Biraz Minsung'lanalımmUmarım beğenirsiniz. İyi okumalar ♡
(Jisung)
"Sonunda gelebildin. Çok üşüdüm." dedim biraz olsun ısınmak için ellerimi sürterken.
"Trafik vardı bebeğim. Bekle ısıtıcıyı açayım." diyip bir şeyler ayarladıktan sonra bana doğru eğildi.
Dudaklarıma küçük bir öpücük kondurduktan sonra çok mesafe bırakmayacak şekilde geri çekildi.
"Dudakların bile üşümüş." diyip sıcak dudaklarını bir kere daha bastırdı. Uzun bir süre öyle durduktan sonra geri çekildi. O sırada tadını daha net almak için dudaklarımı yaladım.
"Eee nereye gidiyoruz?"
"Doğum gününde gittiğimiz yeri çok sevmiştin. Bu sefer kalamayacağız ama en azından sadece senin olduğun bir gün olacak." Dışarıdan ne kadar soğuk ve ketum görünüyorsa bana karşı bir o kadar yumuşak ve romantik olması içimi eritiyordu.
"Seni seviyorum." dedim birden aşka gelerek. İkimizde birbirimizi sevdiğimizi tabii ki biliyorduk fakat fazla dillendirmiyorduk. O yüzden şaşırmasını bekledim ki dememle arabanın hafif bir sallantı yaşaması bir oldu zaten.
"Bebeğim öyle birden söylenir mi araba kullanırken? İkimizi de öldürteceksin."
"Ne yapayım ya? İçimden geldi birden."
"İçini yerim senin." diyip elindeki elime uzun bir öpücük bıraktı.
"Ay çok vıcık vıcık olduk birden. Biraz arkadaş olalım." dedim elimi elinden kurtarıp.
"Daha vıcık vıcık olmadık. Yatağa geçmemizi bekle." dedi uzanıp tekrardan elimi tutarken.
"Aklın fikrin orada zaten."
"Aklım fikrim sende."
"Acaba yatağı beklemesek mi? Arka koltuğun çok rahat görünüyor." dememle tekrardan kısa bir sarsıntı geçirdik.
"Araba kullanırken demesene şöyle. Elim titriyor, direksiyon kayıyor."
"Tamam tamam. Demedim bir şey." diyip müzik açtım. Varacağımız yere gidene kadar ben bağıra bağıra şarkı söylerken o da arada bir gülümseyerek katıldı.
"Wow. Geçen seferkinden daha sakin görünüyor." dedim etrafa bakınırken.
"Ne kadar az insan o kadar iyi. Hadi üşümeden gir içeri."
Sonunda içeri girdiğimizde ahşap ev geçen ki gibi etkisine aldı beni. Her şeyden önce küçük ve denizi girebilmesi çok güzeldi.
Ben pencereden dalgaların sahile vuruşunu izlerken arkamdan dolanan kollarla içimi daha çok huzur kaplamıştı.
"Aç mısın?" O mükemmel yumuşak sesi..
"Hıhımm." diyerek onayladım ama arkadan sarılıp gövdemde birleştirdiği kollarını tuttum. Çünkü bıraksam hazırlamak için gidecekti biliyordum.
"Beni bırakmadığına göre çokta aç değilsin?" Tebessümü sesine yansıyordu.
"Sanırım sana olan açlığım daha baskın." dedim başımı omzuna yatırırken.
"Hmm. Bak sen." dedi fakat dudakları boynumda gezdiğinden boğuk çıkıyordu sesi.
Boynumda gezen dudakları yavaş yavaş çeneme oradan yüzüme çıktı. Öpmüyordu. Sadece gezdiriyordu ama bu bile tüm hormonlarımı harekete geçirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Be Okay | Hyunin
FanfictionAnnesinden küçük yaşta koparılmış ve çocukluğu elinden alınmış bastırılmış bir çocuk. Kendi adaletini sağlamaya çalışan ve kötülüklerin içinde büyüyen bir çocuk. İtirafları zor, aşkları büyük olacak. (Yan shipler Seungbin, Minsung, Chanlix)