Umarım beğenirsiniz. İyi okumalarr♡Bölümün sonunda birkaç görsel bıraktım. Umarım notla birlikte onlarada dikkat edersiniz.♡
(Jeongin)"Eee ne zaman beraber yemek yiyeceksiniz?" dedim sataşmak için Seungmin'e.
"Saçma saçma konuşma. Olmayacak öyle bir şey."
"İddiaya girdiniz Seungmin. Bir nebze söz verdin sayılır. Sözünden mi döneceksin?" dedim önündeki sıraya otururken.
Artık havalar soğumaya başladığı için bahçede oturamıyorduk. Yemek yedikten sonra ya ikimizin sınıfından birinde ya da kütüphanede oturuyorduk.
"Amacın ne senin? İyice çöpçatan oldun haa. Kime anlattım ben bu çocuğun yaptıklarını acaba?"
"Bak ben bu çocuğun sana olan sevgisini gözlerinde gördüm. Ağzının içine bakıyor. Atla desen köprüden atlayacak. Belki değişmiştir hem. Sen de sevmesen gerçekten ısrar etmem karşılıksız olacak şey değil bu ama sizin ki karşılıklı işte." dedim.
Haftasonu olan buluşmadan sonra Changbin'e sempatim oluşmaya başlamıştı. Sınıfta da soru sorulduğunda veya laf falan atıldığında gerildiğimi anlayıp o cevap veriyordu. O yüzden bir nebze Seungmin'in aklına girmeye çalışıyordum. Ama deli inadı vardı bu çocukta.
"Canım arkadaşım, sevgi dolu çocuğum. Ben bu senaryoyu yaşadım. Değişmiyor. Ayrıca sevdiğim falan da yok. Yanlış anlamışsın sen."
"Beni kandıramazsın. Aldığı tüm eşyalar duruyor. Hadi onları geçtim. Belki kıyamadığın için atamıyorsundur. Ama dolabındaki kutuyu da gördüm."
Aslında kutuyu fark edeli de 2 3 gün olmuştu. Dolabından ceket almak için açtığımda görmüştüm. Normalde hiçbir şeyini saklamayan günlüğünü bile okutan çocuk o kutuyu daha önce hiç göstermemişti.
İlk başta açsam mı açmasam da ikilemde kalmıştım ama zayıf iradeli biri olduğum için merakıma yeni düşüp açmıştım. Ve kesinlikle fotoğraf albümleri, çiçek kuruları, yazılmış şarkı sözleri bulmayı beklemiyordum.
Gözlerini kısıp "Hainsin." demesiyle sırıtmaya başladım.
Ben onunla uğraşmaya devam ederken büyük bir gürültüyle bir kısa boy, bir orta boy bir de uzun boy insanın girmesi bir oldu.
Minho sırtında olan Changbin'e inmesi için bağırırken Hyunjin arkalarından elleri cebinde dünya yansa umrunda olmaz tavırla içeri girdi.
Changbin Seungmin'i görünce orta boyun sırtından inip gülümseyerek yanımıza geldi.
"Ne zaman geliyorsun yemeğe?" diyerek direkt konuya girdi. Selam verseydin Changbin.
"Hiçbir zaman."
"Şaşırtmayan Seungmin'in hareketleri. Her zamanki gibi sözünde durmuyorsun." dedi gözlerinden belli olan hayal kırıklığıyla.
"Ne zaman sözümde durmamışım acaba ben?"
"Şuan, seni asla bırakmayacağım dediğinde, evlenelim dediğinde.. Daha sayayım mı?"
Son verdiği örnek ile gözlerimi olabildiğince açıp Seungmin'e döndüm. Ona baktığımı anladığında o da hızla bana döndü.
"Yalan söylüyor. Ben öyle bir şey demedim." dedi.
"Beni asla bırakmayacağını söylemek evlenmek demek oluyor Seungmin. Hadi onu geçtim diğerleri ne olacak?"
Seungmin sessiz kaldığında bunu fırsat bilip "Yarın 8'de diyoruz o zaman." dedi. Yine ses çıkarmayıp sadece başıyla onayladığında Changbin sırıtarak arkadaşlarının yanına gitti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Be Okay | Hyunin
FanfictionAnnesinden küçük yaşta koparılmış ve çocukluğu elinden alınmış bastırılmış bir çocuk. Kendi adaletini sağlamaya çalışan ve kötülüklerin içinde büyüyen bir çocuk. İtirafları zor, aşkları büyük olacak. (Yan shipler Seungbin, Minsung, Chanlix)