- 57. Daha Yeni Başlıyor -

10 2 40
                                    

Kerem derin bir nefes alıp doğruldu ve arkasına yaslandı. Şimdi ikimiz de karşıdakilere bakıyor, cevap bekliyorduk.

"Benim yüzümden oldu ya." diye başladı Alev.

"Çok üzgünüm, seni o duruma sokmak istemezdim." Bu kez Kerem'e doğru konuşmuştu. Serdar'a anlamaya çalışır gibi bakınca beni hemen cevapladı.

"Ya Demir bulaştı işte. Konu o."

İnanmamış gibi kaşlarımı kaldırdım. Eğer konu buysa Alev ne alakaydı ki? Bunu dile getiremezdim, ayıp olurdu sonuçta ama gerçekten... Alev ne alaka?

"Ayrıldığımızı duymuş. Beni Alev'le sanmış." diye kestirip attı Kerem. Bunu dile getirmekten bile utanıyordu sanki. En azından konunun aslını öğrenmemi sağladı.

"Ee?"

"Ee'si laf attı işte. Daha ne duymak istiyorsun?" dedi sinirle. Kendine hâkim olamayarak ellerinin yanını masaya vurdu. Bu hareketini hoş bulmadım ama onunla tartışmak da istemediğim için görmemiş gibi davrandım.

"Neden kavga çıkarıyorsun hemen?" dedim suçlarcasına. Ama sesim sakindi.

Bir de Alev için.

Tamam Nehir, sus. Kıskançlık yapma.

"Seni Oğuz'la zannetse ne yapardın?" diyerek bana döndü. Gözlerindeki kıvılcımları gözlerime dikince yutkundum. Oğuz da yemeğini bırakmıştı, tabağına bırakılan çatal ya da kaşık sesinden anladığım kadarıyla.

"Umursamazdım." dedim her ne kadar sesim kırılsa da. Gözlerini benden bir müddet çekmeyince pes eden ben oldum. Başımı yemeğime çevirdim ama göz ucuyla Serdar'a baktım. O da bu değişik çıkışını hâlâ sindirmeye çalışıyordu.

Kerem tepsisini alıp yanımızdan kalktı. Birkaç saniye geçer geçmez Alev de kalktı ve Kerem'e yetişmeye çalıştı. Elimi alnıma vurmamak için dudağımı dişledim.

Özge de onların arkasından kalkınca Serdar'la kalmıştık. O da Özge'nin arkasından bakarken Oğuz'a dönerek dudak büzdüm. Kaşımla Serdar'ı işaret edip fısıldadım.

"Söyleyelim."

Gözlerini kırptı sakince.

"Abi sana söylememiz gereken bir şey var." dedim cesaretimi toplayarak. Derin bir nefes aldım. Ama beni duymamış gibi gözlerini kapatıp aklındakileri, söyleyip kurtulmak için hızlıca sözlere döktü. Elini savurdu.

"Tamam, senin için kavga etti. O kız da kavganın tuzu biberiydi."

"Ne?" dedik Oğuz'la aynı anda. Kısa bir süreliğine bakışıp Serdar'a geri döndük.

"Sen bunu... Ne dedin az önce sen?" dedi parmağını bana doğrultup. Kendini o kadar kafasına odaklamış ki ne dediğimi bile duymamış.

Yüz ifadesini çözmeye çalıştım. Kaşlarını havalandırmış, pot kırmış gibi baktı ikimize de.

"Neden?" dedi Oğuz benden önce davranıp.

"Nehir'in anlaşması yüzünden." dedi bana kızgın bir bakış atıp Oğuz'a döndü. Bu kez soru sorulacak taraf bendim.

"Ne anlaşması?" diyerek bana masum gözlerle döndü Oğuz.

Ben de Serdar'a dik dik bakıp anlaşmamı anlattım Oğuz'a.

"Ve ne hikmetse bizim haberimiz yok." dedi devamında Serdar. Gözlerini gözlerimden çekmedi benimle inatlaşarak.

Oğuz omzumdan tutarak beni kendisine çevirdi ona bakmam için.

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin