6 Eylül'de Konya'da düzenlenen "Kudüs Mitingi" de darbe yönetimi tarafından "şeriatçı girişim" olarak gösterilmişti. Özellikle 1977'de Taksim'de yüzbinlerce emekçinin katıldığı coşkulu 1 Mayıs kutlamasına The Marmara Oteli'nden sıkılan kurşunlar, 1978 Yılının Aralık ayında Kahramanmaraş'ta ve 1980 yılında Çorum'da gerçekleştirilen katliam günlerce sürmüş ancak olaylara ısrarla müdahale edilmemişti. Maraş katliamı sonrasında verilen Sıkıyönetim kararı katliamın amacına ulaştığının bir kanıtıydı. 26 Aralık’a kadar süren saldırılarda resmi rakamlara göre 105 kişi öldürüldü, yüzlerce kişi yaralandı. ABD’nin çocukları başardı Darbenin dış bağlantıları ise yine hazırlık dönemi konusunda net fikir verecektir. Afganistan ve İran'da sorun yaşayan ABD ve NATO'nun Türkiye'yi de kaybetmekten korktuğu ve darbeye her türlü desteği verdiği biliniyor. Dönemin ABD Başkanı Carter'a Ankara'daki Amerikan diplomatik kaynaklarından geçilen "Bizim çocuklar başardı" cümlesi Kenan Evren ve arkadaşlarından böyle bir darbenin dört gözle beklendiğinin bir kanıtı niteliğindeydi. Türkiye 12 Eylül’e tank sesleriyle uyandı Askeri darbenin hazırlıkları, Haziran 1980'den itibaren Genelkurmay Karargahı'nda yapılmaya başlandı. Kod adı "Bayrak Harekatı" olan darbe, ilk olarak bütün ordu komutanlarına gönderilen emirle 11 Temmuz saat 04.00'te hayata geçirilmek istendi ancak 2 Temmuz'da Süleyman Demirel'in başbakanlığındaki hükümetin güvenoyu almasıyla plan ertelendi. Aynı plan, yine aynı isimle 12 Eylül sabaha karşı uygulamaya konuldu, artık sokaklara palet ve postal sesleri hakimdi. Emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen bu darbe, 27 Mayıs 1960 darbesi ve 12 Mart 1971 muhtırasının ardından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde silahlı kuvvetlerin yönetime üçüncü açık müdahalesi olarak tarihteki yerini aldı. 12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.59'da Türkiye radyoları (TRT) İstiklal Marşı'nın çalınmasıyla birlikte yayına geçti. Daha sonra anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Marşın bitiminde Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan Milli Güvenlik Konseyi'nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu bildiriyi 5 bildiri daha izledi. Demokrasiye son düdük: 12 Eylül Darbesi 27 Mayıs sonrası Türk siyasetinde beliren askeri vesayet rüzgarı ülkeyi anarşi, kriz ve kaos sürecine itti. Kısa süreli koalisyon hükümetleri ülkede istikrarı sağlayamazken, Türkiye kısa süre içinde darbe teşebbüsleri, ekonomik krizler, anarşi/terör eylemleri ve muhtıralarla uçurumun eşiğine getirildi. Kenan Evren ve arkadaşları 12 Eylül 1980 günü demokrasiyi rafa kaldırarak yönetime el koyarken, Türk demokrasi tarihinde kapanmaz yaralar açılıyordu. Milli Güvenlik Konseyi'nin 1 numaralı bildirisi Yüce Türk Milleti;
Büyük Atatürk'ün bize emanet ettiği ülkesi ve milletiyle bu bütün olan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, son yıllarda, izlediğiniz gibi dış ve iç düşmanların tahriki ile, varlığına, rejimine ve bağımsızlığına yönelik fikri ve fiziki haince saldırılar içindedir. Devlet, başlıca organlarıyla işlemez duruma getirilmiş, anayasal kuruluşlar tezat veya suskunluğa bürünmüş, siyasi partiler kısır çekişmeler ve uzlaşmaz tutumlarıyla devleti kurtaracak birlik ve beraberliği sağlayamamışlar ve lüzumlu tedbirleri almamışlardır. Böylece yıkıcı ve bölücü mihraklar faaliyetlerini alabildiğine arttırmışlar ve vatandaşların can ve mal güvenliği tehlikeye düşürülmüştür. Atatürkçülük yerine irticai ve diğer sapık ideolojik fikirler üretilerek, sistemli bir şekilde ve haince, ilkokullardan üniversitelere kadar eğitim kuruluşları, idare sistemi, yargı organları, iç güvenlik teşkilatı, işçi kuruluşları, siyasi partiler ve nihayet yurdumuzun en masum köşelerindeki yurttaşlarımız dahi saldırı ve baskı altında tutularak bölünme ve iç harbin eşiğine getirilmişlerdir. Kısaca devlet güçsüz bırakılmış ve acze düşürülmüştür. Aziz Türk Milleti:
İşte bu ortam içinde Türk Silahlı Kuvvetleri, İç Hizmet Kanunu'nun verdiği Türkiye Cumhuriyeti'ni kollama ve koruma görevini yüce Türk Milleti adına emir ve komuta zinciri içinde ve emirle yerine getirme kararını almış ve ülke yönetimine bütünüyle el koymuştur.