İyi okumalar 🍀
(Chan)
Seungmin'in verdiği haber oradaki herkesi sanki kanları çekilmiş gibi bembeyaz etmeye yetmişti. Babasının kim olduğunu bilmesem bile çıkmasının iyi olmadığını anlamıştım.
"Bir bağlantısı olabilir mi?" Şoku ilk atlatan Minho oldu.
"Tabii ki bir bağlantısı var! On sene hapis alan adamı çıkarabilecek güce sahip olan tek kişi onun babası. Hem de şansa bak ki tam da Jeongin'in kaçırıldığı zaman da." diyip bağırarak Hyunjin'i gösteren Seungmin şuan hayatının hatasını yapıyor olabilirdi. Farkında olmadan.
"Seungmin saki-"
"Ne sakin ol?! Neye sakin olacağım ben Tanrı aşkına? Benim arkadaşım kaçırıldı. Hem de yıllarca işkence gördüğü babası ve dünyanın en kötü adamı tarafından."
Bakışlarımı Hyunjin'e çevirdiğimde hiçbir şey yapmadan başını asla içmediği milyon dolarlık şaraplığına yaslamış yüzünü bize kapatmış dikiliyordu. Şaraplığının camlarını sımsıkı tutan ellerinden belli olan damarlar kendisini zor tuttuğunu gösteriyordu.
"Seungmin bence biraz sakinleşmelisin. Senin böyle yapman Jeongin'i buraya getirmiyor. Aksine bulmamızı zorlaştırıyor." Konuşan sarışın bir kez daha kanıtlamıştı ki gerçekten doğru kişiyi seviyordum.
"Daha fazla sakin kalamıyorum Felix. Abisi Jeongin'e belli etmeden eve getirin, çıktığını öğrenirse korkar belli etmeyin dedi. Ben ne yaptım?! Söylemem gerekirken sırf polise gider diye ve yüce Hwang hazretleri istemiyor diye duymamış gibi yapıp yüzüne kapattım. Onun için her şeyi yaparım diyorsun ama polise gitmekten acizsin." Son dedikeri bizzat Hyunjin'eydi. Ki benim tanıdığım Hwang bu laflara sakin kalamazdı. Öyle de oldu.
Seungmin'in son sözünü duyduğumuz anda Hyunjin'in tarafından cam patlama sesi tüm evi doldurdu. Hepimizin başı ona döndüğünde daha sesin nereden geldiğini anlamadan tuttuğu koca şaraplık büyük bir sesle yeri boyladı. Haliyle içindeki bilmem kaç dolarlık ve yıllık şaraplar da.
Yerdeki cam parçalarının arasından geçen kanla karışık şarapta kan daha yoğundu. Şimdiden yarasının derin olduğu belli olmuştu.
"Onu tek sen mi düşündüğünü sanıyorsun, ha? TEK SENİN Mİ CANIN YANIYOR?!" Bu yıllarca tanıdığım Hyunjin'in daha önce asla şahit olmadığım ses tonuydu.
"Burada hepinizin acısını toplasanız çektiğim acının yüzde biri etmez!" diyip kan içinde olan elleriyle önüne gelen saçlarını koparırcasına arkaya attı. Artık sarı saçları da kanlanmıştı.
"Polise gitmekten aciz olduğumu söylüyorsun. Gitsem ne olacak söyleyeyim ben sana. O parası ve ünvanıyla her boku yapan orospu çocuğu sence polis dediklerini satın alamayacak kadar aptal mıdır? Bunu düşünemeyecek kadar aptal olan sana bunu da söyleyeyim, değildir! Gidip kayıp desem anında o şerefsize haber verecekler ve bulmamız için yardım edeceklerine yanlış yönlendirecekler!" Bağırmaktan boynundan gözüken damarları her an patlayacak gibiydi. Ama yine de daha kriz aşamasında değildi. Gelene kadar önlemeliydim.
"Böyle birbirimize bağırmak çözüm getirmiyor. Herkes bi sakin olsun." Bu sarışın çocuk benim ruh eşim. Tartışmaya kapalı.
"Changbin sen Seungmin'i alıp kendi evine götür istersen. Biz burada kalacağız bir şey olduğunda haber veririz. Hyunjin sen de ellerini yıka pansuman yapalım. Kendine zarar vererek kendini engelliyorsun."
Odadaki en mantıklı kişiden çıkan mantıklı plandan sonra Changbinler çıkmıştı ama Hyunjin'e ellerini yıkatsak bile pansuman yapamamıştık. Felix üstelese bile sinirlenmeye başladığında daha fazla üstüne gitmeden aceleyle evden çıktık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Be Okay | Hyunin
FanfictionAnnesinden küçük yaşta koparılmış ve çocukluğu elinden alınmış bastırılmış bir çocuk. Kendi adaletini sağlamaya çalışan ve kötülüklerin içinde büyüyen bir çocuk. İtirafları zor, aşkları büyük olacak. (Yan shipler Seungbin, Minsung, Chanlix)