Medya Hyunjin'in okuldaki hâli.
Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar♡
(Jeongin)
Seungmin'e kısa bir mesaj yazdıktan sonra eşyalarımı toparlamaya başladım. Arkamdan gömleğimin ucunun çekilmesiyle o yöne döndüm.
"Hyunjin mesaj atmış. Seni arka bahçedeki çardakta bekliyormuş." dedi eşyalarını gelişi güzel çantaya atarken Changbin. Bir şey demeden sadece başımı tamam anlamında sallayarak cevap verdim.
Birkaç dakikanın ardından arka bahçeye gittiğimde araç olarak sadece motoru ve kendisi vardı.
Zaman kaybetmek istemediğimden hızlıca çardağa girip oturma zahmetine girmeden karşısında dikilmeye başladım.
"Evet?" dedim hemen konuşması için ama sanki 'ne söyleyeceksen söyle de gideyim' gibiydi söyleyiş tarzım.
"Otur. Tepeden bakılmasını sevmem." dedi elindeki telefonunun ekranıyla oynarken.
Görmeyeceğini bilmeme rağmen gözlerimi devirerek karşısına oturdum. "Bak arabayla gitme şansımı kaçırdım, otobüsü de kaçırmak istemiyorum. Lütfen biraz hızlı olur musun?" dedim bıkkınlıkla.
Normalde samimi olmadıklarımla iki lafı bir araya getiremeyen ben Hyunjin'e karşı ne demem gerektiğini düşünmeden söyleyebilmeye başlamıştım. Beni asıl şaşırtan da ona 'senden hoşlanmıyorum' dememe ve katı konuşmama rağmen bir şey dememesiydi.
"Benim de işlerim var. Sohbet etmeye gelmedim." dedi sonunda gözlerini bana çevirirken.
"Sana uyarısı yapılan bir şeyi anlamayıp yapmaya devam ettiğin için tekrar, bu sefer ben yapıyorum." dedi tane tane. Aptala anlatır gibi anlatıyordu ve bu daha da sinir bozuyordu.
"Neymiş o?" dedim karşılık olarak bende onun gibi konuşarak.
"Sana Changbin dedi ki o Chan şerefsizinden uzak durun, tekin biri değil dedi değil mi bunları?" deyip duraksadı. İlkte cevap beklediğini anlamadım. Suratıma dik dik bakarken başımı evet anlamında salladığımda konuşmasına devam etti.
"Madem sana böyle bir uyarı geliyor, neden ciddiye almıyorsun? İnsan bir şey biliyor ki uyarıyor sizi. O arkadaşında aynı. Kaç yıldır Seungmin'e söylüyor Changbin. Hadi o anlamıyor. Sende mi anlamıyorsun?" dedi sesi ciddileşirken.
"Konuşmalarına dikkat et. Arkadaşın değilim yakının değilim küçümser gibi konuşma benimle. Hem niye sizi dinleyelim? Ben uzak durmam gereken kişilerden gayet uzak duruyorum." dedim. Gelecek benimle aşağılar gibi konuşacak ben de müsaade edeceğim oldu ya.
"Uzak durman gereken kişiler kimmiş?" dedi alayla sırıtırken.
Hiç çekinmeden, lafı uzatmadan "Siz." dedim.
Sinir bozucu bir gülüş çıkarırken "Ne duydun da uzak durman gerektiği kanaatine vardın?" dedi.
"Ne duymadın ki olacak herhalde soru. Merak etme benim duyduklarım sizden uzak durmama yetecek kadar tatmin etti beni. Haftasonu da Jisung için geleceğiz zaten. Ona da söyleyeceğim bir daha böyle bir şey istemesin. İki tarafta geriliyor, memnun değil durumdan."dedim ciddileşirken.
"Duyduklarına ve insanların ne söylediğine bu kadar önem gösteriyorsan dediklerimi de dikkate almalısın. Madem bu kadar zor arkadaşlık ediniyorsun seçtiğin insanlar düzgün insan olsun." dedi sert sesine dönüş yaparken.
"Kimin söylediğine göre değişiyor. Herkesin dediğini dinleseydim kendi fikrim olmazdı." diyerek ayağa kalktım.
"Uyarın için sağol ama kendi kararlarımı verebilecek yaştayım. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu ayırt edebiliyorum." dedim çantamı alırken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Be Okay | Hyunin
FanfictionAnnesinden küçük yaşta koparılmış ve çocukluğu elinden alınmış bastırılmış bir çocuk. Kendi adaletini sağlamaya çalışan ve kötülüklerin içinde büyüyen bir çocuk. İtirafları zor, aşkları büyük olacak. (Yan shipler Seungbin, Minsung, Chanlix)