İzzet ağa kuşçu babaya teşekkür etmişti böyle güzel bir hikaye anlattığı için sohbetleri devam ederken kuşçu baba bir hikaye daha anlatmak istediğini söylemişti izzet ağa da kabul etmişti ve kuşçu baba yılanın hikayesini anlatmaya başlamıştı, bir zamanlar yoksul adamın biri bir yılan ile dost olmuş adam ne zaman başı sıkışsa darda kalsa yılanın kuyusunu başına gidermiş orda bekler yılanda kuyudan çıkıp adama bir altın verirmiş. Bu hep böyle sürmüş lakin aradan uzun yıllar geçmiş, adam birden hastalanmış yataktan kalkamaz olmuş. Sonra oğlunu çağırmış oğluna demiş ki, filancı kuyunun yanına git orda bekle bir tane yılan çıkacak oradan o yılandan korkma dosttur o yılan yılan sana bir altın lira verir onu alır gelirsin demiş. Neyse çocuk gitmiş kuyunun başına beklemiş yılan gerçekten çıkmış yere bir lira altın bırakmış çocuğun aklından şeytanlık geçecekya kafasından geçirmeye başlamış demek ki kuyu altın dolu ben bu yılanı öldürürsem kuyuda ki altınları çıkartır zengin olurum demiş. Ve yerden hemen bir taş almış taşı yılana fırlatmış yılanın kuyruğu kopmuş tabi yılanda can havli ile çocuğun üstüne atlayıp ısırmış,çocuk zehirlenip ölmüş aradan zaman geçmiş ve adam iyileşmiş adam aslında bilge imiş ve olayın iç yüzünüde bilmekte imiş bir süre sonra kuyunun yanına gitmiş. Sonra yılanda çıkmış adam yılana bakmış bakmış ve demiş ki, yılan kardeş bizim çocuk bir densizlik yapmış ve cezasını da bulmuş ama biz dosttuk ve yine dost kalabiliriz demiş, ama yılan bu teklife yanaşmamış. Yok yok bu imkansız demiş, sende bu evlat acısı bende de bu kuyruk acısı olduktan sonra artık biz dost olamayız demiş üzülme izzet ağa ben inanıyorum ki, oğlun yılanların bozağına ipliği geçirecek vardır onun bir planı sen oğlun adem'in hain olduğuna inanmıyorsan onun peşinden giden dostları da onun hain olduğuna inanmıyor bak gör oğlun o yılanların boğazına ipliği geçirdiğinde hepsi köpek gibi yalvaracak bizi öldürme diye sen içini ferah tut izzet ağa oğlun ve onun peşinden giden arkadaşları yılanların başını büyümeden koparacaklar inşallah.