(Yazar)''Jeongin nasıl?''
''İyi olacak. Henüz daha yeni öğrendi. Bunu da atlatacaktır.'' Dediğinde önündeki belgelere bakıyordu Hyunjin. Topladığı onca kağıdın ve ortaklığın içinde bir tane açıklık bulamıyordu.
''Nasıl olur da yaptığı işleri bu kadar muntazam örtebilir. İş yaptığı tüm insanlar illegal işlerde olanlar. Biriyle bile ne fotoğrafı ya da kanıtlayacak evrak var.'' Diye söylendi kendi kendine.
''Hisseni sattığın kişiden bir şey gelmedi mi hala?''
''Sikeceğim o hisseyi de. Satmakla iyi mi yaptım kötü mü bilmiyorum. Elimde en azından bir koz vardı onunla. Şimdi ne bir kanıt var elimde ne hisse.''
''Olsun be sarı kuşum en azından Kore'nin en genç milyonerler sıralamanı yükselttin.'' Amacı gözleri kızarıp şişmiş olan çocuğun keyfini biraz olsun yerine getirebilmekti Changbin'in.
''Sıralamayı siksinler.''
''Sen çok küfür etmeye başladın bak ha. Söyleyeceğim seni erkeğine.''
''Ağzın değil elin iş yapsın Binni~e.''
''İkisi de çok iyi iş yapıyor.'' Dese de kimse takmadı onu.
Araştırmalarla geçen iki saatin sonunda Hyunjin'in dikkatini telefonuna gelen görseller bozmuştu.
'Babacığımın kasasını patlattım. Belki işine yarar ;)'
İlk görsel çekilmiş bir fotoğraftı. Chan'ın babası ve kendi babasının bulunduğu önlerinde paket paket beyaz tozların bulunduğu önlerinde de bir miktar dökülmüş halde duran fotoğrafta o beyazlıkların uyuşturucu olduğunu anlamamak aptallıktı.
İkinci gönderdiği ise Rusya'ya yapılan bir sevkiyat üzerineydi. Asıl olay şuydu ki belge de her şey net bir şekilde belirtilip altına her iki tarafında imzası atılmıştı. Altındaki imzalarda başka birinin adı dikkatini çekti.
''Changbin bebeğim o sıralamada birinci olmama ne derdin?''
''Evlen benimle derdim herhalde, ne diyim?'' Dediğinde yüzünü ekşiltti Hyunjin.
''Seungmin'i çok sevdiğini düşündüğümden ve bırakamayacağını düşündüğümden söylüyorum ki bir hafta içinde sadece senin yaptığın aptal sıralamanda birinci oluyorum.'' Diyip elindeki telefonu yan yana oturmuş Changbin ve Minho'ya gösterdi.
''Bir taşla üç kuş.''
''Aynen öyle. Bir taşla üç kuş.'' Dedi suratındaki yapmacık bir sırıtışla çocuk.
''Chan'ı çağıralım o zaman ne bekliyoruz.''
''Gördükten sonra evime gitmiştir zaten. Orada olmadığımı görünce ya buraya ya Jeongin'in evine gider ama ilk buraya uğrar.'' Demesinin ardından beş dakika ya geçti ya geçmedi deponun kapısı açılıp kapandı.
''Güzel dostlar. Böyle güzel bir günü kuru kuru mu geçiriyorsunuz? Size zula getirdim ama Hyunjin içmesin. Hem kahpeliğine hem de dünya için diyorum bunu.'' Diyip geçen ki halinden eser kalmamış şekilde kendini armut koltuklardan birine attı.
''Buradan Jeonginlere gideceğiz. İçemeyiz.'' Dediğinde Minho yüz ifadesi ciddileşti.
''Hyunjin tamam da siz?''
''Sözde babası olacak adamı sözde babam olacak adam öldürmüşte o yüzden.''
''Bu ne oğlum tekerleme gibi. Sen ciddi misin?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Will Be Okay | Hyunin
Fiksi PenggemarAnnesinden küçük yaşta koparılmış ve çocukluğu elinden alınmış bastırılmış bir çocuk. Kendi adaletini sağlamaya çalışan ve kötülüklerin içinde büyüyen bir çocuk. İtirafları zor, aşkları büyük olacak. (Yan shipler Seungbin, Minsung, Chanlix)