asla yıkamayacaklar idi çünkü bilmedikleri bir şey vardı oda şuydu Türk Askerlerimizin sözlediği sözler idir bunlar eğer bir gün şafağın için doğacak güneş dağdaki teröristin sırtını ısıtacaksa bırakın o güneş hiç doğmasın
Sevdanın adı VATAN olunca, Dile ELHAMDULİLLAH yakışır.Uğrunda ölmeyeceğin bayrağın gölgesine sığınma. Ya sahip ol, ya da defol! Ülkümüz göklerde dalgalanan sancak, Allah'ın huzurunda eğiliriz ancak. Cansa can kansa kan yeterki sen dalgalan şanlı bayrağım bu söyler Askerlerimizin hep dinli de idi vakti gelmiş idi İzzet ağa Ailesi'nin karşısına çıkmaya hazırlanıyordu bir tarafta ise hazırlık vardı Kılıç holdinç geri dönüyordu hemde kurucusu ile Ufuk bey ise masayı toplamıştı ve uzun bir gündemin sonrasında yeni yani masanın yeni lideri'nin Hızır Çakırbeyli olduğunu ve Adem dönene kadar Hızır'ın liderlik yapacağını söylemiş idi masaya öyle bitirmiş idi toplantıyı Adem ve diğerleri ise zor durumda idi destek istiyorlardı istedikleri destek yola çıkmış idi Cemal ve Davut ise nedense dedirgin bir tavır içinde idiler çünkü eğer tahmin ettikleri kişi ölmedi ise eninde sonunda kendileri ölecekti bunu en iyi onlar biliyordu İskender ise büyük bir planı harekete geçirmek için yola çıkmış idi Kılıçdere Ailesi nin başı ise dertte idi Çakırbeyli ve diğerleri ise Kılıçdere Ailesi'ni korumak için gelmişlerdi İskender Kılıçdere Ailesi'ni almadan Hızır ve diğerleri Kılıçdere Ailesi'ni sağlam bir yere götürmek için yola çıkmışlardı Halil ise bir intikam'ın peşine takılmış gidiyordu ablası sandığı Arzu Ulucan'ı kim öldürmüş idi onu bulmak için Türkiye'ye gelmiş idi Arzu Ulucan aslında Halil Ulucan'ın öz ablası değildi Halil onu öz ablası biliyordu peki Halil'in öz ablası kimdi yıllar önce bir cinayete tanık olmuş biri idi Zehra Akbey idi o gözüyle gördüğü cinayetten sonra Ulucan soyadını taşımak istememiş ve soyadını Akbey olarak değiştirmiştir bu sayede Ulucan Ailesi'nin Reisleri onun izini bulamamışlardır Kılıç Holding için son hazırlıklar yapılıyordur artık herkesin beklediği o an gelmiş idi yıllar önce açık olan Kılıç Holding bir hüzün ile kapatılmış idi ama şimdi yeniden açılacak ve kaldığı yerden devam edecekti Ali Kılıçdere ise Angora için Türkiye'ye gelmiş idi ama ne yazık ki kendisi acı bir olay yaşayacaktı Ali Angora'yı tuzağa çekip diye plan yaparken aslında Angora Ali Kılıçdere'yi tuzağa düşürecekti