- 90. Hazırlık -

8 2 12
                                    

Eve girmek üzereyken aklıma Kerem'e söylediklerim gelince, boşa ümit vermiş olmak yerine şansımı denemem gerektiğini düşündüm ve ofisteki kızı aradım. Adı Rüya'ydı.

"Alya Hanım, merhabalar." diyerek telefonu açınca içimi bir samimiyet kapladı.

"Merhaba Rüya. Nasılsın?"

"İyiyim, teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"

"Teşekkür ederim, ben de. Müsait miydin?"

"Tabii tabii, buyurun."

"Ya iş hakkında değil aslında. Seni bir etkinliğe davet edecektim, tabii istersen."

"Dinliyorum." dedi gülümseyen bir ses tonu vardı.

"Biz arkadaşlarımızla böyle hazır sevgililer günü de yaklaşıyorken bir buluşma ayarladık. Utku da orada olacak, eğer müsaitsen bize katılmanı çok isteriz."

Rüya birkaç saniye cevap veremese de sonrasında beni şaşırtarak gülmeye başladı.

"Alya Hanım, teşekkür ederim çok naziksiniz ama... Sevgililer gününe yalnız girecek biri olarak size katılmam biraz saçma olmaz mı?"

"Hayır hayır, adı öyle ama yalnız gelecek arkadaşlarımız da var. Öyle sevgililer günü partisi gibi bir şey değil, bir sürü arkadaşımız olacak, bizim de tanımadığımız insanlar gelecek. Maksat tanışmak, eğlenmek olsun diye düşündük."

"Tamam o zaman, ben ajandamı bir kontrol edeyim. Size dönerim." dedi umut dolu bir tonla. Resmen başarmıştım!

"Tamamdır Rüya'cım. Kendine iyi bak."

Kapıda Oğuz'la karşılaşınca telefonu alelacele kapatıp cebime koydum. Bana bakmak için çıkmıştı muhtemelen.

"Hayırdır?" dedi başını sallayarak.

"Kerem'le iyi anlaşacağını düşündüğüm bir arkadaşımı çağırdım."

"Arabuluculuğa mı başladın şimdi de?"

"Ben eskiden hep öyleydim de..." derken aklıma gelenlerle sırıttım. Hızlı zamanlarımdı.

İlk defa aklıma geçmişten bir şey geldiğinde gülümsediğim için afalladım. Oğuz beni yüzünde gülümsemeyle izliyordu. Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp her şeyi unuttum ve ona sarıldım.

Boynuna attığım kollarımla onu kendime iyice çekince bedenlerimiz buluşmuştu. Bu hareketimle kıkırdamaya başlayınca gözlerinin içine baktım. Onun gülmesini izledim.

"Bana öyle bakma." dedi gülümsemesinin ardından.

"Neden?" dedim yanaklarındaki minik gamzeleri ısırmamak için kendimi zor tutarken.

"Çünkü daha çok aşık oluyorum. Daha çok batıyorum Nehir bataklığına. Beni kurtaramayacaksın sonra."

"Batan batmış zaten, belli değil mi?" derken kendimden bahsediyordum. 

Yedinci Ev'in de dediği gibi:
1 saniye geçti
Aklıma düşmeyeli...

"Akşam içmeye gidelim mi?" diye aniden bir teklif sununca kalakaldım.

"Bu nereden çıktı?"

"Bilmem. Sen işe başlamadan son kez biraz eğlenmeye gideriz belki?"

"Sen çalışmıyor musun?" dedim kaşlarımı çatarak. Buluştuğumuzdan beri ne işinden bahsediyordu ne de işe gidiyordu.

Kahkaha atmasıyla aptal olduğumu düşündüm.

"İşe gidiyorum bitanem ama senin haberin yok. Olmaması da normal çünkü yıllık iznimi kullanıyorum."

Kıyımızdaki DalgalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin