(Yazmaya başlamadan önce mutlaka izlediğim bir video medyadaki. YWBO vibe veriyor. Şimdiden iyi okumalar♡)
(Yazar)
Arabayı evlerinin bulunduğu sokağa yanaştırmış öylece arabanın içinde oturarak karşısındaki eve daha doğrusu odasının camına bakıyordu sarışın çocuk. Dalmış ruh halini telefonunun zil sesi bozdu.
''Son aramanın üstünden yarım saat geçti Jinnie. Neredesin?''
''Kapının önünde.'' Dedikten sonra bakışlarını çekmediği pencerede kuzenini gördü. Demek ki yanındaydı. Kısık sesle konuşmasından da hâlâ uyuduğunu anladı.
''Ne yapıyorsun kapının önünde? Hazır evde kimse yokken ve uyuyorken gelip görsene.''
''Onun izni olmadan bırakın evine girmeyi nefes aldığı şehirde durmak zor geliyor bana. Siz benim evine girip yanına gitmemi istiyorsunuz. Nasıl bir ruh halinde olduğunu bilmiyoruz ki özellikle bana. Başına gelen tüm her şeyin sorumlusu benken yanında isteyecek mi onu bile bilmiyorum.'' Dedi boğuk sesiyle.
''İyi de bunu yapmadan da bilemezsin aptal!''
''Bağırma. Uyandıracaksın onu.'' Dediğinde Felix yatağında yatan hafif terlemiş çocuğa döndü. Uyuduğunu görünce yeniden karşı kaldırımda duran arabaya kötü bakışlar atmaya devam etti.
''Ben atık bir şey demeyeceğim Hyunjin. Nasıl bi-''
''Felix?'' Konuşmasını bölen ses üzerine Hyunjin yerinde toparlanarak oturuşunu düzeltti.
''Telefonu kapatma.'' Diyip telefon sesini son sese ayarladı. Felix'te belli etmeden yatağının yanında bulunan küçük dolabın üstüne ters bir şekilde telefonu koydu.
''Ben mi uyandırdım seni?'' dedi Felix üzerindeki yorganı biraz daha onun üzerine çekerken.
''Ha-hayır. Boğazım kurudu ve terledim sanırım.'' Diyip üzerindekini tek koluyla atmaya çalışsa da Felix engelledi.
''Terliyken birden soğuğa geçince üşürsün. Ben sana su ve ince bir battaniye getireyim. Başka canın bir şey istiyor mu?''
''Hayır. Teşekkür ederim.'' Felix son kez gözlerini üzerinde gezdirip odadan ayrıldığında Jeongin tuttuğu nefesini acı dolu bir inlemeyle bıraktı. Kolu zonklamaya başlamıştı ve ağrı kesicinin etkisi geçtiğinden sırtındaki sızı canını acıtıyordu. Yine de Felix'in endişelenmemesi için belli etmese de telefonu açık olan ve duyduğu inleme sesiyle çoktan arabadan çıkmış evin bahçe kapısından içeri giren sarışın duymuştu.
Mutfakta su dolduran her şeyden habersiz çocuk kapının alacaklı gibi çalınmasıyla elinde tuttuğu bardağı hızla tezgaha bırakıp kapıyı açtı ki karşısında korkuyla duran Hyunjin harici bir alacaklı görse daha az şaşırırdı.
''Ne diye kıracak gibi vuruyorsun kapıya manyak?'' Dese de Hyunjin sorusunu cevapsız bırakarak onu içeriye soktu.
''Sen gidince acıyla inledi. Canı acıyor. Git kontrol et ciddi bir şeyse doktora gidelim.'' Diyip arkasından merdivenlere ittirdi çocuğu. Şaşırsa da bir şey demeden hızla odasına çıktı.
Kapısının önüne geldiğinde korkutmamak için derin bir nefes alıp sakince girdi Felix. Yatağında yatan çocuk kıvranırken Felix'in odaya girmesiyle ifadesini düzeltmeye çalıştı.
''Jeongin, iyi misin?'' diyip ter içinde kalan alnına dokunacakken Jeongin'in kendisini geri çekmesiyle eli hava da kaldı.
''İ-iyiyim. Terledim sadece.''
''Sıcaktan dolayı terlemiyorsun sen. Canın acıyor. Söyle bana bebeğim neren acıyor?''
''Bir yerim acı-acımıyor Felix! Sıcak diyorum.'' Dediği anda odasının kapısı hızla açıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Be Okay | Hyunin
FanfictionAnnesinden küçük yaşta koparılmış ve çocukluğu elinden alınmış bastırılmış bir çocuk. Kendi adaletini sağlamaya çalışan ve kötülüklerin içinde büyüyen bir çocuk. İtirafları zor, aşkları büyük olacak. (Yan shipler Seungbin, Minsung, Chanlix)