Halil ulucan kuzey Kıbrıs türk cumhuriyetin de bulunan devlet'in gizli mekanına baskın yapmıştı mekan acil k.o.d'a geçip saldırıya karşılık vermeye başlamışlardı, ulucan ailesinden geriye kalan tek halil ulucan kalmıştı geriye cardinal büyük bir savaş için hazırlık yapıyordu. Ama unuttuğu bir şey vardı oda yaptığı plan elinde patlayacaktı ilhan eroğlu da çatışmaya katılmıştı yıllar ilhan eroğlu'nun karakterini hiç değiştirmemişti ilhan eroğlu havaya ateş açarak dikkatleri üstüne çekip halil ulucan'ı peşine takmıştı ekipten on kişi alıp ilhan eroğlu'nun peşine düşmüştü halil ulucan songül hanım ise kızı ile birlikte gelini bahar ile görülüyordu, ona nasihatler veriyordu zamanında karadeniz'de oğlu ile bahar'ın evliliğine onay vermemişti ama sonra ne olduysa onay vermişti adem ve bahar evlenmişlerdi, halo dayı adem'i çok sevdiğinden dolayı düğünlerini yapmıştı ve esrarengiz bir şekilde ortadan kayıp olmuştu o durumu fırsat bilen tapınakçılar yüce majesde'nin emri ile bahar kılıçdere kaçırmışlardı ve onun yerine ona benzeyen birini öldürüp bahar süzü vermişlerdi. Bahar şimdi kurtulmuş ama adem yoktu şimdi halil ve adamları yakalanmışlardı ilhan eroğlu ve diğerleri de tim'e yakalanmışlardı. Tim cahit bey'e haber vermişlerdi oda meryem hanım'a haber vermişti zamanı gelmişti artık meryem hanım adem ile konuşmuştu iyileşmişti adem görevi kabul edip yola çıkmak için hazırlık yapmaya mekanına doğru yola çıkmıştı, çakır ile yusuf adem'in mekanında ne yapacaklarını konuşuyorlardı. Davut kapıda beklerken mekana yaklaşan bir araba görmüştür ve hemen içeri anos geçer araba kapının önünde durunca davut silahına sarılır tam ateş edeceği sırada adem arabadan iner ve şöyle der beni mi vuracaksın davut adem abini mi diyince davut şaşkınlık içinde adem'e bakar herkesin ölü bildiği adem kılıçdere yaşıyordur. Çakır ve yusuf ofiste otuyorlardı kime saldıracaklarını konuşuyorlardı çakır'ın ekibi ve yusuf'un ekibi adem'in ekibine moral vermeye çalışıyorlardı tam o sırada erhan'ın gözü merdivene takıldı oraya bakarken adem'i gördü yeni bir diriliş olacaktı mafya babaları ve ufuk kaplan ve masa adem'i ölü bilirken adem intikam için geri gelmişti ve ilk iş olarakta ofisine gitmişti kadınlar artık daha güçlü olmak zorundaydı adem'in yaşadığını bilmiyorlardı yeni bir dönem başlıyordu artık kadınları tehdit edenleri bahar kılıçdere ve adamları meryem kılıçdere tehdit etmeye başlamıştı karadenizli olan kılıçdere ailesi adem den sonra çok değişmiş ve her kim kadınları öldürmekle tehdit ediyorsa kılıçdere ailesi'nin kadınları bahar hanım ve meryem hanım o masaya oturup onları tehdit etmeye başlamışlardı ve masada ulucan ailesinden sonra hakmanlar için zor günler başlayacaktı tapınakçılar hakmanları desteklemeye devam ediyorlardı amerikalı keyn ve adamları türkiye'ye gelmişlerdi özel bir görev için ilk icraatları olarak ihtiyarlar başkan'ı cahit bey'e bir suikast yapmaya karar vermişlerdi keyn ve adamları cahit bey'i öldürdükten sonra adem ve ekibini yok etmek için emir almış bir ekipti songül hanım ve selma hanım buluşup dertleşmeye başlamışlardı selma hanım adem'i anlatıyordu songül hanım'a songül hanım her ne kadar oğlunu tanısada onu anlamalarını hele başkalarının onu başarı ile anlamaları songül hanım'ı çok mutlu ediyordu, izzet ağa ise oğlunun mezarı başında oğluyla dertleşiyordu oğlunun mezar taşını öpüyordu yine öyle yapmıştı oğlu ile dertleşip mezar taşını öpüp oradan ayrılmıştı eşref ağanın yayına gitmişti izzet ağa vatan uğruna ailesinden vazgeçmişti vatanı korumak için bir nevi ölmüştü onun yerine oğlu adem devam ediyordu ama gerçekten ölmüş olabilirmiydi adem eşref ağa ile dertleşmeye gelmişti oturup çay içip dertleşirken bir süre sonra kahve içerek devam ediyorlardı dertleşmeye eşref ağanın adamlarından birine bir telefon gelmişti haberi alan utku hemen eşref ağaya haber verdi eşref baba tapınakçıların köpeği noyan adamları ile baskına geliyormuş diyince eşref ağa ve izzet ağa birbirlerine bakarak bügün ikimizde öleceğim demek ki, izzet demişti.